|
Erbakan"ın idama kalkmayan eli…

Deniz Gezmiş ve iki arkadaşı 6 Mayıs 1972"de idam edildiler.

Dün, Deniz Gezmiş ve arkadaşları Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan"ın idam edilişlerinin 41. yılıydı.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam cezalarının yerine getirilmesi amacıyla Meclis"te yapılan görüşmeleri ve oylama sonucunu kaynaklardan dikkatlice inceledim.

1972 yılında Meclis"teki üye sayısı 450.

Oylamaya 323 milletvekili katılmış.

273 milletvekili, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan"ın idam edilmesine kabul oyu vermiş.

48 ret, 2 çekinser oy kullanılmış.

Oylamaya katılmayan vekil sayısı ise 118.

O tarihte Meclis"te 9 üyelik de boşmuş.

Oylamaya katılan ya da katılmayan vekillerin durumu dikkatle incelendiğinde Meclis"in o dönemde de ikiye bölündüğü görülüyor.

Meclis"teki idam oylaması sırasında gözler ister istemez tanıdık isimleri arıyor tabi ki…

Süleyman Demirel, Necmettin Cevheri, Nahit Menteşe, İsmet Sezgin, Alpaslan Türkeş, Barlas Küntay, Esat Kıratlıoğlu, Nuri Bayar, Orhan Öztrak, Saadettin Bilgiç, Turhan Feyzioğlu gibi isimler idama evet diyenler arasında.

Şu an CHP Tekirdağ milletvekili olan Faik Öztrak"ın babası eski İçişleri Bakanlarından Orhan Öztrak da, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına evet diyenlerden.

Yarının dünyasında etkili birer siyasi aktör olmak isteyenlerin, dünün Türkiye"sini iyi analiz etmelerini öneririm.

Ya Ecevit?

Uzun yıllar CHP genel başkanlığı yapan Bülent Ecevit"in idam oylaması sırasındaki tutumuna gelince…

12 Mart 1971 muhtırasından sonra, CHP"nin muhtıraya karşı tutumu konusunda parti içinde derin görüş ayrılıkları ortaya çıktı.

Genel Başkan İsmet İnönü ile partinin genel sekreteri Bülent Ecevit anlaşmazlığa düştü. İsmet İnönü, tıpkı 27 Mayıs darbesinde olduğu gibi, 12 Mart müdahalesine de karşı çıkılmasını onaylamıyordu. Yani darbecilerin yanındaydı.

12 Mart Muhtırasının ardından yeni kurulacak hükümete CHP"nin üye verip vermeyeceği konusunda anlaşmazlık çıkınca, yani İnönü darbecilere yanaşınca, Ecevit genel sekreterlikten istifa etti.

Ecevit"i siyaseten tamamen silmek ve parti içindeki etkisini kırmak isteyen İnönü, 4 Mayıs 1972"de toplanan 5. Olağanüstü Kurultay"da, izlediği siyasetin partisince onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı. Kurultay"da parti meclisi için yapılan güven oylamasında Ecevit yanlıları 709 oy aldı. İnönü"nün ekibi 507"de kaldı.

Siyasi bilek güreşini Ecevit kazandı. İnönü 8 Mayıs 1972"de istifa etti. Bülent Ecevit 14 Mayıs 1972 tarihinde İsmet İnönü"nün yerine genel başkan seçildi.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam cezalarının Meclis"teki oylaması da tam da bu günlerde gerçekleşti. Ecevit idamların gerçekleşmemesi yönünde oy kullandı.

Bu arada konuyu dağıtmadan şunu da ekleyelim. Bülent Ecevit"i siyaseten kudretli bir aktör yapan ve İnönü gibi karizmatik bir lideri siyaset sahnesinden silmesine neden olan en önemli duruşu, 12 Mart Muhtırasına şiddetle karşı çıkması oldu. AK Parti karşıtı 27 Nisan 2007"deki E-Muhtıra"ya ise, CHP içinden hiçbir isim mertçe tepki göstermedi. Aksine çanak tuttu.

CHP içinden "bir yürekli insan" ortaya çıkabilseydi, CHP bugün bu hallere düşmezdi. Ortaya çıkacak yürekli isim, 12 Mart döneminin Ecevit"i gibi, bugün sol siyasette etkili bir aktör olabilirdi. Bugün CHP"ye hâkim olan Atatürk değil, İnönü zihniyetidir. İnönü Zihniyeti, darbecilerle kucak kucağa bir anlayışın temsilcisidir.

Gelelim Prof. Dr. Necmettin Erbakan"a…

1969"da Konya"dan Bağımsız Milletvekili seçilen Necmettin Erbakan, 1970 yılı Ocak ayında 17 arkadaşıyla Milli Nizam Partisi"ni (MNP) kurdu. Ancak parti 12 Mart 1971 Askeri Müdahalesi"nden kısa bir süre sonra, "laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" iddiasıyla açılan dava sonunda 2 ay içinde kapatıldı.

Necmettin Erbakan, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam cezalarının Meclis"teki oylamasına katılmayan üyeler arasında… Partisinin kapatılmasının ardından bir müddet İsviçre"ye giden Erbakan oylama günü Türkiye"de miydi bilemiyorum. O gün Ankara"da olsaydı oyunun rengi ne olurdu, elbette bilmemiz mümkün değil.

Merhum Erbakan olabildiğince toleranslı bir insandı. Müşfikti. İntikam duygusu içinde olsaydı ve Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamının ülke açısından büyük hayrı olacağına inansaydı, yurtdışında bile olsa atlar gelir ve Meclis"te oyunu kullanırdı.

Kişisel kanaatim, Erbakan"ın eli idama kalkmazdı. Büyük ihtimalle, "bu gençleri aldatmışlar, yanlış yönlendirmişler, gerçeğin ne olduğunu bilseler, böyle davranmazlardı" der ve kalan ömürlerinde ıslah olmaları yönünde temennide bulunurdu.

Bakın bugünlerde, 30 yıllık bela olan terör sorununu çözüm sürecindeyiz. İntikam hissiyle insanların hayatlarına son vermek kadar, geri kalan hayatlarında ellerini bir daha kana bulamayacakları yönünde az da olsa bir ihtimal varsa, bu seçeneğin de değerlendirilmesinin doğru olabileceğini düşünüyorum.

Şahsi penceremizden baktığımızda her olay gözümüze çok büyük görünüyor ve geriliyoruz. Ama devletin kudret ve şefkat gibi geniş şemsiyesi açısından baktığımızda, devletin büyüklüğü, azameti ve okyanus kadar geniş himmeti yanında, sorun gibi algıladığımız kimi kişiler ve konular devede kulak gibi kalıyor.

Gerek Menderes ve arkadaşlarının, gerekse de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını onlarca yıldır içine sindiremeyen ve "yazık oldu bu insanlara" diyen geniş toplum kesimleri var. Bir o yandan, bir bu yandan anlayışı ile elimizde urganla dolaşmayı bırakıp, milletçe sarılmak vakti daha gelmedi mi?

Yetiversin gari artık, inan çok yorulduk…

11 yıl önce
Erbakan"ın idama kalkmayan eli…
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı