|
Notos"un 40 öykücü soruşturması

Geçtiğimiz üç yılda "Ölmeden Önce Okunması Zorunlu 40 Kitap", "Yüzyılın 40 Romancısı" ve "Edebiyatımızda Geleceğin Ustaları" adlı üç soruşturma yapan Notos Öykü dergisi Şubat 2010 (20.) sayısında da 4. soruşturmasını yayınladı.

Yeni soruşturmanın başlığı: Yüzyılın 40 Öykücüsü...

Kırk öykücü, 205 seçicinin önerdiği 167 öykücü arasından seçilmiş.

Soruşturmanın nedeni, içeriği ve sonuçları üstüne Semih Gümüş de güzel bir yazı yazmış.

Bu yazısında "Edebiyatımız, (...) öyküyü baştacı ettikçe popüler kültürün ve medyanın yarattığı yeni gerçeklik alanları karşısında yazınsal niteliğin savunulduğu bir mevzi oluşturdu" diyen Gümüş, soruşturmanın niteliğiyle ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yapmış:

"Çıkan sonucun bir doğruyu göstermediğini belirtmek gerekir mi? Öyküden, yaratıcı yazıdan söz ediyoruz ve edebiyatta yazar ve yapıtlarla ilgili doğrular olmaz. Yalnızca bir eğilimi gösterir sonuç, güçlü bir eğilimi, yaşadığımız günlerin beğenisini. Bu arada bir tek kişi tarafından belirtilmiş bir eğilim nasıl o kişinin öznelliğini gösterirse, 205 kişinin belirlediği bir eğilim de o topluluğun öznelliğini gösterir. Edebiyatta verilen yargıların değeri de bu öznelliğin oluşundan gelir. Başka bir deyişle, tarihsel bir saptama yapmaktır bu ve amaç da zaten bu tarihsel saptamayı ortaya çıkarmaktır."

Gümüş, öznellik vurgusuyla "biz yaptığımız işin farkındayız" diyor aynı zamanda... Bu, kendi yaptığı işe güven duymakla birlikte, edebiyat planında sınırlarını ve etki alanını da dürüstçe belirlemenin, edebiyatın soruşturmalarla kuşatılamayacak kadar büyük bir eylem olduğunun söylenmesidir bir bakıma.

Öznellik denilince şu sorunun hemen sorulacağı da ortada: O halde neden yapılmış bu soruşturma?

İki nedenle yapılmış:

1)Yine Gümüş''ün sözleriyle "...hemen her zaman durgunluk içinde yaşayan, kendini tartışma refleksleri zayıf, değişimi yavaş, merakları kısıtlı bir edebiyatın kan dolaşımını" hızlandırmak ve

2)Genelde edebiyat, özelde öykü sosyolojisi üstüne çalışacaklara nitelikli malzeme sunmak için.

Notos, ikinci nedeni daha işlevsel kılmak açısından, 205 seçicinin "öznel" listelerine yer verebilseydi çok daha iyi olurdu. Yer darlığı nedeniyle bunu yapamamışsa, en azından 167 öykücünün listesini yayınlayabilseydi...

Bu husus şu bakımdan önemli:

Edebiyatta özgünlüğün belirlenmesi, vefanın ifşasından önce gelir.

Bu tür soruşturmalarda ise, özellikle eleştirel bir kaygı taşımayan seçiciler kendi dünya görüşlerine mensup olan isimleri hatırlayıp, zikretme konusunda daha duyarlı davranırken, aynı etkiyle karşı oldukları dünya görüşüne mensup isimleri de bilinçaltında baskıladıkları için kolay hatırlamaz, zikretmezler.

Örneğin, bana "hemen 5 şair ismi söyle" deseler, Nazım Hikmet''i -söz konusu etkiyle- ilk etapta zikredemeyebilirim. Aynı şekilde bir başkası da Sezai Karakoç''un ismini zikredemeyebilir.

Fakat her iki durumda da, her iki yazar için edebi bir değer kaybı söz konusu olamaz; Nazım "bana rağmen", Sezai Karakoç "ona" rağmen her zaman iyi bir şairdir.

Bilvesiyle, burada şunu da belirtmek ihtiyacındayım:

Edebi planda doğru duyarlılığı bulmanın ve bilinçaltı baskılamalarını kırmanın yolu kendi dünya görüşümüze "rağmen", mevcut görüşler silsilesi içinde özgürce gezinebilmemizle mümkündür. Diğer bir söyleyişle, verili düşüncemize tersinmeli bir boyut eklemeden, çok boyutlu düşünmenin evrenine giremeyiz.

Bu evrense, özü itibariyle tehlikeli bir evrendir; sapmaları, inkârları ve tüm tarafların reddini gerektirebilir. Bu tehlikeyi göze alamayanların, inekler âleminde kalmaları her zaman daha makuldür.

Sonuç olarak, Notos Öykü güzel bir iş yapmış; Genel Yayın Yönetmeni Semih Gümüş ve arkadaşlarını kutluyorum.

Seçici 205 kişinin arasında benim adımı görüp, öykücü ağabeylerinin adlarını göremeyince dedikodu ateşini harlandırabilecek olanlara mahsusen kendi listemi de ekindeki notla birlikte açıklayarak bitiriyorum yazımı:

Memduh Şevket, Sait Faik, Nahit Sırrı, Sabahattin Ali, Fikret Ürgüp, Haldun Taner, Sevim Burak, Hulki Aktunç, Selim İleri ve Mustafa Kutlu.

(Not: Listemi, 1900-1970 yılları arasında ürün veren öykücülerden oluşturmamın nedeni, sonraki yılların öykücülerince de izlenilen teknik-tematik damarların büyük bir bölümünün bu dönemde keşfedilmiş ve çok iyi örneklendirilmiş olmasındandır. Yaşadığımız son kırk yılda da bu isimlerin yanında yer almayı hak eden onlarca isim bulunmaktadır elbette, ancak bu yıllardaki öykücü ve öykü kitabı sayılarındaki önemli artış, bence onlar için ayrı bir liste oluşturmayı zorunlu kılmaktadır.)

14 yıl önce
Notos"un 40 öykücü soruşturması
Kara dinlilerle milletin savaşı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…