|
Macera arayanlar, rahatına düşkün olanlara karşı

“Macera aramak” fiiline TDK Sözlüğü: “Başına geleceklerden habersiz, sonu bilinmeyen, tehlikeli, heyecanlı bir işe girişmek” olarak tanımlıyor. Fiili biz de tam da bu bağlamda kullanıyoruz.

Korku dolu savaş yıllarında başıma ne zaman bir bomba düşecek tedirginliği uykuları kaçırır. O momentin yaşandığı sırada kimse kolay kolay maceraya atılma hevesi taşımaz. Ancak maceracılar için durum farklı olabilir.

Rahatına düşkünler için “iş olacağına varır” telâkkisi her zaman yürürlüktedir. İşin olacağına vardığı yerse, herkesin olağan günlük hayatını sürdürmesinden ibarettir. İşte tam da işin olacağına vardığı noktadan bir parmak ileride durmayı başarmak gerekiyor. Tam da burada macera düşkünleri ortaya çıkıyor. Macera düşkünlüğü, onları insanlığın önünde koşmaya götürüyor.

Onların gözü karalığı olmayaydı, insanlar belki bir adım ötesini görmeyi başaramayacaktı. Onların o bir anlık sanılan macerası, onun bütün varlığının içine gömülü duran kendi varlık anlamını içinde barındıran bir andır. O bir anlık göz karartması niçin herkeste olmuyor? Uçmak için kendini Galata Kulesi’nden aşağıya bırakmak örneğin… İşte, o, bir anlık gözü karalık gerektiren an… Ve başından sonuna bilinçli bir teşebbüs… Şuna dikkat etmek gerekiyor: o kritik an içindeki yaşantıya niçin o teşebbüs etmiştir de, bir başkası değil? Çünkü denemek isteyen yalnızca odur.

Bu yüzden denediği yaşantının (kuleden kendini atarak uçmayı denemek ya da herhangi bir macera, diyelim aşk veya ilk defa dünyanın etrafını gemi ile dolaşma çılgınlığını göze alma) sonucuna katlanma muhatarasını üstlenen de yalnızca odur. Macera düşkünlerini bizim burada, oturduğumuz yerden yüreklendirmemiz gerekmez. O, karar verir ve yapar.

Böyle bir yol önceden yoksa veya belli değilse, maceracı o yolu tırnaklarıyla kazarak açmayı başarır. Rahatına düşkün adamla maceracı arasındaki fark burada: maceracı açtığı yoldan belki ancak bir kereliğine geçer; rahatına düşkün adamsa, maceracının açtığı ve geçtiği yoldan bilahare defalarca geçer, hem de risk üstlenmeden ve rahatını bozmadan… Üstelik ağzında sakızını çiğneyerek...

Rahatına düşkün olandan keşifler, icatlar, yeni fikirler çıkmaz…

Coğrafi keşiflerde olsun, edebiyatta, sanatta, bilimde, hukukta tüm anlamlı atılımlar, önceden bilinmeyen yenilikler bu gözü kara kişilerin işidir.

O gözü kara kişilerin başında da peygamberler gelir. Onlar, en zor işi, insanların alışa geldiği yaşam tarzını değiştirmeye teşebbüs ediyor. İçinde yaşadığı toplumun bütün önyargılarını altüst ederek, dahası onlara meydan okuyarak onların alışık olmadığı teklifleri sunma gözü karalığını gösterenler peygamberler olmuştur. Hepsi ölümü göze alarak tebliğde bulunmuş, o uğurda ya öldürülmüşler veya dayanılmaz meşakkatlere katlanmak zorunda bırakılmışlardır. Onlara hayran olunmayacaksa geride kim kalır?

#Macera
#TDK
#Sözlük
4 yıl önce
Macera arayanlar, rahatına düşkün olanlara karşı
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?