|
Zorunla modernlerin iman testi

Müslümanların modernleştiğini kabul etmekle birlikte, onların modernliğe olan imanlarının derecesinden sürekli kuşku duyan yerli müsteşrikler, zaman zaman onların bu halini test etmek için kaleme sarılırlar. Bu yazılarını, çoğunlukla amaçladıkları test için somut denekleri de ortaya çıkaracak şekilde tahrik edici bir üslupla yazarlar.

Müslümanlar sanattan anlamazlar, derler örneğin, çağdaş müzikle başları hoş değildir; modern tapınma alanları olan konser salonlarına girmezler; futbolu bilmezler, heykele "ucube" diyen başbakana itiraz edemezler, çünkü biat ehlidirler ve heykelin değerini de ölçemezler, derler.

Üzücü olan, son beş yılın medya kayıtlarına baktığımızda, İslami kimliğe sahip (olan ya da o izlenimi veren) kimi program sunucularının, konuşmacılarının veya köşe yazarlarının "modernliğe iman testi tuzağı"nı göremeyip, hemen birer deneğe dönüşüvermiş olmalarıdır.

Yerli bir müsteşrik "Müslümanlar sanattan anlamazlar" demeye görsün, hemen, "Müslümanlar sanattan niye anlamasın?" sorusuyla itiraz ederek, bununla o müsteşrik tarafından kastedilen "sanat"ın tanımında anlaşma sağladıklarını ve onun kendi bildiği, benimsediği sanata "göre" konuşmaya başladıklarını fark etmedikleri gibi, "Ne demek canım, siz bizi küçümseyemezsiniz. Başörtülü kadınlarımızdan bir grup Amy Winehouse''un cenazesine gideceklerdi ama uçaklarda yer bulamadılar; piyano çalan bir başörtülü kızımız daha geçen gün bir konserde milleti kırdı geçirdi; siz Jennifer Lopez''de kalmışsınız, biz artık Snoop Dogg-Sweat dinliyoruz" yollu örneklerle modernlik yarışına girerler.

Yerli müsteşriklerin asıl niyetini yukarıda söyledim. Bu niyet, ilk bakışta doğal görünen "kendini savunma refleksi"yle her karşılaştığında gemi azıya alarak, belirttiğim tarzda süregelmiş, söz konusu refleksin sahipleri de onlara daha çarpıcı gelecek, onları hayretten şaşkına çevirecek kendi "modernlik tablolarını" açıklama gayretini her vesileyle sürdürmüşlerdir.

Konunun beni endişelendiren tarafı, bu gidişatın bir gün "Modern olduğunuzu söylüyorsunuz ama henüz bir pavyon işlettiğinizi görmedik" sorgusuna karşı, "Kör olduğunuz için görmemişsinizdir, sizi Nişantaşı''nda yeni açtığımız ultra-lüks pavyona davet ediyoruz" şeklinde bir cevabın üretilmesi noktasına gelip dayanmasıdır.

İlk okunuşunda, endişeli modernlerin endişelerini gidermeye kendilerini ödevli sayan bu deneklerin –özellikle de feminist olanlarının– bu tehlikeli "ezberi", öyle sanıyorum ki, kendilerini "Müslümanca düşünce"nin "içinde" sanma yanılsamasından kaynaklanmaktadır.

Bir önceki yazımda yerli müsteşrikler için kullandığım "aydınlanmış despot" kavramı bu denekler için de geçerlidir. Çünkü bunlar, modern bir zihne sahip olduklarını, daha açık bir söyleyişle Müslüman ve –eğitim, öğretim etkisiyle veya siyasal dayatmalar nedeniyle– "zorunlu modernler" olarak zihni bir kirlilik yaşadıklarını fark etmeksizin, sadece İslam kimliğinin kendilerini temiz tuttuğu vehmine kapılarak modenlikte müsteşriklerle yarışmaktalar.

Bu nedenle söz konusu ezberi, kanıksanmış bir "savunma refleksi" olarak değil, benim kişisel endişemi de aşan, itikadi bir problem, düşünsel bir yarılma, bir tür müşrikleşme eğilimi olarak konuşmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Öncelikle, "Müslümanca düşünmek" ile "Müslümanca düşünmeyi düşünmek" arasındaki farka dikkat çekmeliyim.

Çünkü "Müslümanca düşünmek", tüm ilgilerini ve eylemlerini din''de toplamış, din merkezli kılmış olmakla mümkündür.

Oysa ki, Türkiye''de yaşayan, Batılı eğitimin tezgahından geçmiş, modernliği gönüllü ya da gönülsüz olarak benimsemiş olan Müslümanlar (ben, sen, o farketmez) "Müslümanca düşünmeyi düşünmek"le "de" yükümlüdürler; modern bir yaşantı içinde kendi zihni kirliliğinin bilincinde olarak yer almak, ancak referanslara (Kur''an''a ve Hadis''e) tekrar tekrar dönmeyi, dolayısıyla bu sayede Müslümanca düşünmeyi "de" düşünerek zihnî temizliği süreklileştirmeyi gerektirir.

Nasip olursa çarşamba günkü yazımda da bu konuyu işleyeceğim.

13 yıl önce
Zorunla modernlerin iman testi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi