|
Açık istihbaratın yeni gözdesi Twitter...

Komedyen Ata Demirer, Twitter hesabını kapattığını duyurmuş.

Açıklamasında; “Kıymetli arkadaşlar, tüm enerjimi ve zamanımı yaptığım işlere aktarmak istediğimden bu hesabı kapatmaya karar verdim. Vazgeçtim. Artık filmlerde, şovlarda paylaşırız hayatı. Sağ olun var olun, sizi seven Ata...”
.

İnsanlar nedense önemli bir tarihi gerçekliği unutmuş görünüyorlar.

İnternetin kullanımından önce istihbaratın yüzde 80''i açık istihbarat, yüzde 20''si gizli istihbarattı.

Adı üzerinde; Açık istihbarat.

Yazılı, basılı, sesli, görüntülü herşey açık istihbaratın kapsama alanında.

Gizli istihbarat ise çok daha zor.

Devlete, kuruma, örgüte, çeteye sızmak, sokulmak, ardından sızdığı ortamda güven kazanıp orada tutunabilmek gerekiyor...

Sızmadan, sokulmadan, kapalı kapalı ardından konuşulanları, yazılıp çizilenleri bilmek, öğrenmek mümkün değil.

Üstelik sızanın can güvenliğini riske de var.

Örneğin İngiliz Gizli Servisi''nin elemanları, Türk Kurtuluş Savaşı''nı yakından takip etmek ve başarısız olmasını sağlamak için, Meclis''in açılmasından itibaren Ankara''ya sağanak gibi yağmaya başlamışlardı.

Bu kişilerden biri de Mustafa Sagir adındaki İngiliz casusuydu.

1920 Aralık ayında İnebolu ve Kastamonu üzerinden Ankara''ya geldi.

Çok zamanı yoktu. Kısa sürede etkin çevrelere sokulması gerekiyordu.

Ankara''nın en güvenilir şahsiyetlerinden Mehmet Akif ile samimiyet kurdu.

Akif''in Taceddin Mahallesi''ndeki evine gidip gelmeye başladı. Akif''in evini posta adresi olarak verdi. Mehmet Akif, Hindistan ve Mısır ve İstanbul''dan gelmekte olan çok sayıda mektuba hayret ediyordu. Bir gün bir mektubu yanlışlıkla yırttığında içinden boş bir kâğıt çıktığını gördü ve buna bir anlam veremedi. Diğer mektuplar da incelendiğinde hepsinde sadece biri iki satır yazı olduğu ve sayfanın geriye kalanının tamamen boş olduğu görüldü. Günün şartlarında kimyager Avni Refik Bey''in yaptığı laboratuvar incelemesi sonunda mektupların görünmez mürekkeple şifreli olarak yazıldığı anlaşıldı. Gerçek ortaya çıktı.

Mustafa Sagir İstiklal Mahkemesi tarafından casuslukla suçlandı ve 24 Mayıs 1921''de Ankara''da Ulus Meydanında idam edildi.

İletişim teknolojisi çok gelişti.

Artık ortam dinlemeleri çok kolaylıkla yapılabiliyor.

Genelkurmay Başkanının en mahrem toplantılarda yaptığı konuşmalar bile dışarıya rahatlıkla sızdırılabiliyor.

Kullandığınız cep telefonları birer verici yansıtıcı durumunda.

Telefonunuz yanınızda olduğu sürece kapalı bile olsa arzu edenler ortamınızı dinleyebiliyor.

Sosyal ağlara yüklenen milyarlarca resim sosyal hayatımızı...

Cep telefonunda kayıtlı olan numaralar iletişim halinde olduğumuz kişileri...

E-posta adresimizdeki rehber listesi mail ile temas kurduğumuz sosyal çevremizi ele veriyor.

Biz sildiğimizde bir daha göremesek de, e-mail hizmetini hangi adresten alıyorsak orada bunlar tutulabiliyor.

Cep telefonu dahil elektronik ortama girdiğiniz herşey siz silsenizde yok olmuyor.

Herhangi bir nedenle emniyet birimlerince sorgulanmanız gerektiğinde önce evinizdeki, işyerinizdeki bilgisayarı götürüyorlar.

Size ait ne varsa içinde... Sildik zannetikleriniz bile.

Benim bugün konuyu buraya taşıma nedenim şimdilerde çok popüler başka bir konuda.

Önce Facebook salgını sarmıştı internet kullanıcılarını. Şimdilerde revaçta olansa Twitter...

Makamına, konumuna, birikimine önem verdiğim mühim insanlar Twitter''da öyle şeyleri paylaşıyorlar ki, bu insanların açık istihbarat denilen olgudan haberleri var mı, yok mu merak ediyorum.

Giysiler üst başı örtüyor ama, sosyal ağlar bir cam gibi beyinlerini, şuuraltlarını ortaya döküyor insanların...

Yazılmaması gereken şeyleri yazıyorlar...

Paylaşılmaması gerekenleri paylaşıyorlar.

Hiç kimse, bunlar benim kişisel görüşüm, çalıştığım kurumu asla bağlamaz demesin.

Senin gibi düşünenlerin bulunduğu kurum, bizim için artık asla muteber bir kurum değildir diyesi geliyor takipçilerin.

Müthiş itibar öğütücü, sıradanlaştırıcı yanı var.

Herşey ayak altında.

Yazıp çizdiklerine değer verdiğim pek çok kişinin yazılarına eskisi kadar önem vermediğimi, katıldıkları programları eskise kadar izlemediğimi fark ettim. Sonradan fark ettim ki, Twitter aleminde söz ayağa düşünce, söz sahipleri de zamanla gözden düşüyor.

Takipçi sayısı artsın, ya da düşünceleri önemsensin diye en önemli konularda bile absürd yorumlar attıranlar yok mu, gözünüzde büyüttüğünüz nice insanların Twitter aleminde küçülüp gittiğini ve sıradanlaştıklarını görüyorsunuz.

Yaklaşık bir sene önce bu köşede bir başka yazımızda, “Siz hiç kendinizi fişlediniz mi?” diye
ve yazıp çizdiğimiz herşeyin sanal sicil dosyamıza işlendiğini anlatmıştım.

Son sözümüz şu olsun: Öyle bir zamandayız ki, yazıp çizdikleriniz itibariyle paylaştığınız kadar değil, paylaşmadığınız kadar değerlisiniz.

Bizden söylemesi... Demişti, dersiniz...

12 yıl önce
Açık istihbaratın yeni gözdesi Twitter...
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler