|
Amerika’nın gemi azıya almasının resmidir: Maduro

Evet, aynen... ABD gemi azıya almış vaziyette...

Gemi azıya almak... Türkçemizin ilginç deyimlerinden biri bu... Kontrolden çıkmak, baş aşağı alabildiğine savrulup gitmek... Söz dinlemez olmak... Usul, erkân tanımamak... Gem, malum: yönetmek için atın ağzına takılan demir aygıt... At eğer gemi azı dişlerinin arasına alırsa kontrol edilemez olur, süvarisinin yönetiminden çıkarak bildiğince ve saldırırcasına koşup gider...

ABD artık sınır tanımıyor. Hükümet darbesini gizli kapaklı yapma lüzumunu hissetmiyor. Kendisine ve İsrail yönetimine karşı çıkan hükümetlere veya siyasî figürlere karşı açıktan cephe alıyor ve birini kendince “devlet başkanı” olarak ilan ediveriyor!

Trump: “Venezuela’ya karşı askeri müdahale düşünmüyoruz” dedi.

Sözünün arkasında durduğu nadir olaylardan biriydi bu...

Gerçekten de Venezuela’da şimdilik askeri müdahalede bulunmadı. Eğer sözünde durmaya devam ederse... Ama Venezuela’da seçimle gelmiş devlet başkanı Maduro’nun yerine Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’yu ülkenin “geçici devlet başkanı” olarak tanıdığını açıkladı. Askeri müdahale de yapsaydı zaten elde etmek isteyeceği sonuç bu olacaktı.

Ancak işler istediği gibi gitmedi. Maduro çetin ceviz çıktı ve ABD diplomatlarının ülkeyi terk etmesini istedi ve ABD ile diplomatik ilişkilerini kesti.

Bir kez daha ve net biçimde görülüyor ki, Batı kültürünün üretimi olan eşitlik özgürlük kardeşlik sloganları salt kendisi için geçerlidir. Ve gerçekte orada bile geçerli değildir. Bu sloganlar gücü elinde tutan despot yönetimin keyfince bir değer taşır. Demokrasi de onun oyuncaklarından biridir.

İsrail’de de önümüzdeki Nisan ayında yapılacak milletvekili seçimlerinde siyasal partiler Filistin’i ve Filistin halkını nasıl perişan edeceklerini bağıra bağıra ilan ederek oy devşirmenin ardında koşuyor. Geçmişte yaptıkları mezalimi övünerek dermeyan ederek gelecekte yapacaklarına böyle “güvence” veriyorlar. Tıpkı Yunan siyasilerinin seçim kampanyalarında Türkiye üzerinden pirim toplama yarışına girdiği gibi...

Halkın oyuyla devlet başkanı seçilmiş sosyalist Maduro’yu diktatör ilan eden ağızla bu ülkede halkın oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmiş Tayyip Erdoğan’ı diktatör ilan eden ağızın aynı ağız olduğunu acaba hâlâ fark etmeyen var mıdır? Adnan Menderes’i, Turgut Özal’ı, Necmettin Erbakan’ı diktatör ilan eden ağızlar acaba aynı ağız değil miydi?

Kişisel görüşümüz her ne olursa olsun, emperyalizmin bu gelenekselleşmiş (aslında müzmin) oyununu bozmak her birimizin boynuna borç olmalı.

Aksi takdirde yanlış bilincin sürüklediği istikamete yönelmek kaçınılmaz olur. Yanlış bilinç: müttefikine karşı hasımla işbirliğine girişmek...

#ABD
#Nicolas Maduro
#Juan Guaido
#Donald Trump
5 yıl önce
Amerika’nın gemi azıya almasının resmidir: Maduro
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi