|
elzem olan, can ve mal güvenliğidir

çok daha önceleri "taksim"de işçi ve sendikacı gösterileri esnasında çok müessif olaylar olmuş.. insanlar ölmüş, insanlar yaralanmış.. mahşeri kalabalıkta kimin kimi öldürdüğü, kimin kimi yaraladığı bulunamamıştı.. bu taksim çok netâmeli bir mekândı.. hükûmet yahut emniyet ve valilik, yakın tarihimizden aldığı dersler sebebiyle ayrıca ilgili makamlara intikal eden istihbârat bilgilerinin sağladığı ikaz, ihtiyat ve intibah sayesinde bu sefer gayet tedbirli davranmış, taksim meydanına, istiklâl caddesine göstericileri sokmamıştır.. işin içine anarşistlerin, teröristlerin ve provokatörlerin karışmasına fırsat vermemiştir.. polisin ciddî tutumu sayesindedir ki, 1 mayıs günü daha müessif hadiselerin ve ölümlerin meydana gelmesi ve istiklâl caddesinde yağma ve tahrib hareketlerinin cereyan etmesi önlenmiş bulunmaktadır..

mâlumdur ki devletin ilk vazifesi, can ve mal güvenliğini, sükûnet ve adaleti sağlamaktır.. ankara, hükûmet, siyasî partiler ne düşünürse düşünsün valinin ve emniyet müdürünün sorumluluk duygusu ile hareket edip ciddî ve otoriter bir tutum sergilemesi gerçekten takdir edilecek bir tavırdır..

valinin ve emniyet müdürünün devlet otoritesini sağlaması ne kadar isabetli ve yerinde olmuşsa, sendikacıların kendilerine tebliğ edilen yasağa uymamaları ve kolluk kuvvetlerine taşlarla, sopalarla saldırmaları da o kadar yersiz, haksız ve münasebetsiz olmuştur..

kendisine verilen emri yerine getiren bir polise, onun dediğini yapmak yerine taşla vurmak, hiç acımadan kafasına yüzüne ve gözüne darbeler indirmek, acaba hangi vicdanın, hangi insanlık duygusunun izin verebileceği bir harekettir.. o genç polisler de bir ananın sevgili evlâdları değil midir.. görev yapıyorlarsa onların günahı nedir?.

gösteri yapan, yahut "1 mayıs"ı kutlayan kalabalık, kışkırtıcılara uyarak istiklâl caddesindeki mağazaları tahribetse de ve yağmalasa o zaman ne olurdu? bunu düşünen yok.. polis biraz gevşek davransaydı da fırsatçılar yağma hareketlerine girişseydi, şimdi polisi tenkid eden aklıevveller bu sefer, polis niye tedbir almadı diye yine emniyet güçlerine hücum etmeyecekler miydi?. onun için bir toplulukta ilk ihtiyaç; devlet otoritesinin, can ve mal güvenliğinin bütün kafalara kazınması ve yazılmasıdır..

birtakım sorumsuz kalemler, 1 mayıs''ta cereyan eden olaylara, özellikle polisin tutumuna "rezalet" sıfatını yapıştırmaktan çekinmiyorlar.. bu kelimeyi sarfedebilmek için insanın basiret, iz''an ve insaf sahibi olmaktan mahrum bulunması gerekir.. gencecik polisler ne yapacağı belli olmayan kalabalığı taksim''e ve istiklâl caddesine sokmamak için taşlara, sopalara karşı vücudlarını siper ediyorlar ve yaralanıyorlar.. sebep ne?. sendikacıların "1 mayıs"ı mutlaka taksim''de kutlamak istemeleri.. çağlayan''da kutlansa, kadıköy''de kutlansa ne değişir.. niye inad ediyorsunuz.. niye hükûmet ve emniyet güçlerini dinlemiyorsunuz.. "polise karşı koymak" gibi bir hak nerede, hangi platformda, hangi diyarda vardır?.

hasan cemal, kürşat bumin, pınar kür, müjde ar gibi aklıevvellere bakılırsa; hükûmet temsilcileriyle beraber sendikacılar taksim''e çıksalar ve güzel güzel "1 mayıs"ı kutlasalar daha güzel olmaz mıymış.. bu safderunlar, anarşistlerin ve teröristlerin böyle masum kütle hareketlerini kolladığını bilmiyorlar mı? kışkırtıcılara nasıl engel olacaksınız? polisin aldığı istihbaratı ne yapacaksınız?

lâfı uzatmadan tekrar edelim: polisin, valinin ve emniyet müdürünün gösterdiği tedbir, basiret ve dirayeti bir istanbullu olarak tebrik ve teşekkürle karşılamalıyız..

16 yıl önce
elzem olan, can ve mal güvenliğidir
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…