|
Nancy konuşuyor

Jean-Luc Nancy, 1940 doğumlu bir filozof, Fransız. Batı''nın Libya''ya müdahalesini desteklediği için, Alain Badiou''nun mektuplu-fırçasına muhatap olmuştu geçtiğimiz Nisan ayında (Selim Karlıtekin''in Türkçeleştirdiği söz konusu mektubu www.dunyabulteni.net ''ten okuyabilirsiniz).

Badiou''nun çok haklı olması Nancy''nin bir filozof olarak değerini azaltmıyor, bilakis artırıyor.

Bu yazımda Nancy''nin kim-liği üstünde durmayı düşünmediğim için, onun değerini merak edenlerin MonoKL dergisinin "Jean-Luc Nancy ile Karşılaşmalar" başlıklı özel sayısındaki ilgili yazıları okumalarını öneriyorum (İlkbahar 2011, sayı 10).

Nancy''nin, geçtiğimiz günlerde yine MonoKL Yayınları arasından "Tanrı, Adalet, Aşk ve Güzellik" adıyla yayınlanan çeviri kitabından söz etmek istiyorum asıl.

Kitap, Tanrı, adalet, aşk ve güzellik konuları üstüne verdiği 4 konferansın yazıya aktarılmasından oluşuyor.

Kitabı ilginç kılan, Nancy''nin konuşmaları değil, Nancy''nin o konuşmaları 6-12 yaş grubundaki çocuklara yapmış olması.

Kitabın alt başlığı da "Dört Küçük Konferans" zaten...

"Bunlara ''Küçük Konferanslar'' diyorlar ama aslında asla küçük değiller, ''küçük konferans'' fikri kötü seçilmiş, bunlar ''küçükler için konferanslar''. Peki ama ''küçükler'' ne demek?" diye bizzat kendisi soruyor Nancy.

Evet, çocuklara konuşuyor ama bir filozof olarak hem kendini hem de temsil ettiği kurumu özenle koruyor. Diyor ki bu yüzden: "Bakın, alkışlamak doğru mu? Alkışların onuru pek de bana düşmemeli, ben sadece size yüz yıllardan beri bir sürü insan tarafından düşünülmüş ve tartışılmış şeylerden söz ediyorum."

Tanrı, adalet, aşk ve güzellik... Felsefenin dünden-bugüne en temel meseleleri... Nancy, bir filozof olarak bütün konuları "büyük" saydığı için, çocuklara göre de küçültmüyor bunları anlatırken; sadeliğinde de sade olan bir söyleyişe yaslanıyor sadece.

Örneğin Tanrı bahsinde, "Batı''yı paylaşan üç büyük din olan ve tek-tanrılı denen, yani tek bir Tanrısı olan üç büyük dinin dilinde"n söylüyor asıl söyleyeceklerini:

-"Tanrı''dan söz ederken, özel bir isim gibi olan, fakat herhangi bir yerde olan, Célestine Dupont''unkiler gibi kendine ait özellikleri bulunan birini belirtmediği için özel bir isim olmayan bir isimden bahsetmekteyizdir. Ama tanrı, hem toplu olarak bizim için hem de tek tek ve bireysel olarak her birimiz için bu hiçbir yerle ve her yerle bir ilişkisinin olmasının olanağını belirtir. Yani tanrı, tanrısal [olan] ya da göksel [olan] şunu belirtir; ilişkilendiğim, bir ''şey'' değil, ama dünyadaki tüm şeylerle ya da hatta dünyadaki tüm varlıklarla aramda olan tarzda bir ilişki sürdürmediğim gerçeğidir. Ama burada ''açıklık'' diye adlandıracağım, başka bir şeyin var olması, insan olarak benim, bizim, dünyada olmaktan ve şeyleri elde etmekten, şeyleri işlemekten, şeyleri yemekten, dünyada yer değiştirmekten, Mars''a sondaj aleti göndermekten, teleskopla galaksilere bakmaktan ve yine başka şeylerden fazlasına açık olmamıza neden olan bir şeyin var olduğunu belirtir."

-"Yahudi tanrısı, asıl itibariyle Doğru [olan]''dır [Juste]. (...) Hıristiyanlığın tanrısı Sevgidir. (...) İslam''ın tanrısı, Kuran''ın her bölümünün başında –ya da surede- Rahman [Bağışlayıcılığı sonsuz olan] olarak adlandırılan tanrıdır. Rahman, her insanda onun küçüklüğünü, zayıflığını tanıyan ve küçüklüğüne ve zayıflığına rağmen ona büyük ve saygıdeğer olma olanağı veren demektir."

Nancy''nin Tanrı üstüne konuşmasından bu tadımlık alıntılarla yetinirken, onun "açıklık" kavramını çok kıskandığımı da itiraf etmeliyim. Batı felsefesinde belki de bu içeriğiyle ilk kez bu kadar önemli bir işlev yüklemiş Nancy "açıklık" kavramına...

İslam''ı konu edinirken, Batı''da henüz nadiren kullanılan "İbrahimî dinler" kavramının verdiği coşkuyla yer yer hatalar yapmaktan da kurtulamamış elbette Nancy. Örneğin Hristiyanî bir ortamda konuştuğundan ve salt Louis Massignon''un perspektifiyle baktığından Hallac''tan "İslam''ın içinde fiilen Hristiyan olduğu için mahkum edilmiş" biri olarak söz ediyor.

Bu ve benzeri konuları tebessüm ederek geçersek, adalet''i, aşk''ı ve güzelliği de özenle, kelimelerini inceden inceye tartarak konuştuğunu görürüz Nancy''nin.

Konuşmasından bu kavramlara mahsus örnekler vermiyorum ki, merakları kamçılamış olayım.

13 yıl önce
Nancy konuşuyor
7,5 milyonu aşan kamu personeli ve emeklilerinin seçimlere etkisi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir