|
Şeyh Muhyiddin’den seçilmiş sözler
Ş
eyh Muhyiddin
’in,
Ekrem Demirli
çevirisiyle
Fütûhât-ı Mekkiyye
’sinden seçilmiş sözlerin ikincisini aşağıda sunacağım.

Hazret’in sözlerini tematik başlıklar altında toplayabilmeyi ve bu sayede onları belli kavramlar, ıstılahlar, tanımlar, nispetler / fenomenler... bütünlüğü içinde vermeyi çok isterdim.

Ne var ki, Şeyh Muhyiddin bizim ulema ve ariflerimize mahsus bütüncül bakışla yazma tarzlarının neredeyse tamamını, kendi yazma tarzında topladığı ve bilgiyi cüziden külliye doğru, genişlemeden çok bir açılma olarak gördüğü için sözlerini de çok yönlü ve yoğun olarak bina etmiş; örneğin ilkin
ahlak
kelimesiyle başlıklandırılabileceğimiz bir sözünün kaydında nefs, cihat, iyilik-kötülük, sevinç, hüzün.. gibi kelimelere de en az ilk kelime kadar değer yüklemiştir.
Nitekim Hazret’ten derlediğim ve burada paylaştığım sözlerden oluşan
ilk defter
imin ana başlığı: “Ahlak, edep, iman, terbiye, kalp, hisler ve haller”dir. Bu nedenle ilgili seçmelerimden, kendilerine özel bir temalandırmayı okurumun anlayış ve zevkine havale etmek durumundayım.

Şeyh Muhyiddin diyor ki:

Akıllı insan
, kalbine gelen düşüncelerin hangisinin Allah’tan, hangisinin nefsinden veya melek ya da şeytan güruhundan geldiğini ayırt edebilen kişidir.” (FM, 3:68)
Niyet
, kendi etkisinin olduğu yerde hükumrandır.” (FM, 3:71)
İnsanın rızkı
, topladıkları değil, beslendiği şeydir.” (FM, 3:73)
Zan
, insanın hakikatine aittir. Binaenaleyn
haya
bütünüyle hayırdır, ‘haya imandandır’ ve ‘haya ancak iyilik getirir.” (FM, 3:78)
İman
,
bilgi
de daha
tam
dır.” (FM, 3:124)
“İnsanın
vatan
ı, kulluğudur.” (FM, 155)
Niyet
, amelin ruhu ve hayatıdır. (FM, 3:160)
Bedel
, bedeli olduğu şeyin yerini almalıdır.” (FM, 3:183)
Hüküm
, hale uyar ve hüküm, hallerin ve isimlerin yer değiştirmesiyle yer değiştirir.” (FM, 3:183)
Şirk
koşan kimse, özü gereği
necistir
.” (FM, 3:208)
“Kendi
nefs
iyle Rabbinden
perde
lenen kimse
temiz
değildir.” (FM, 3:211)
Kalp
, Allah’ın kulda baktığı yerdir.
Şeriat
ise, insanın
dış
ına bakar ve dünya yurdunda, yükümlülük aleminde insanın
batın
ına değil dışına ve
zahirine
dikkat eder.” (FM, 3:218)
Kulluk
, bütün
yükümlülükl
eri ortaya çıkaran
birleştiri
ci nedendir.” (FM, 3:220)
Kul
un
seçim
sahibi olması, seçimde mecbur (zorlanan) olmasıdır.” (FM, 3:277)
“Allah,
kalbi kırık
olanlarla
beraber
dir.” (FM, 3:292)
Eller
, kuvvetin yeridir.” (FM, 3:373)
Şehadet
,
iddia
mahal
lidir.” (FM, 3:394)
Hal
, Allah’a yaklaştıran bir şey değildir.
Dünya
ise (Allah’a) yaklaştıran sebeplerin bulunduğu yerdir.
Ahiret
ise, yakınlık yeridir.
Gerçek bilgin
, her niteliği kendi yerinde hüküm sahibi yapar.
Halin hükmü
ise ahirettedir.
Bilgi
ise, hem dünyada hem ahirette, kısaca her yerde hüküm sahibidir. Çünkü onun üstünlüğü eksiksizdir.” (FM, 4:63)
Kalp
, kayıtsız anlamda geniş olandır.” (4:71)
Davranış dili
, söz dilinden daha açıktır.” (FM, 164)
İnsan
,
hakikat
leri bulundukları
hal
üzere öğrenmeyi sağlayan
görme makamı
dır. Allah’ın Peygamberi
ihsan
ı, Cebrail’e işaret ettiğimiz şekliyle yorumlamıştır (Allah’ı ‘görür gibi’ ibadet etmek).” (FM, 4:189)
Dünya hayatı
teklif
ve
amel
yeridir.” (FM, 4:189)
Dünya
,
sakınma yeri
dir. (...)
Dünya hayatı
bir
emniyet
ve
güven
yeri değildir.
Hikmetli ve bilgili insan
, her
mertebe
ye o mertebenin müstehak olduğu şekilde
davranır
.” (FM, 4:193)
Secde etmek
,
kalbe vaciptir
.” (FM, 4:198)
“Bedende bir
organ
vardır,
düzgün
olduğunda bedenin diğer kısımları da düzelir,
bozulduğunda
ise bedenin diğer kısımları da bozulur. Dikkat edin! O
kalptir
!” (FM, 4:253)
“Maddi ve manevi bütün
iyilikler
, nefislerin
sadaka
sıdır. (...) İnsan bir sadaka vereceği zaman, önüne çıkan ilk
muhtaç kendisi
olacaktır.” (FM, 4:291-292)
İman
asıl
,
amel
ise, hiç kuşku yok ki, bu asılın bir
feridir
.” (FM, 4:324)
İnsan vaktinin oğludur
(ibnü’l-vakt); ne
geçmiş zaman
ın ne de
gelecek zaman
ın oğludur. Bununla beraber insan geleceğe
niyet
edip geçmiş hakkında
temenni
de bulunabilir. Fakat bütün bunlar, şimdiki zamanda yapılır. Şu halde
insan
, geçmiş ya da gelecek zamanda değil,
şimdiki zamandadır
.” (FM, 4:327)
Sorulan
şeyin cevabını
gizleyen
kimseyi Allah
ateş
e kor.” (FM, 4:337)
Bilgin
, insanların
muhtaç
olduğu bilgisinin onlar adına kendisinde bir
emanet
olduğuna inanmalıdır. Dolayısıyla bilginin bilgisindeki yetkisi,
emanetçi
nin emanetteki hükmü gibidir. Ya da bilgin, bilgisinin insanların kendisindeki bir alacağı olduğuna inanmalıdır. Bu durumda, bilgili kişi
borçlu
insana benzer.” (FM, 4:336-337)
Bilgi
nin miktarı
manevi
,
amel
in miktarı ise
duyusal
bir şeydir.” (FM, 4:361)
#Şeyh Muhyiddin
#Söz
#Ahlak
#İnsan
#Davranış
4 yıl önce
Şeyh Muhyiddin’den seçilmiş sözler
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset