|
Kılıçdaroğlu’nun korkusu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasadaki yeni değişiklikler tahtında öyle şeyler söylüyor ki, sanırsınız o konu, onun anlattığı şekliyle ilk defa anayasaya ekleniyor ve bu eklemeyle birlikte dünyanın da çivisi çıkıyor.



Şu son başkanlık – başbakanlık çatışmasıyla ilgili gafı kastetmiyorum. O gafta zaten konu edilmeye değecek bir şey de yok, çünkü som bir cehaletin ürünü. Bunu konuşarak yaygınlaştırmak, bu tür cehalete karşı duyarsızlığı artırabilir. O nedene halk arasında tipik bir cehalet örneği olarak kullanılmasına yarar olabilir ama yazılı kayda dönüşmesi pek hayırlı olmaz.



Benim kastettiğim, Anayasa Mahkemesi'yle ilgili değişiklik... Daha geçen gün Sakarya'da da “olabilir mi böyle bir şey?” gibi teatral bir eda ile yine söz etti bundan. Yine diktatörlük eğilimin bir belgesi gibi sunmaya kalkıştı.



Mevcut durum şöyledir:



Anayasa Mahkemesi 17 üyeden oluşur. TBMM, iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer.



Cumhurbaşkanı ise, üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından, en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından, dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.



Yeni değişiklik ise şöyledir:



Anayasa Mahkemesi 15 üyeden oluşur. TBMM iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından seçer.



Cumhurbaşkanı ise, üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından, en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından, dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.



Kılıçdaroğlu'nun Anayasa'da nelerin değiştiğini bilmediğini de artık iyi bildiğimiz için, onun anlamasına uygun bir özet daha yapalım:



a) Anayasa Mahkemesi'nin, mevcut durumda, 3 üyesi TBMM, 14 üyesi Cumhurbaşkanı tarafından seçilen toplam 17 üyesi bulunmaktadır.



b) Anayasa Mahkemesi'nin yeni durumda, 3 üyesi TBMM, 12 üyesi Devlet Başkanı tarafından seçilecek, toplam 15 üyesi olacaktır.



Buna göre, 15'in 17'den küçük olduğunu, Devlet Başkanı'nın seçeceği üye sayısının iki (rakamla: 2) adet eksildiğini de, yine Kılıçdaoğlu için özel olarak belirtmiş olalım.



Hal böyle olduğuna göre, Kılıçdaroğlu'nun eski ve yeni durumla Anayasa Mahkemesi üye sayı ve seçimleri arasında devasa bir fark, devrim niteliğinde bir oluş fehmetmesini neye yorabiliriz?



Sözü uzatmaya gerek yok, çünkü görünen köy kılavuz istemiyor.



Durum odur ki Kılıçdaroğlu, kasetle genel başkan olma senaryosundaki tecrübesiyle bu konuda da duyumlarına dayanarak şöyle bir senaryo yazıyor:



Referandum halk tarafından kahir bir ekseriyetle kabul edileceğine, süre dolduğunda Recep Tayyip Erdoğan da başkan seçileceğine göre, Erdoğan Anayasa Mahkemesi'nden başlayarak, yeni devleti kurmakla kalmayan, iktidarda hangi görüş sahipleri olursa olsun onu bugüne değin kendi bürokratları, yargıçları yoluyla kendi zihniyetine göre yöneten CHP'yi tasfiye edecek.



CHP zihniyetinin tasfiyesi demek, yepyeni bir Türkiye demektir. Bu yeni bir Türkiye CHP'nin eseri olmayacağına göre, CHP'nin karşıtı olacaktır. Bunun yorumu ise, Batıcıların yenilmesi, milli ve yerli olanların iktidarlarını süreklileştirilmesidir.



Kısaca, Kılıçdaroğlu'nu korkutan kendi senaryosudur.



Bu da tıpkı, korkularını gerçek sayıp, değişiklikleri de buna göre şekillendirerek gaftan gafa koşmasına benzer bir yanılgıdan, vehimden ibarettir.


#CHP
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Anayasa Mahkemesi
7 yıl önce
Kılıçdaroğlu’nun korkusu
Oturun oturduğunuz yerde, susun!
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!