|
Klasik Düşünce Okulu
Ebu Hâmid el-Gazzalî
'nin içtihadın,
İbn Arabî
'nin nazariyatın ve
İmam Rabbânî
'nin tecrübî tasavvufun (bunlarda eriştikleri ilmi / irfani yetkinliğin bir sonucu olarak) kapısını kapattığını söylediğimiz yerde, düşünmede de kozmik seyyaliyeti esas alıyor olmamız bakımından, aynı zamanda kapatılma noktasının açılma noktası olduğunu söylemiş oluyoruz. Çünkü, ilgili kodlar bir yerden sonra kilit altına alınmışsa, yeni kodların oluşturulması da o kilitlerin açılmasıyla başlayacak demektir.


Burada sıradan bir tekrarlamadan söz etmiyorum. Whitehead'ın Batı felsefesinin tamamını Platon'a düşülmüş bir dipnot olarak nitelediği gibi, biz de zaten son beş asırdır isimlerini zikrettiğim zatların düşüncelerine dipnot düşmekten başka bir şey yapmıyoruz. Dolayısıyla bize tekrarlamadan daha fazlası gerekiyor ki, bu da ancak, tekrarlayarak asıl tekrarlanmaz olana (yeni zaman düşüncesine) ulaşmamızla mümkün olabilecektir.



Bunun için üç şey gerekiyor:



1-Klasik eserlerin (karşılaştırmalı) incelemesinin, sadeleştirilmiş / çevrilmiş metninin ve tıpkıbasımların yapılması.



2- Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi öğreniminin bu eserlerin okutulması yoluyla sağlanması.



3-Onların Akait, (Mantık ve) Kelam, (Fıkıh Usulü ve) Fıkıh, Tasavvuf sıralamasına göre okutulacağı sivil yapıların oluşturulması; daha da önemlisi bu derslerin öğrencinin hocayı (elbette hocanın da öğrencisini) seçmesi esasıyla yapılması.



Ben bu çerçevede düşünedururken, geçtiğimiz ay yapılan kitap fuarında, ulemadan bir zatın, hemen hemen tüm kitaplarını inceleme-metin-sadeleştirme-tıpkıbasım olarak hazırlayan bir yayınevinin standına gelerek, “kim okuyacak tıpkıbasımları, gerek yok israfa yola açmayın” dediğini söylediler. Zikrettiğim nedenle, belirttiğim tarzda bir okuma sürecine girilmesine büyük önem verdiğimden, üstelik de ulemadan birinin bu yaklaşımı sergilemesinden ziyadesiyle üzüntü duydum ve “konuyu ilk anda anlayacaklarını zannettiklerimize bile anlatmak için demek ki daha zaman ihtiyacımız var” diyerek teselli olmaya çalıştım.



Neyse ki, Ekrem Demirli Hoca'nın e-posta yoluyla yaptığı şu bilgilendirme yetişti imdadıma ve beni çok çok rahatlattı:



“Bir kaç arkadaşla birlikte '

Klasik Düşünce Okulu

' adını verdiğimiz bir çalışma başlattık. Çalışmanın ana fikri başta İslam klasiklerini (özellikle nazari metinleri) klasik düşüncenin ana metinlerini talebelere okutmak, bu kitaplar üzerinde yazılar yazdırmak! Derslerin kayıtlarını da alarak bir web okulu oluşturmak!



Bu amaçla daha önce pek çok kez deneyip muvaffak olamadığımız bir faaliyete Ocak ayı itibarıyla yeniden başladık. Çok şükür bu kez bir hayli mesafe kat ettik. Pek çok arkadaşımız bize destek oldu; akademyeda büyük bir heyecan oluşturdu.



Önce, mekan sorunu nedeniyle az sayıda talebe ile derslere başlyacaktık, ara dönem olmasına rağmen ve hiç bir tanıtım yapmamamaza rağmen yaklaşık bin civarında talebe başvurdu. Biz de mecburen daha fazla sayıda talebe aldık.



Şu an itibariyle 200 civarında (yedi, sekiz fakülteden, ağırlıklı olarak ilahiyatlardan) lisans talebesi, 70'e yakın da lisans üstü talebe ile faaliyetlerimiz devam ediyor.



Hedefimiz üç veya dört sene içerisinde (otuz tanesinin batı klasiği olmasını hedeflediğimiz) 90 civarında klasik metnin okutulmasını sağlamak.



Birinci kademe metinleri bitirdik. Nisan'da başladık ve on hafta içinde (seksen saat)

Hasan-ı Basrî

'nin

Kader Risâlesi

,

Muhâsibî

'nin

Akıl

ve

Fehmü'l-Kur'ân

'ı,

Tirmizî

'nin

Beyânü'l-fark

'ı,

Şafiî

'nin

Risâle

si ile

Mukaddime

'nin ve

Keşfüz'zunûn

'un bilimler tasnifi kısımlarını okuttuk. Bir kaç tane de küçük risale okuttuk.



Talebelere dersleri takip ettikten sonra ödevler verildi, ödevleri danışman hocalar tarafından değerlendirildi. Bu şekilde faaliyetimiz devam ediyor. Yazın üç haftalık yoğun bir program var. Temmuz ayı içinde başlayacak inşaallah.



Talebeler büyük bir özveri ve şevk ile faaliyetlere katılıyorlar. Takriben / kaliteye bakmadan söyleyeyim- yedi sekiz bin sayfalık ödev yazıldı desem, meselenin ehemmiyetini anlatmış olurum.



Bu arada derneğimizi kurduk. Talebelerimiz için dergi hazırlıkları yapıyoruz: amacımız her birinin yazılarını yayınlayabileceği zeminler oluşturmak.



Bir sempozyum hazırlığı içindeyiz.

Zeytinburnu Belediyesi

'yle birlikte derslerde işlediğimiz müfredat üzerinden '

Erken Döneminde İslam'da Bilim Tartışmaları

' ana başlıklı bir sempozyum tertip edeceğiz.



Faaliyetlerimizin çok önemli bir parçasını da (www.klasikdusunceokulu.org) web sitesi üzerinden sunacağımız imkanlar oluşturuyor. Derslerin kayıtlarını alıyoruz, bu kayıtları izleme imkanı veriyoruz. Özellikle İstanbul dışındaki talebelerin bu şekilde sürece dahil olsasını temin edeceğiz.



Büyük bir talep var Anadolu'dan. İnsaallah hayırlı neticeler elde ederiz diye umut ediyorum. Sizinle de paylaşmak istedim.”



Demirli Hoca'dan bunları öğrenince, gökte aradığımı yerde bulmanın sevinciyle ağladım, Rabbimize şükrettim ve el-Gazzalî', İbn Arabî, İmam Rabbânî'den Demirli Hoca'nın, onunla birlikte yürüyen kıymetli hocalarımızın başarısı için himmet talep ettim.



Bu iş olacak inşallah! Yabancılaştırıldığımız ilmî kodlar çözülecek; onlar üzerinden Kur'an ve sünnet esaslı yeni bir düşüncenin iklimi gelecek.



Laf ve proje bolluğunda boğulmayalım artık, zaman eylem zamanıdır!


#İmam Rabbânî
#Klasik Düşünce Okulu
#Klasik eserler
#Tasavvuf
8 yıl önce
Klasik Düşünce Okulu
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset