|
Safkan Yahudi aranıyor

İsrail'in Savunma Bakanı Avigdor Liberman'ı bilirsiniz.



Devlet adamından çok, bir pavyon kabadayısına benzer. İri cüssesi, yüz hatları, saçları, tavırları, söylemi... onun bir Slav olduğunu haykırır ama o safkan bir Yahudi olduğunu ısrarla iddia eder.



Moldova Cumhuriyeti'nin başkenti

Kişinev

'de doğmuş olan Liberman'ın

Yahudiliği konusunda yerli yersiz iddiada bulunmasının nedenini de aslında burada aramak gerekir:



Kişinev'de yaşasa pavyon kabadayılığından başka bir iş yapamayacak olan birinin, Tel Aviv'de yaşayarak bakan olması, Yahudilikten çok Yahudicilik (Siyonistlik) yapmasını da zaten beraberinde getirir.



Kişinevli Liberman, son olarak, “Bir Yahudi devleti istiyorum. Tek bir Filistinlinin olmadığı Yahudi devleti ve tek bir Yahudi'nin olmadığı sadece Filistinlilerin olduğu homojen bir Filistin devleti istiyorum” diye gürlemiş.



Gerçekte onun dilinin altındaki işgalci baklasının ne olduğunu en azından 1917'den beri biliyoruz bilmesine de Liberman'ın safkan Yahudiyi nereden bulacağını bilmiyoruz.



Dan Brown

'un,

Da Vinci Şifresi

adlı (sinemaya da uyarlanan) romanı geliyor aklıma.

Maria Magdalena

(ki, güya kendileri

Hz. İsa'nın karısı olurlar

) neslinden başlatılacak bir saflaştırmanın sorunu çözebileceğini düşünmek mümkün ama bu aynı zamanda magazinin fazlaca zorlanması olur.



Yahudiliğin başlangıcından ve sonundan şu iki örneğe bakmak daha uygun görünüyor:



Birinci örneğimiz

Hz. Musa

'dır.



Hz. Musa Mısır'da bir Kıpti'yi öldürdükten sonra, Medyenli Hz. Şuayb'e sığınmıştı. Hz. Musa, onun büyük kızıyla evlenmiş ve ondan çocukları olmuş, Tevrat yazıcıları da o çocuklardan sadece birine, o da Hz. Musa'nın yalnızlığını vurgulamak maksadıyla Tevrat'ta şu kadarcık bir yer verme lütfunda bulunmuşlardı:



“Musa Reuel'in yanında kalmayı kabul etti. Reuel de kızı Sippora'yı onunla evlendirdi. Sippora bir erkek çocuk doğurdu. Musa 'garibim bu yabancı ülkede' diyerek çocuğa (orada garip anlamında) Gerşom adını verdi.” (Çıkış, 2:21-22)



Zaten Babil sürgününde Yahudi erkek sayısı yok denecek kadar azalınca, o yaşama şartlarına göre yeniden oluşturulan şeriatta, neslin kadından sürmesi esasına yer verildiğinden, Hz. Musa'nınkiler de dahil Yahudi oğulların derdine düşen de olmamıştı.



İkinci örneğimiz ise bugünden.



İstanbullu bir Yahudi, şimdi Kudüs'te, Türkiye'den giden ziyaretçilere otobüs temin eden bir firmada çalışıyor. Orada yalnız yaşıyor çünkü, Türk olan eşini ve ondan doğan iki kızını Yahudi sayılmadıkları için götüremiyor.



Bu örnekler, ataerkil bir anlayışa sahip olmasak bile, anaerkil anlayışla çekilen siyasi numarayı görmemize engel değildir. Çünkü neslin evliliklere, sürgünlüklere, gönüllü yurt değiştirmelere, doğadaki yetersizliklere bağlı olarak yapılan göçlere... bağlı olarak karışması engellenemez.



Yahudilerin göçe ve sürgünlüğe en çok maruz kalan kavim olduğunu kabul etmek ise, aynı zamanda onların diğer milletlerle en çok karışan kavim olduklarını da kabul etmeyi gerektirir. Nitekim,

Simon Sebag Montefiore

de Kudüs Biyografisi'nde Roma'nın Kudüs vassallarından

Hirodes

'in şöyle tanımlandığını belirtir:



“Hirodes, Fenike soyundan geliyordu. Kültürü Helen'di, doğum yeri itibariyle Edomlu, dini inanç olarak Yahudi, oturduğu yer itibariyle Kudüslü ve vatandaşlık olarak Romalıydı.”



Hirodes böyleydi de İsrail'in esas kurucusu

Edmon de Rothschild

çok mu farklıydı? Ya da İsrail'de bakan olma şansına erişen Avigdor Liberman çok mu farklı. Bunları derken

Woody Allen

ile onun

Radyo Günleri

adlı dramatik-komedi filmi geliyor aklıma. Bir Yahudi olarak Allen, seçkin olduklarını zanneden Yahudilerdeki her türden karışma ile gönlünce dalga geçmiyor muydu?



Bunlar gösteriyor ki, Liberman'ın son arzusunun pratikte bir karşılığı yok. Ancak,

Yahudi ırkçılığının

ulaşabileceği menfi boyutları göstermesi açısından söyledikleri önemli: Söz konusu yaklaşımıyla, safkan olması mümkün bulunmayan Neron tabiatlı, hasta ruhlu Liebermanların bugünkü dünyanın en büyük belası olduğunu ele veriyor.



Çünkü bu yaklaşım, ancak tersinden bir bakışla ortadan kaldırılabilme ihtimalini içkin bulunuyor. Ki, bu da safkan olsunlar olmasınlar Yahudilerin bulundukları, görüldükleri her yerde yok edilmelerini gerektiriyor.



Bunun tam adı ise, Yahudiler eliyle zaten var olan vahşet, kan ve acı üretiminin artırılmasından başka bir şey değildir ve galiba sadece ve sadece kırma Yahudiler bunu isteyebilirler.


#İsrail
#Tel Aviv
#Dan Brown
#Irkçılık
7 yıl önce
Safkan Yahudi aranıyor
Ruzi Nazar, CIA ve Türkistan
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?