|
günlerin getirdiği

Son günlerde medyada, çocukların çalışması ve çalıştırılması aleyhindeki sloganlar ve tavsiyeler çoğaldı…

iyi.. anladık da; henüz büyüme ve olgunlaşma çağında bulunan çocuklarımızın yıpranmaması ve çeşitli rizikolarla karşılaşmaması, elbette ki gözardı edeceğimiz birşey değildir.. ama.. işin bir de "ama"sı var.. pedagojinin, insan bedeninin ve zihnî manevî gelişmesinin tâbî olduğu kanunları ve gerçekleri ne yapacaksınız?...

insanoğlu bir takım maharet ve ustalıkları, alışkanlıkları, zihin ve akıl mekanizmalarını küçük yaşlardan itibaren uygulamaya başlarsa eğer, ancak öğrenebiliyor.. öyle meslekler ve maharetler var ki genç insan onların bizzat içinde bulunmak ve işlemlerini bizzat yapmak suretiyle ancak kazanabiliyor.. ecdadımızın asırlardır tatbik ettiği çıraklık müessesesi bu gerçeğin bir hüccetidir.. ecdadımız, çocuklarını düşünmüyor muydu ki onları küçük ve genç yaştan itibaren usta yapmaya, meslek sahibi yapmaya çalışmıştır.. onun için diyoruz ki, bu iş öyle ceffalkalem yasaklanacak bir mevzu değildir.. işin ayarını, mesleki ve pedagojik zaruretlerini iyi düşünmek, iyi hesaplamak gerekir.. ana–baba, evlâdının çalışmasında bir mahzur görmüyorsa, devletin de onu anlaması ve nasıl anlaması gerektiği; üzerinde düşünülmesi gereken bir mesele olmak lâzımdır…

***

makam ve görevlerin dağıtımı

sevgili okuyucularım, bu hükûmetin adam seçerken, büyük ölçüde şuurlu ve isabetli hareket ettiği kanaatine ulaştığımı söylemekten kendimi alamıyorum.. başbakan yardımcılarından işe başlarsak; beşir atalay"ın sükûnet ve ciddiyeti; bülent arınç"ın rahat ve düzgün kelâmı; bekir bozdağ"ın objektif ve inandırıcı değerlendirmeleri; ali babacan"ın, ekonomiyi götürenlerden birisi olması; genelkurmay başkanı"nın ciddiyeti, fuzulî söz ve tavırlardan uzak duruşu; mit müsteşarı"nın kararlı siması, makamına yakışan sessizliği; dikkatimizi çeken hususiyetlerden bir kısmıdır..

devlet gemisini selametle yönetmek sorumluluğu taşıyan hükümetin yükü gerçekten ağırdır.. siyasi partilerimizin, hem haklı veya haksız tenkitlerine cevap verecek, hem haklı icraatı için onlardan destek bekleyecek; isabetli icraatı için; sadece onlardan değil bütün sivil toplum kuruluşlarından, her türlü ekonomi, bilim, eğitim, teknoloji, ulaştırma ve iletişim kuruluşlarından tasvipkâr ve tasdikkâr beyanlar bekleyecektir.. haklı ve isabetli icraatı için destek beklemek, tasvip beklemek, elbette ki hakkıdır.. fakat, muhalefet partilerinden, iktidarın her tatbikatına övgüler yağdırması beklenemez.. muhalefetin doğası icabı bunu yapamazlar.. en azından, millet ve ülke için yapılan hayırlı işlere ait fikir beyan ederken insaf ve vicdan ölçülerinden de ayrılmamaları gerekir…

son günlerde içki satışlarına ait düzenleme kanunu vesilesiyle bunun güzel bir örneğini gördük.. muhalefet partilerinden birisi pasif ve müstenkif kalırken, hatta anayasa mahkemesine gitmeyeceklerini bildirirken, iki numaralı muhalefet partisi de "meclisin çıkardığı kanunu destekliyoruz" meâlinde beyanda bulundu..

demokrasimizin sağlığı için, samimi fikirlerin ve vicdani ölçülerin tezahürü olan davranışlara ve değerlendirmelere her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır…

11 yıl önce
günlerin getirdiği
Benim adım Hıdır, elimden gelen budur
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!