|
Cumhurbaşkanı adayları seçimde neyi vaat edecek?

Türkiye, devletin 1 numaralı koltuğunun sistem içindeki konumu açısından öyle karmaşık günlere doğru hızla ilerliyor ki (aşağıda da izah edeceğim gibi), eğer zamanlıca adım atılmazsa işin içinden çıkmak kolay değil…

Ülke yönetiminin göz göre göre kaosa girme ihtimali var.

Güzel Türkçemiz"de özünden saptırılarak kullanılan deyimlerden biri de "Kervan yolda düzülür" sözüdür.

Daha baştan en iyisini yapma imkânı varken, kervanı neden yolda düzelim ki?

Bu durum, 5 dakika erken kalktığında güzelce hazırlanıp evden dışarı çıkma imkânı varken, 5 dakika daha kestireyim derken bir yandan elini yüzünü yalap şalap yıkayıp kapıdan dışarı çıkmak, öbür yandan da gömleğinin düğmelerini yolda düğmeleyip kemerini de yürürken takmaya çalışmak gibidir.

"Zaman içinde imkânlar bollaşır, nasipse daha iyilerine de sahip oluruz" anlamındaki "Kervan yolda düzülür" sözünün özü doğru olsa da, zamanla içi boşaltılmış, iş üretme konusundaki başarısızlığın, laubaliliğin ve düzensizliğin kılıfı haline getirilmiştir.

Devlet yönetiminin şakası olmaz.

Bakın Türkiye hızla, cumhurbaşkanının ilk defa halkoyu ile seçileceği günlere doğru hızla ilerliyor.

Bu durum sadece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir cumhurbaşkanın ilk defa halk tarafından seçilecek olması anlamına gelmiyor… Tarih boyunca ne sultanlar, hakanlar, beyler, padişahlar, cumhurbaşkanları gördük. Binlerce yıllık Türk tarihinde ilk defa, devletin 1 numaralı koltuğunun sahibinin doğrudan halk tarafından seçileceği günler geliyor.

Böylesine kritik bir seçimin hukuki, sosyal altyapısına, hatta algısına hazır mı Türkiye?

Değil…

Gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerin ardından çok vakit geçmeden, cumhurbaşkanı adayları ortaya çıkmaya başlayacak… 2014 yılı Ağustos ayında da doğrudan halkoyu ile cumhurbaşkanını belirlemek üzere sandığa gideceğiz.

2007 yılında yapılan Anayasa değişikliği referandumu ile mevcut Anayasa"da sadece, cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği ve görev süresinin 5+5 olduğu düzenlemesi yapıldı. İkinci defa aday olmasının önü açıldı.

Pekâlâ, cumhurbaşkanı adayları birbiri ile hangi konuda rekabet edecek, neyi vaat edecekler?

Kendisine oy vermesini beklediği seçmenlere eğitim, sağlık, savunma, sosyal güvenlik, tarım, hayvancılık, dış politika vb. konularda neyi vaat ederek oylarını almaya çalışacaklar?

Mevcut hükümet sağlık alanında ilaç katkı payı alıyor, cumhurbaşkanı seçilirsem bunu iptal edeceğim mi diyecek?

Mevcut hükümet eğitim alanında sadece ilköğretimde kitapları bedava veriyor, ben de defter ve kalemleri mi bedava vereceğim diye atıp tutacak?

Ben askerliği, diğer adaylardan daha fazla mı kısaltırım diyecek?

Emeklilik yaşını düşüreceğim, emekli maaşlarının en azını, en düşük devlet memuru maaşına endeksleyeceğim mi diyecek?

Bir cumhurbaşkanının bu tür vaatlerini yerine getirebileceği üzerinde tasarruf sahibi olduğu bir bütçesi var mı?

Yok…

Hatta o kadar ki yok ki, Cumhurbaşkanları isterlerse Meclis"ten geçen her kanunu veto edip yeniden görüşülmek üzere Meclis"e iade etme yetkileri var ama, iptal edemedikleri tek kanun, bütçe kanunu… Bunu imzalamak zorunda.

Yani, Çankaya"nın bütçesinin ne olacağı, maaşı, yol harcırahı bile hükümetin takdirinde…

Hükümet isterse cumhurbaşkanının makam aracını yerinden hareket edemez hale getirir. Yani bütçesini kısar… Turgut Özal Çankaya"da iken Demirel Hükümeti bu tür oyunlara çok tevessül etti.

Hiçbir şey vaat edemeyen, vaat ettiğini gerçekleştirme imkânı olmayan cumhurbaşkanını adayını kim ciddiye alır? Halkoyuyla güzellik kraliçesi mi seçiyoruz, yoksa cumhurbaşkanı mı?

Görüyorsunuz…

Türkiye ilk defa halkoyu ile seçilecek cumhurbaşkanlığı seçimine doğru hızla ilerliyor ama ortada ne sistem var, ne de nizam…

Türkiye hızla bir sistem darboğazına doğru gidiyor.

Türkiye hep böyle tek başına iktidarda güçlü hükümetlerle ve şimdiki gibi cumhurbaşkanı başbakan uyumu ile yönetilmez. Yüzde 20 ile birinci parti çıkıp hükümet kuran başbakanlar dönemi gelir. Yüzde 50"yi aşkın oyla Çankaya"ya çıkan cumhurbaşkanı ile yüzde 20 ile iktidar olan başbakanın ilişkileri nasıl olacak? Halk hangisinden yana beklenti içine girecek?

İktidar partisi dışında siyasetin diğer aktörlerinin yaklaşan kaotik ortamı görmezden gelmeleri eğer henüz bir aymazlıktan kaynaklanmıyorsa, çapsızlığın ve öngörüsüzlüğün en büyük göstergesi olur.

Başbakan Erdoğan zaman zaman partili cumhurbaşkanı, başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi gibi konuları zikrettiğinde, yukarıda altını çizdiğim çekinceleri gündeme getirmiş oluyor. Fakat kamuoyundaki genel algı, yaklaşan kaotik ortam hiç düşünülmeden, bu tür düzenlemeleri sadece kendisi için istediği yönünde.

Ortada bir iletişim stratejisi eksikliği olduğu aşikâr…

AK Parti"nin bu konuları tartışmaya açmaktaki asıl amacı halka iyi anlatılamadı. Gösterilen tüm çabanın, cumhurbaşkanı seçim sürecinin ardından devlet yönetiminde iki başlılığın ortaya çıkmasını önlemek ve olası bir sistem kaosuna mani olmak olduğu konusunda kitleler yeteri ölçüde ikna edilemedi.

Ülkenin ihtiyaç duyduğu yeni Anayasa bile, sadece Başbakan Erdoğan"ın kişisel beklentilerini karşılamaya matuf bir hazırlık gibi algılanmaya başlandı. Muhalefet de bu algıyı derinleştirdi. O kadar ki, onlarca yıldır başkanlık sistemi isteyen ve bekleyen çevrelerden bile, giderek artan itirazlar gelmeye başladı. Zihinler bulandı.

Yol yakınken çözün şu meseleleri. Yoksa hep birlikte altında kalır, Allah korusun, fetret dönemlerine gireriz.

11 yıl önce
Cumhurbaşkanı adayları seçimde neyi vaat edecek?
PKK şiddeti neden gayri meşru? - 1
Sen hiç lâik oldun mu?
Er yarın Hak divanında belli olur!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek