|
Beni bana bırak Sen aklımda ol yeter Genç bir adam...

Geç kalmışlığın aceleciliğini yaşayan adımlar… Mevsimine uygun bir İstanbul sabahı…

Yakaları hafif kalkmış bir paltonun boyun hizasında şık bir atkı ve kalabalığın arasındaki yalnızlık. Gözler onu gözler ama o hiçbir şeyin farkında olmaz ya, işte öyle bir telaş… Aklında o gün yapacakları var. İlk işi yine onu düşünmek. Kuytu bir köşe arıyor olmak bir kaçıştan çok yalnızlığını paylaşacağı duygulara esir oluşudur belki de…

Birden cep telefonu çalar. Bir daha, bir daha… Adam oralı değildir. Telefon susar…

Arkasından kısa bir bib bib…

Mesaj!

Merak bir başkadır o sabah, gerçeklerden kaçış da. Konuşmakla konuşmamak arası bir duygudur onu kararsızlıktan koparıp kendine döndüren. İnat başa bela! Sevginin vazgeçilmez kalp çarpıntısı da var hala yüreğinde… İkilem, dayanılmaz kaçışın köşe başında ona attığı çalımdır. Birden duraklar. Telefonun kimden geldiğini bilmiş gibi. Döner geriye bakar. İnsan seli sanki onu takip ediyordur. Sanki içlerinden biri tanıdık bir yüzdür ama onun aklında sadece bir tek yüz vardır. Onun yüzü…

Takvim yaprakları gözünün önüne gelir. Aradan tam üç yıl geçmiştir. Yine böyle bir sabahta taptaze duygularla ilk kez karşılaşmıştır onunla. Biraz ileride bir yerlerde. Dün gecenin dayanılmaz kalp ağrısı aklına gelir. Pişmanlıkla karışık duygular med-cezir gibi yükselir bedeninde… Ruhu isyan ederken sinsi dürtüler elini cep telefonuna götürür. Vaz geçer. Duraklar, bir daha döner geriye bakar. Artık çok geçtir. Adımları sıklaşır, köşeyi döner, Arabasına biner gözden kaybolur…

Bir başka sıcak mekanda tek şekerli sabah çayının bardağa vuran kaşık darbeleri durmazlığını sürdürür… Sabah keyfi anlamını yitirmiştir. Gözler telefonda, kulaklar telefonda, eller telefonda… Beklenti, sabra kafa tutar halde…

O bir kadın.

Seven bir kadın.

Oldukça da kırgın. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen mutluluğu sekteye uğramış!

Saçı yine bakımlı, makyajı güzelliğini ortaya çıkaracak kadar itina ile yapılmış. Şık bir bluz altında etek. Gözler derinlere dalmış. Kalbinin atışı hala iki hece…

Ya dün gece?

Olamaz!

Kulaklarda yankılanan aslında birinin sesinden ötekine akandır.

Beni bana bırak,

Sen aklımda ol yeter!

Bir melodi arar kulaklar, notaları aşina…

İki elden biri ötekini arar…

Telefon çalar.

Buruk bir ses gönülleri bağlar…

Peki,

Nedendir bu özleyiş?

Nedendir bu bekleyiş?

Size de olur mu ara sıra…

12 yıl önce
Beni bana bırak Sen aklımda ol yeter Genç bir adam...
Kara dinlilerle milletin savaşı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak