|
Maden ki ne maden!
CHP'den sabık genel başkan
Deniz Baykal
, kasetle genel başkan olan
Kemal Kılıçdaroğlu
ve sözcü
Selin Sayek Böke
aynı günde, başkanlık konusuyla ilgili olarak şunları söylediler:


Deniz Baykal

: “Keşke böyle bir karar alsalar. Köprüden önceki asıl son çıkış bu. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı anayasa değişiklik teklifini imzadan sarfınazar ederse, uzak durursa, bence doğrusunu yapmış olur.”



Kemal Kılıçdaroğlu

: “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasa değişikliğini savunmasını, çok istemesini neye bağlıyorsunuz?” sorusuna şu cevabı veriyor: “Temel nedeni şu; yargılanmaktan korkuyor. Kendisinin ve ailesinin yargılanması halinde suçlu çıkacağını o da biliyor, herkes biliyor. En yakın çevresi de biliyor. Dolayısıyla kendi geleceğini güvence altına almak istiyor.”



Selin Sayek Böke

: “Genel Kurul'da bir dakika, iki dakika söz eklemeleriyle müthiş bir aceleyle Genel Kurul'dan çıkartılan anayasa değişikliği teklifi, günlerdir bir imza bekliyor. Açıkçası çok yorum yapmanın gerekmediğini düşünüyorum. Bir şeyden korkuluyor ki bekletiliyor”.



Bir partiden tek konuda üç farklı görüş!


Baykal'ın,

aba altından sopa gösteren mutedil

, Kılıçdaroğlu'nun

çanak bir sorunun çanağını dolduran aslan sosyal demokrat

, Böke'nin,

kendisini sahiden sözcü zanneden

birinin fotoğrafını vermeleri,

halk tarafından iktidardan men edilmiş bir siyasi partinin

sosyolojisini ve psikolojisini analiz etmeye mahsus mükemmel bir örnek olmasına rağmen, biz bu analiz hakkımızı kullanmayı biraz geciktirerek,

hemen her konuda ancak kırk yılda bir bulunur maden
olması

bakımından Kılıçdaroğlu'nun söylediklerine bir bakalım:



Ne diyor Kılıçdaroğlu: Erdoğan yargılanmaktan korkuyor!



Kılıçdaroğlu bunu derken, önce sıradan bir oy kullanan olarak dağdaki bir çobanın

bile

göz ardı edemeyeceği şu mantık kuralını ıskalıyor:



Malul (nedenli) illetine (nedenine) bağlıdır; illeti olmayan bir şeyin malulü olmayacağı gibi, illetin ortadan kalmasıyla malul de ortadan kalkar.


Bundan hareketle ve elbette Kılıçdaroğlu'nun anlayış düzeyine inme zorunluluğuyla baktığımızda, savının geçerli olabilmesi için bizim önce birkaç soruyla bir neden (illet) keşfine çıkmamız gerekiyor:



1-Erdoğan neden yargılanacak?



2-O yargılamanın mahiyeti ve şartları nedir ki Erdoğan ondan korkuyor olsun?



3-Erdoğan'ı kim ve neden yargılayacak ki, bu ihtimal onun büyük korkusu haline gelmiş olsun?



4-Başkanlık sistemi Erdoğan'ın şahsi arzusuna indirgenemeyeceğine ve meşhur söyleyişle mahkeme de kadıya mülk olmayacağına göre, Erdoğan anayasa değişikliğini savunması ve çok istemesi nedeniyle mi yargılanacak?



4-Erdoğan'ın ailesi Erdoğan soyadını taşımaları nedeniyle mi yoksa onu anayasa değişikliğini savunmaktan ve çok istemekten onu vaz geçiremedikleri için mi yargılanacaklar?



5-Buna göre, a) anayasa değişikliğini savunan

Devlet Bahçeli

ve değişiklik için evet oyu kullanan

milletvekilleri

de yargılanacaklar mı? b) Ailesi salt Erdoğan soyadını taşıdığı için yargılanacaksa, bu durumda dünyada Erdoğan ad ve soyadını taşıyan herkes de yargılanacak mı?



6-Eğer bunların hepsi yargılanacaklarsa, bu yargılama normal bir mahkeme salonunda yapılamayacağından, hangi top sahasında yapılacak?



8-Erdoğan'ı korkutan yargılama bu yargılama mıdır?

Top oynamayı seven biri olarak Erdoğan, sevdiği bir mekanın yargılanmaya alet edilmesinden korktuğu için mi yargılanmaktan korkmaktadır?


Evet evet ben de farkındayım, soruları çoğalttıkça işi ciddiyetten Kılıçdaroğlu'na yakışır bir tuluata doğru evriltiyorum. Yukarıda Kılıçdaroğlu'nun bu manada az bulunur bir maden olduğunu söylediğim için, bunda aslında

peşinen mazurum

ama yine de ciddiyette ısrarlı olacağım.



O halde soruları Kılıçdaroğlu merkezli olarak sorayım:



1-Çok boş konuşur, çok az çalışır aslan sosyal demokrat Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ı yargılatma arzusu demokratlığının neresine düşmektedir?



2-Devletin cumhurbaşkanını yargılanma korkusu içinde göstermeye çalışmak,

CHP'ye mahsus muhalefetin şanından değilse mayasından mıdır?


3-

Türkiye'nin güçlenmesini istemeyen bir ülkenin haber ajansına konuşmak karanlık güçlerle işbirliği yapmak değilse, nasıl bir mantığın, çıkarın, yararın veya saftrikliğin, cahilliğin, densizliğin ürünüdür?


Eyvah eyvah! Bu kez de sorular

Kılıçdaroğlu'nun çok da umurunda olmayan vatanseverlik

konusunu sorgulamaya yönelik olmaya başladı ki, ben bunu da yapamam.



Birkaç soruyu ileteyim derken, asıl değinmeyi istediğim

bir partiden tek konuda üç çelişkiye

de tam değinemeden yerim bitti.



O halde son olarak şunu sorayım:

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın yargılanma korkusunu dile getirirken, gerçekte kendisinin terörist severliği nedeniyle yargılanabilme korkusunu gizlemeye çalışıyor olabilir mi?


Neden olmasın!



Demiştim zaten:

Kılıçdaroğlu tam bir maden!


Hem maden ki ne maden!


#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#Devlet Bahçeli
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Deniz Baykal
#CHP
7 yıl önce
Maden ki ne maden!
YRP ve CHP’den ortak seçim kampanyası! Yeniden Refah Partisi-CHP-DEM örtülü ittifakı mı?
Trump neden kaybetti?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm