|
faruk nafiz çamlıbel, arif nihad asya ve cenab muhiddin kozanoğlu

sevgili okuyucularım edebiyatımızın çok güçlü üç şairini onlarla vuku bulmuş hatıralarımın gönlüme düşmesi sebebiyle bu mübarek insanları rahmetle ve sevgiyle anmak ihtiyacını sizlerle paylamaya niyet ettim..

evvelâ beş hececilerin en güçlü sesi faruk nâfiz çamlıbel’den söz açacağım.. enis behiç koryürek, orhan seyfi orhon, halid fahri ozansoy, yusuf ziya ortaç’la birlikte teşkil ettikleri “beş hececiler”in en mümtaz ismi olan faruk nafiz çamlıbel’in (doğumu: 18 mayıs 1898 – vefatı: 8 kasım 1973); müdürlüğümüz sırasında şiirlerinin yeni baskısını “han duvarları”adı ile yayınlamaya karar vermiştik.. rahmetli şair bir sözleşme imzalamak için büromuzda bulunuyordu.. iri bir gövde ve büyük fakat saçı kalmamış başı ile şiirinin bıraktığı şöhretle mütenasip bir etki bırakmakta idi.. masamızın kenarındaki rahat koltuğa yerleşen bu mümtaz misafirime uygur türklerinden olan odacım turdu bey’e bir kahve yaptırdım.. karşılıklı içiyoruz.. ve.. konuşuyoruz.. büyük şairle ne konuşulur.. biz de onu konuşuyoruz..

dedim ki: “aziz üstadım.. sizin şiirinizin dörtte üçü aşk üzerine söylenmiştir.. nedir bu aşk dediğimiz nesne ki sizi bu kadar meşgul etti..”

şair gülümsedi.. koltuğuna yaslanarak başını bana çevirdi: “osman bey, dedi, o bir keşiftir.. ruhlarının frekansı birbirine yakın iki insanın birbirini keşfetmesidir.. insanın başına ömrü boyunca ya bir kere ya iki kere yahut üç kere gelir.. dördüncü yoktur..” çamlıbel’le görüşmemiz ve sohbetimiz bu minval üzerine devam etti.. aziz okuyucular.. hepinizce mâlumdur ki aşk bahsi nerede açılırsa açılsın.. kolay bitmez.. saatlerce sürer.. sözleşmeyi imzalayan şâiri tekrar görüşmek temennileriyle uğurladık.. fakat tekrar görüşmek kısmet olmadı.. benim de üye olduğum “çağdaş türk yazarları komisyonu”nun başkanı edebiyat tarihçisi nihad sami banarlı’nın yakın dostu idi.. nihad bey’in en yakın dostları yahya kemal ve faruk nafiz çamlıbel’dir.. ikisi de büyük şairdir.. üçüne de mevlâ’dan rahmetler dileyelim.. bu üç isim, edebiyatımızın medârıiftiharıdır...

şimdi gelelim arif nihad asya ile cenab muhiddin kozanoğlu’na..

arif nihad asya, büromuza çok gelip gitmiştir.. ben, adana erkek lisesinde son sınıfta okurken o edebiyat öğretmeni idi.. şevket kutkan ile beraber iki büyük hoca idiler.. sonra arif nihad bey 1950–1954 arası adana milletvekili oldu.. daha sonra yine hocalığa döndü.. gazi lisesinde vazife görürken emekliye ayrıldı.. türkçeyi hârikulâde güzel kullanan bir şair ve nâsirdir.. fikir doludur.. hisleri, heyecanları zengindir.. bereketlidir.. “bayrak şairi”dir.. iman

şairidir.. faziletin, yurtseverliğin şairidir..

ankara’da oturdu.. zaman zaman istanbul’a gelir eşini dostunu, edebiyatçıları,

yazarları arkadaşlarını ziyaret eder, hasret giderir.. sonra yine ankara’ya döner..

cenab muhiddin

kozanoğlu ise (d: 1893 trablusgarp.. öl: 16-11-1972) şair edebiyat öğretmeni, güfte yazarı, dil kurumu uzmanıdır..

kozanoğlu aşiretinin batı kozan bölümüne mensuptur.. amcası kozanoğlu ahmet bey kütahya valiliği yapmıştır..

beşiktaş’ta kızının yanında otururdu.. 1960 lı yılların sonları ile 1970 – 71 yıllarında kızının evinde kendisini sıkça ziyaret etmişimdir.. eski edebiyatçıların çoğunu tanır, birçoğuyla hatırâları, sohbetleri, görüşmüşlüğü vardır.. arif nihad asya’nın istanbul’da olduğu bir vakitte kendisini kızının evinden aldık.. beşiktaş iskelesinin üstündeki restorana getirdik.. birkaç saat sohbetin, şiirin, fikrin, hikemiyyat ve felsefe vadilerinin dehlizlerinde dolaştık.. sonra kozanoğlu’nu evine bıraktık..

arif nihad’ı bütün memleket, bütün âlem tanır.. cenab muhiddin kozanoğlu ise lirik bir şairdir.. ve aşk şairidir.. yeni nesiller tanımıyorlar.. ancak şarkı güftelerinde musikişinaslar biliyorlar.. işte size bir şiiri:

geçen bahardan

geçen bahardan beri sevgine bel bağladım

her şeyden geçip, ancak sana emel bağladım

ben gönlümü gönlüne işte böyle bağladım

ta ölümüme kadar ayrılmaz bir eşim ol

geceleyin ayım ol, gündüzün güneşim ol

bir şeyim ol da benim, istersen kardeşim ol

gün oldu senden ayrı düştüm, yanıp kül oldum

gün oldu sana erdim, taze açmış gül oldum

kah ağlaya, kah güle bir olgun gönül oldum

yaşım kırkı geçse de gönlüm ihtiyar değil

gençlerin bahtı bile bahtıma uyar değil,

sevgide kimse benim kadar bahtiyar değil

göğüs geçirişleri derdimi deşen kadın

arada gözlerimiz gizli öpüşen kadın

bazı kederli duran, bazı şakrak, şen kadın

en güzel günlerimden kendine günler ayır

unutma, kederinden bana da keder ayır

koynunda sevinç, elem yaşlarıma yer ayır

geçen bahardan beri sevgine bel bağladım

her şeyden geçip, ancak sana emel bağladım

ben gönlümü böylece böyle güzel bağladım

#faruk nafiz çamlıbel
#arif nihad asya
5 yıl önce
faruk nafiz çamlıbel, arif nihad asya ve cenab muhiddin kozanoğlu
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi