|
Jurnalizm, sürüp geliyor!..

Tam on yıl oluyor, Köln''de bir kitap fuarına katılmıştım! Bir sürü yazarımız da katılmıştı! Sırpların katliamı ve körfez savaşının en hareketli dönemleri!..

Panelde konuşanların bir kaseti "Arena"nanın yapımcısına ulaşıyor ve ardından yayını üzere, on yıl sonra, panelistlere dava açılıyor!

Ben de katılmıştım o panele, ama bu sefer, hayatımda ilk defa olarak, "tanık" olarak duruşmaya gittim, dün!..

Ulvi Alacakaptan, koridorda!.. Abdurrahman Dilipak''ın elinde bir dosya!..

Gözümün önüne, 1977''deki bir duruşma geliyor! Merhum Necip Fazıl''la yargılanıyoruz. Öte yanda da "Tercümancılara" karşı kalem oynatıp "Dalton ailesi"ne benzettiği için, Uğur Mumcu da yargılanıyor!

Ortada bir ortak manzara, sağcısı da, solcu da, yargılanırken bütün referansları ABD ve kültürüne dayanıyordu!

Şimdi düşünüyorum:

Öteki aleme giderken, sanık ve mahkum olarak giden, bir Necip Fazıl''ı da mı tekrar yargılayacağız veya bir Uğur Mumcu''yu, "Rabıta" veya "Kazım Karabekir anlatıyor", adlı çalışmasından ötürü, varislerine dava mı açacağız!?.

Veya bir Nazlı Ilıcak, "27 Mayıs yargılanıyor" diye yazdığı eserden sonra adliye koridorlarını mı arşınlamış olacak veya bir merhum Ahmet Kabaklı da "Müslüman Türkiye" diye, 20 yıl önce yazdığı kitabtan dolayı, tekrar hesaba mı çekilecek?

Bir Zekeriya Sertel''in "Hatıralarım"dan ötürü, veya bir Barış Derneği, macerası ile, merhum Mareşal''la yaptığı mülakattan sonra ortaya çıkan "dernek faaliyeti" ile, mezardan kemiklerini çıkartıp, sorgulanacak mı?

Daha geriye gidip, suçun irsiyeti ile, eskiye doğru gidip, "Resimli Ay"dan dolayı, bütün Nazım Hikmet ve Sabiha Sertel hayranlarına suç mu isnat edeceğiz?

Ben derim ki, gelin, bu maziyi olduğu gibi kabul edelim ve "Asmalı Mescid"de Fikret Adil''in anlattıkları ile birlikte yaşam sürüp fikrî tartışma yapanların anısına, Attila İlhan kadar dürüst ve insancıl olalım!

Nadir Nadi''nin günlük başmakalelerinden derlediği ve adını "Ben Atatürkçü Değilim" eserini okumadan, "nasıl değilsin? gel beru ey aşk oduna yanıcı", diye geri kalmışlık senaryoları üretmeyip, birlikte yaşayalım, geçmişten ibret alalım! Bize göre, "sanıklık" iyi bir şey değil, ama "tanıklık" ise insanın gönlünü bir hoş ediyor!

Öyle ise, gelin canlar bir olalım, birbirimizi tanık sayalım!

23 yıl önce
Jurnalizm, sürüp geliyor!..
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset