|
Maşaları tutan el

7 Haziran seçimlerinden önce, FETÖ elemanlarından (gerçek varlık nedeni ve kirli bağlantıları ifşa olunca ardına bakmadan yurt dışında kaçan) Ekrem Dumanlı, Gülten Kışanak ile Diyarbakır Belediyesi'nde bir toplantı yapmıştı.



Paralel medyanın HDP'ye sınırsız destek vermesine mahsus bir görüşme olarak basına yansıyan bu toplantının asıl içeriği ise zamanla anlaşılmıştı:



Dumanlı, HDP=PKK ve türev örgütler içinde faaliyet gösteren istihbarat elemanlarının isim listesini Kışanak'a vermiş; FETÖ başının piyonluğunda Türkiye'nin stratejik müttefiki tarafından planlanan, iç savaşı başlatma esaslı bir darbeye, doğrudan ve dolaylı destek sözü almıştı.



Cumhurbaşkanı'nın basiretli kararları, milletin vatanına sahip çıkması ve darbecilerin en ağır saldırısına maruz kalan polisin çabuk toparlanmasıyla 15 Temmuz'daki darbe girişimi kısa sürede başarısızlığa havale edilirken şu korkunç plan da gün yüzüne çıkmıştı:



15 Temmuz'un hemen ertesinde, PKK=PYD teröristleri, sınırda kendilerine açılan yerlerden Türkiye'ye giriş yaparak toplu saldırıda bulunacaklar ve böylece iç savaş çıkarma planı yürürlüğe girmiş olacaktı.



Bugün Ekrem Dumanlı'yı, gazeteci (romantik öykücü) sayan kimse kalmamıştır ama, Van, Elazığ ve Bitlis'teki son terör olaylarından da açıkça görüleceği üzere, onun yapısını sağlamlaştırarak aktif hale getirdiği ittifakın kanlı sonuçları, yaptığı anlaşmanın derinliğini ortaya koyarken, terör eylemlerinde polisin hedef alınmasının da malum anlaşmadan kaynaklandığını gösteriyor.



İstitraden söylemeliyim ki, dün Dumanlı'nın, terör planlarının ve eylemlerinin tespiti kapsamında gözaltına alınarak sorgulanmasını özgür basına müdahale sayanlarla, bugün Özgür Gündem'in kapatılmasına aynı bağlamda karşı çıkanların durdukları yer, aynı yerdir; teröristlerin amaçlarını karartma çabası aynı şekilde devam etmektedir.



Söz konusu anlaşmanın içinden baktığımızda, son terör eylemlerini hem bir başlangıç hem de bir sonuç olarak okumamız mümkündür.



Başlangıçtır çünkü, Dumanlı ve Kışanak'ın temsilciliğinde FETÖ ile PKK ve türev örgütleri arasında aktedilen anlaşma, 15 Temmuz itibariyle yürürlüğe girmiştir.



Sonuçtur çünkü, FETÖ başı ve elemanlarının 15 Temmuz'daki başarısızlıkları, malum müttefikimizi, başarıya farklı bir şekilde ulaşma arayışına iteceğinden, milletimizin direnişi karşısında kullanılamaz hale gelen FETÖ maşasının yerine sıradaki maşa hemen devreye konulmuştur. Bu durum, maşaların asıl kullanıcılarının ifşasından ve bu sayede terörle mücadelede terörün bitirilmesine ilişkin nihai kararın somutlaşmasından başka bir şey değildir.



Öte yandan, malum müttefikin, FETÖ maşasından sonra, önceden kotarılmış malum anlaşma doğrultusunda PKK maşasını devreye sokması, inşallah bu maşanın da basiretli ve kararlı direnişimizle iptal edilmesi sonrasında, yeni maşaları kullanıma sokacağının da delilidir.



Çünkü malum müttefikimiz, ileri karakol olma rolüne yeniden razı olacak, kendisinden gelecek her emri bir

şamar oğlanı sadakatiyle

tereddütsüz, itirazsız uygulayacak bir Türkiye'yi yeniden üretmeden, daha açık bir söyleyişle ona karşı diklenmeden dik duran Recep Tayyip Erdoğan'ı tasfiye etmeden rahata kavuşmayacak; oyunlarından, kumpaslarından, tezgahlarından, kan içme arzusundan, ikiyüzlü davranışlarından asla vaz geçmeyecektir.



Dolayısıyla, dün İslamofobyayı belgelendirmek amacıyla kurduğu ve bugün bereketli hilaldeki çıkarlarına engel teşkile eden ülkeleri hizaya getirmek üzere sevk ve idare ettiği DAEŞ'i, Türkiye'ye daha fazla musallat etmekten, aynı zamanda onu İslam-içi bir savaşın kendisince desteklenebilir tarafı olarak değerli kılmayı denemekten geri durmayacaktır.



Bizler, tek ses ve tek kanaat halinde, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin, FETÖ ve PKK ittifakı üzerinden, malum müttefik için iç savaşa kapı açmak maksadıyla yapıldığını söyledik ve söylemeye de devam edeceğiz.



Bu manada topyekün bir saldırı altındayız ve buna karşı duruşumuz da topyekün bir püskürtme harekatı olarak sürmektedir.



Şu aşamada, maşaların değişmesinden hareketle, “başımız beladan kurtulmuyor, biri bitiyor, diğeri başlıyor” seklinde bir sızlanışa kapılmak, gaflete düşmek olacaktır.



Çünkü, maşaların değişmesi, maşayı tutan elin değişmesi demek değildir. Maşayı değiştirmesi ise kendisinin varlığını perdeleme çabasından; saftrikleri yanıltma gayretinden, düşmanın çokluğuyla milletin moralini bozma girişiminden başka bir şey değildir.



Bu nedenlerle, son terör saldırılarını, vatansever Kürt kardeşlerimizle, malum müttefikin yeni maşası olan PKK'nın Kürtçü teröristlerinden ciddiyetle, kararlılıkla ayırmaya yeni bir vesile saymalı; Van ve Elazığ'daki son menfur olayın acısını, bölge ve il ayrımına tabi tutmaksızın paylaşmalıyız.



Topyekün kuşatmaya karşı, topyekün bir direniş içinde olma zorunluluğuyla, sesimizden çok sözümüzü yükselterek, maşaları tutan malum müttefikle ve yeni maşalarıyla ilgili bilgileri yazmaya, onların gerçek hallerini anlatmaya da devam etmeliyiz.



FETÖ, HDP=PKK/PYD, DAEŞ, Esed maşalarını tutan stratejik müttefikin eli kırıldığında, maşalardan eser kalmayacaktır.


#FETÖ
#PYD
#DAEŞ
#Ekrem Dumanlı
#Gülten Kışanak
#Paralel medya
8 yıl önce
Maşaları tutan el
Anadolu’nun çocuklarının geri dönüşü
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak