Galatasaray''da ilk kez ömrünün yarısından fazlasını yurt dışında geçirmiş bir başkan var. Yönetiminde ise bize dönük bir anlayış.
Hissettiğim o ki Aysal; aklı, gönlü ve şartlar arasında sıkışıp kalacak. Aklı çağdaş uygulama derken gönlü gönül kırmak istemeyecek. Şartlar onu orta yolu bulmaya zorlayacak. O zaman da Aysal hem zaman kaybedecek hem üzülecek hem hayat görüşlerini kulübe yansıtamayacak. Aysal''ın işi zor.
Ya da Aysal tavrını koyacak kırılan kırılacak kalan sağlar Galatasaray''ı omuzlayacak!
Bunun tersi de var; ya bezerse?
BaŞkan net konuŞuyor
Çoğu kişi Ünal Aysal''ın söylemlerinde ikilem seziyor. Oysa Aysal çok net konuşuyor;
Parasız iş olmaz, bu parayı bulmak yönetimin görevi,
Başarı için süreklilik şart,
Her yıl Şampiyonlar Ligi''nde ilk sekizde olmak mecburiyet,
Hislerle hareket edilmez akıllı olmak gerek…
Yönetimde futbol şubesi yok!...
Bunlardan daha net söylem olur mu?
Aysal sorulan her sorunun cevabını da veriyor ama biz sansasyonel haber istiyoruz. Aysal''ın cevapları bizi kesmiyor.
Şöyle demesi gerek;
-Fatih Terim''le anlaştık.
-Elmander ve Kalsström''e imzayı attırdık bile.
-Seneye üç kulvarda kesin şampiyonuz.
-Para sorun değil. Kimi, neyi isterseniz 24 saatte alırız.
-Mühür bende o zaman Süleyman benim!
Aysal bunları demediği için yadırganıyor.
Aysal''ı anlayabilmek için ona biraz mehil vermek gerek. Bizdeki alaturka anlayışı kırması zaman alabilir.
Kırabilir mi?
Kırar. Mutlaka kırmalı. Kıramazsa Galatasaray kırılır.
Terim olayI askIda
Medyanın oldu bittiye getirmek istediği Terim olayında da Aysal''ın tavrı netti. Söylediği üç cümle şuydu;
-Özhan Canaydın, Lucescu''yu gönderip Terim''i alırken hissi davrandı, yanlış oldu…
-Terim''in heyecanı bitmiş…
-Teknik direktör için henüz karar vermedik. Yerli mi yabancı mı daha belli değil.
Bu söylemlerin neresi anlaşılmaz?
Belli ki Ünal Aysal''ın kafasındaki teknik direktör Terim değil.
Ama Aysal, Terim''le görüştü. Açıklama da yapmadı. Kararı yönetimine bıraktı.
Bu medeni insan tavrıdır.
Ancak; Aysal''ın kimliği, düşünce tarzı, mimikleri ve de vücut dili Terim''le uyum sağlar mı acaba? Les Ottomans''da Terim''le ilk kez konuşma fırsatı bulan Aysal önce Terim''i dinlemiş sonra ''şartlarınız nedir?'' diye sormuş;
Malum cevabı almış; ''Konu Galatasaray olunca gerisi teferruattır.''
Aysal yinelemiş;
''Ne ücret istiyorsunuz Bay Terim bilmem lazım.''
İşte aradaki fark!
Virtüoz batılı enstrüman alaturka!
Galatasaray''ın Ünal Aysal''la en büyük kazancı batıya kapanmakta olan pencereyi yeniden açmak olacaktır.
Terim''in getirilmek istenmesi Florya''da disiplin sağlamak içinmiş!
O zaman gelsin bir emekli albay ya da eski bir emniyet müdürü Florya''da kuş uçmasın.
Asayişi sağlamak teknik direktörün işi değil ki.
Terim''e de yazık. O bir futbol bilgini, kolluk kuvveti değil!
Bu anlayış biraz da sorumluluğu hocaya atmak gibi bir şey. Bu daha önce de Canaydın döneminde yapıldı hüsran yaşandı.
43 kişilik Aysal yönetimi disiplini sağlayamıyor da bir tek Terim sağlıyorsa o da traji-komik bir durum!
Bu ülkenin medar-ı iftiharı Nihat Kahveci de rüzgar gibi geldi geçti.
Bir zamanlar omuzlardaydı, İspanya''ya gitti oraları kasıp kavurdu yuvası Beşiktaş''a döndü.
Dönmez olaydı!
Ne verdi ki demeyin. Beşiktaş''a iki senedir kim ne verdi ki Nihat versin!
Üzüntüm odur ki;
''Hakkımı helal ediyorum ama artık Türkiye''de futbol oynamam'' diyor. Çok acı.
Bir değeri daha öğüttük!
Üzülme Nihat. Altın yere düşmekle değer kaybetmez.
Senin futbolun da kişiliğin de altın gibiydi.
Meşhur tanımlamadır; Sabık ve sakıt başkan!
Yani; Eski ve düşürülmüş başkan.
Güle güle Başkan Polat.
Ne kadar üzgünsün biliyorum. Teselli diliyorum.
Diğer yönetici arkadaşlarına da…
Siz bunları hak etmediniz ama hayat bu.
Bazen sarı-kırmızı lekeli…
Sivas 2009''da çalıştı, didindi, ligin tepesine otağ kurdu, 4 Eylül Stadı''ndan bir şampiyon çıkaramadı. Hiç üzülmesin;
Pazar günü o stattan bir şampiyon çıkacak Sıvaslı da mutlu olacak.
Fenerbahçeli korkuyor olabilir ama ben Fenerbahçe''yi peşinen tebrik ediyorum.
Şampiyonluğu hayırlı olsun. İyi çalıştılar. Hak ettiler.
Bu başarının formülü 3A''dır. AAA
Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman, Alex De Souza…
Biri herkese yetti, öteki irdeledi, sonuncusu beşledi…
