|
“Sabah Yıldızı”
Bugün seksen sekizinci yaşını idrak eden
Üstad Sezai Karakoç’
u okumak, sadece Cumhuriyet devrinin en büyük şairini, denemecisini, hikayecisini, eleştirmenini... okumaktan ibaret değildir.

Karakoç’u okumak, İslam’ın içinden, nebevi kelimelerle yeni zamana adanmış yeni bir tefekkürü öz ve biçimiyle birlikte öğrenmek ve tekellüm etmektir; yaşadığımız dünyaya dair en doğru yorumlara erişmek, sanattan siyasete... Müslümanca bir tutum ve davranışı edinmektir.

Çünkü o, dilin devlet tarafından zorla değiştirildiği; inanca ve kültüre mahsus mana kalıplarının tahrip edildiği; İslam yazısına, ve kitaplarına, kısaca İslam tefekkürünün kaynaklarına ilgi duyanların gericilikle nitelenerek ötekileştirildiği; imparatorluğun yıkımından sebep yoksulluğun, çaresizliğin, sahipsizliğin, umutsuzluğun üstüne bir karabasan gibi eklenen mili şeflik zulmünü daha da ağırlaştıran karartma gecelerinin; imparatorluğunu yitirerek köleleşen Müslüman halkların istiklalleri uğruna yazdıkları direniş destanlarının; Komünist despotizmin acı, yoksulluk ve ölüm suretinde Doğu Avrupa’yı kapkara bir duman gibi kapladığı vakitlerin; sömürgecilerin vatanımız üzerinde on yıl aralıklarla uyguladıkları insan kıyımını meşrulaştırmak üzere denedikleri demokrasi tecrübesinin içinden geçerek tefekkürünü, asil duruşunu, sahih bakışını, öfkelerini, itirazlarını ve tekliflerini şekillendirmiştir.

Bu yanıyla onun ne şiirlerinde, ne de nesirlerinde dünüyle ve bugünüyle doğrudan hayata tekabül etmeyen tek bir kelime bile yoktur. “Leyla” derken bile onun aradığı O’dur, O’nun Habibullahı’dır; o Habibullah’ın varisi olan ulema ve enbiyadır; bunların umutları kırılmış da olsa zihinleri sahih bir aydınlatmaya hazır duran ahfadıdır; mazlumlar için adalet, kurak toprakları yeşertecek Hızır’dır; Yasin Yasin diriltilecek bir bilinç, Fatiha ile gönüllerin fethine talip olacak yeni bir nesildir.

Hal böyle olunca, adı Sezai Karakoç olan mütefekkir-şairin, yetişme şartları, tefekkür iklimleri, dünya görüşü, ilgileri ve ilişkileri, mücadelesi, diriliş gayreti, kurtuluş teklifleri... merak edilmez mi hiç?

Bu merakı yüreklerinin derinliklerinde duyanları temsilen
Mustafa Kirenci
’nin hazırladığı ve
Büyüyenay Yayınları
arasından kitap olarak çıkardığı şu metni, ilgililerine bir müjde niyetiyle duyurmak istiyorum:
Sabah Yıldızı – Sezai Karakoç’
a ve Diriliş’e Dair.

“Hazırlamak” dedim, “ipek bir halıyı ilmek ilmek dokumak” deseydim sanırım daha doğru bir değerlendirme olurdu.

Şöyle ki, Kirenci’nin de açıkladığı gibi kitabın ismi “Sezai Karakoç’un şiirlerinin 7. kitabı olan
Alınyazısı Saati
’nden mülhem”dir.
“Bırak ben ağlayayım
Esir pazarında satılan Afganistan’a
Açlıktan milyonları kırılan Afrika’ya
Filipinler’e
Habeşistan’a Eritre’ye Filistin’e
Esaret prangasıyla kıvranan
Kafkaslar Azerbaycan Türkmenistan’a
Bütün milletlere ülkelere
Irmaklar gibi ben ağlayayım
Sen demir gibi olmalısın
Çelik gibi sabah yıldızı.”

dizelerinin, soruların en yamanı, en yürek kavuranı olan

“Bu dünyada olup bitenlerin
Olup bitmemiş olması için
Ne yapıyorsun”

dizelerine bitişen ve bu yanlarıyla hem ağıdı, hem itirazı, hem de umudu ve hayırlı bir doğumu birlikte temsil eden bir seher yıldızı; içinde imayı, sembolü, açmayı-açıklamayı-açılmayı, hedefi, hamleyi, sonucu birleştiren işte o sabah yıldızı!

“Sabah Yıldızı, fasılalarla 30 yıllık bir çalışmanın sonucudur” demiş Kirenci. Belli kısımlarının yayımlandığı yerleri zikretmiş ve o kısımları son on yılda daha da zenginleştirdiğini haber vermiş.

Sezai Karakoç’un Çağı ve Çağdaşları
bölümüyle açılan kitabını,
Sezai Karakoç ve Diriliş: 87 Yılın Kronolojisi; Sezai Karakoç’un İdealini Gerçekleşme Düşüncesine Eşlik Eden Araçlar; Sezai Karakoç ve Diriliş Hakkında Yazılanlardan Seçmeler; Bibliyografya: Sezai Karakoç ve Diriliş Hakkında Yazılanlar
başlığını taşıyan bölümlerle inşa etmiş Sabah Yıldızı’nı.

Kısacası, Sezai Karakoç hakkında yok “yok” bu kitapta. Kirenci, alıntı yazıları seçerken öncelikle farklı perspektiflerle dile getirilen düşünceleri derleme konusundaki hassasiyetini, Bibliyografya kısmındaki imrenilesi özeni ve gayretiyle taçlandırmış.

Takdim yazısındaki “son söz”ünde “Üstad Sezai Karakoç’a: Eserleriyle ‘Sabah Yıldızı’ gibi karanlık içinden ümit ışığı yaydığı, birçok nesle düşünmeyi ve bakmayı öğrettiği için teşekkür ediyor, sağlıklı ömürler diliyorum” derken aslında şu
ithafı
ima etmiş gibidir: “Sezai Karakoç için, Sezai Karakoç sevdalılarına!”

Öyle ya, Sezai Karakoç’un kendisi, şiirleriyle ve tefekkürüyle yeni nesiller için bir Leyla’dır.

#Sabah Yıldızı
3 yıl önce
“Sabah Yıldızı”
İsrail, 28 Şubat günlerini arıyor
Zıkkımın dibinden kırgın bir mektup
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…