Yazarların, yeri geldiğinde kaleme almak üzere not ettikleri konular vardır. Yazı dosyalarıma baktım, yukarıda yer alan başlıkta bir yazı kaleme almaya 2 ay önce karar vermişim. Daha sonra birkaç kez yazmaya niyetlenmişsem de, sürekli erteledim.
Bazı konuları yazmaya insanın eli varmıyor. Hele biraz bekleyelim, ola ki bir tutum ve tavır değişikliği olur diye umut ediyor.
Hatay"ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen ve cumhuriyet tarihimizin en büyük bombalı saldırısı olarak kayıtlara geçen menfur olay, bazı konuları daha açık bir şekilde yazma vaktinin artık gelip geçtiğini düşünmeme neden oldu.
Anamuhalefet partisi CHP"nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu"nun sıklıkla öne sürdüğü konulardan biri, hükümetin pek çok konuda kendilerine bilgi vermediği yönünde…
Bakalım bu iddiası ne kadar tutarlı…
Türkiye"de şu an gündemi meşgul eden 3 ana konu var.
Bunlardan ilki Suriye"de yaşanan iç savaşın Türkiye"ye etkileri, diğeri 30 yıldır ülkemizin başına bela olan terör sorununu sona erdirmeye yönelik şu an sürmekte olan "çözüm süreci" adı verilen çabalar, diğeri de Silivri"de devam etmekte davalar…
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana, II. Dünya Savaşı yılları da dâhil, şu an Suriye meselesinde olduğu kadar sıcak savaşın eşiğine hiç gelmedi. Reyhanlı"da patlayan ve 50 kişinin ölümüne neden olan terör saldırısı durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteren çarpıcı bir fotoğraf ortaya koydu. Normal koşullarda "adresi belli" bu tür bir saldırı savaş nedenidir…
Hepimizin yatıp kalkıp, böyle açık bir saldırı karşısında kamuoyunun infiale gelip hükümeti Suriye"ye bir cevap verme konusunda sıkıştırmamış olmasına, kısacası sağduyusuna dua etmek lazım.
Yani mesele o kadar ciddi boyutta…
Şimdi gelelim CHP"nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu"nun hükümetin pek çok konuda kendilerine bilgi vermediği yönündeki iddiasına…
Bu yazıyı okuyan tüm okuyucularımıza açık yüreklilikle soruyorum:
Sayın Kılıçdaroğlu Suriye meselesindeki şu ana kadar ki tutum ve davranışı ile Suriye"deki Esed yönetimine mi daha yakın, Erdoğan Hükümeti"ne mi?
Esed"in işlerinin mi daha çok rast gitmesini istiyor, Erdoğan"ın mı?
İnsani olarak Esed"e mi kendisini daha yakın hissediyor, Erdoğan"a mı?
Eğer bu sorulara vereceğiniz cevaplar hep "Esed, Esed, Esed" şeklindeyse, Başbakan Erdoğan muhalefet lideri Sayın Kılıçdaroğlu"na hükümetin Suriye politikası konusunda daha çok özel bilgi paylaşması lazım diyebilir misiniz?
CHP"li vekiller Şam güzergâhını nerede ise ayakyoluna çevirdiler. Şam"a giden CHP vekiller Suriye konusunda Sayın Kılıçdaroğlu ile aynı düşüncede insanlar… Sayın Kılıçdaroğlu ile paylaştığınız bir bilginin Şam"a sızmayacağı konusunda yüzde yüz güven içinde olabilir misiniz?
CHP"li vekillerle Esed arasında Ankara Hükümeti"nin Suriye politikasına yönelik neler konuşulduğunu biliyor muyuz? İmkân olsa da, CHP"li vekillerle Esed arasında yapılan görüşmelerin görüntüleri, ya da eğer varsa birebir tutanakları yayınlansa…
Kaldı ki, geçtiğimiz yaz CHP"li vekillerden bazıları, mülteci kamplarına ani baskınlar yaparak, Türkiye"yi uluslar arası alanda zor sokacak bazı kanıtlar bulmak için de harekete geçmişlerdi. Böyle bir parti ile Hükümetin güven içinde hareket etmesi mümkün mü?
Gelelim Çözüm Süreci"ne…
Sayın Kılıçdaroğlu"nun çözüm süreci konusunda nerede durduğu belli değil.
Üstelik partisi bu konuda ikiye bölünmüş durumda…
Çözüm Süreci"ne destek veren vekillerle vermeyenler partide iç savaş halinde…
Kendi partisi içinde bile bu kadar önemli bir konuda düşünce birliği sağlayamamış ve bir parti politikası oluşturamamış bir lidere ne ölçüde güvenip, süreç konusunda ayrıntılı bilgiler paylaşabilirsiniz ki?
Kaldı ki aynı parti içinde, PKK"nın bugüne verdiği mücadeleyi destekleyen, teröristlere çiçek çocuk muamelesi yapan isimler var. Çözüm Süreci"ne yönelik devlet sırrı niteliğindeki bazı bilgileri, gündemdeki pek çok konuyu kendi aralarında hizip mücadelesi yürütmek için kullanan bir parti yönetimi ile paylaşabilir misiniz?
Silivri konusu da bunlardan farklı değil…
Hükümeti devirmeye teşebbüs iddiası ile yargının haklarında dava açtığı isimleri hukuk önünden kaçırmak için vekil yapmak isteyen, yargılamaları engellemek için duruşma salonlarının önünü miting alanlarına çeviren parti ile hangi sırrı paylaşacaksınız. Bir hükümet, kendisini devirmek isteyenlere kol kanat geren bir görüntü içindeki bir parti ile neyi ne kadar paylaşabilir ki?
Sayın Kılıçdaroğlu"nun anlayamadığı bir başka konu da şu…
Her devletin sırları vardır…
Bu nedenle pek çok ülkede kimi belgeler 10, kimi belgeler 20, kimileri de 50, 100 sene sonra açıklanır kamuoyuna…
Sayın Kılıçdaroğlu ise çözüm sürecine ilişkin tüm detayların halkın önünde yürütülmesini ve şeffaf olunmasını istiyor. Aile içi meselelerin bile ulu orta konuşulmasının işleri çıkmaza soktuğu bir dünyada, bu kadar kritik meseleye ait ayrıntıların çarşı pazara servis edilir gibi çözüleceğini düşünmek biraz garip kaçmaz mı?
Eğer hükümet böylesine kritik bir zamanda devlete ait kimi özel bilgileri Sayın Kılıçdaroğlu ile paylaşamıyor ise, Sayın Kılıçdaroğlu, "acaba bana neden güvenmiyorlar?" diye de düşünmelidir…
Bu sorunun cevabını bulabilirlerse, 60 yıldır neden tek başına iktidara gelemediklerinin şifresini de çözmüş olacaklardır.
