|
TFF ve spor kulüpleri arasındaki temel sorun

Son yıllarda ekonomik krize girmiş olan Türk futbolu, Kovid-19 salgınının etkisiyle de iyice sıkıntıya girmiş durumda. Bu virüs salgınından önce bankalara olan borçlarını ödeyemeyen futbol kulüpleri için, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) öncülüğünde yeniden yapılandırmaya gidildi. Asıl amaç kulüplerimizin sürdürülebilir ve sağlıklı bir finansal yapıya kavuşmalarını sağlamaktı.

Ancak bu yapılandırmanın vadesi, faizi ve anapara ödemeleri kulüpleri rahatlatacak şekilde yapılamadı. Üstelik TBB ve TFF’nin yapmaya çalıştığı düzenlemeler, piyasaya sanki futbol kulüpleri devlet bankaları tarafından kurtarılıyormuş gibi yansıdı.

Halbuki 2018 yılı Ağustos ayından sonra ve yeni çıkarılan FYY anlaşmasıyla bankalarca firmalara daha uzun ödemesiz dönem, vade ve daha düşük faiz imkanları sunulurken, bu durum kulüplere yansıtılmamıştır. Diğer firmalara uygulanan FYY sözleşmelerinde olduğu gibi, ödemesiz dönemi en az dört yıl ve vadesi 15 yıl olarak uygulanabilirdi. Yine bankaların firmalara sağladığı vergi avantajlarından ve hatta bazı özel bankaların anapara borç silmesine kadar birçok durum kulüplere de uygulanabilirdi.

Ancak, normal bir firmadan bu sürede hiç ana para tahsilatı yapamayan bankalar, kulüplerle imzaladıkları anlaşma ile kulüplerin sattıkları oyuncudan gelen paranın, aldıkları sponsorluk bedelinin ve yayın gelirlerinin 2/3’ünü bankalara ödemek zorunda bırakmışlardır. Ayrıca bu anlaşmalar pandemi öncesi yapılan bir anlaşma. O zaman seyirci gelirleri, dolayısıyla reklam gelirleri, forma satışları söz konusuydu. Bu gelirlerin hiçbiri önümüzdeki sezonda söz konusu olmayacak. Bu nedenle gelir kalemlerinin oranlarının tekrar gözden geçirilmesi daha iyi olacaktır.

Harcama limitlerine ilişkin kulüplerin yaptıkları itirazlara karşılık TFF’nin tespitleri ve açıklamaları doğru fakat çözüm yolu yanlış olmuştur. Kaldı ki finansal borçların %60’ı dört büyük kulübe aitken, bu borçlanmadan dolayı diğer kulüplerin cezalandırılması doğru değil.

Yine Kasımpaşa Spor Kulübü A.Ş, Göztepe Spor Kulübü A.Ş.’nin şirket olmaları ve bununla beraber hiç borcu olmaması onları haklı duruma getirmekle birlikte, geçmişte İstanbul Spor A.Ş. örneğini unutmamak gerekir.

Diğer yandan Gençlerbirliği gibi dernek statüsündeki kulüplerin hiç borcu olmaması, yarın düzensiz bir şekilde borçlanmayacağı anlamına gelmez.

Dolayısıyla, Türk futbolunda maddi bütün sorumluluklarını üstlenmiş, ülke futbolu için istikbal vadeden kulüp şirketlerin, borçları olmamasına rağmen haksız rekabete mahkum edilmesi de tabi ki doğru değil.

TFF harcama limitlerinin tüm kulüpler için aynı hesaplama metotları ile belirlendiğini ifade etse de bir anlamı yok. Çünkü formülü onlar oluşturuyor. Fenerbahçe ile Çaykur Rizespor’a yaklaşık aynı harcama limiti verilmesi Türk futbolunun intiharı olur. Çünkü dört büyük kulüp en yüksek gelir elde etme potansiyeline sahip kulüpler. Dolayısıyla bunların harcama limitlerini daha farklı hesaplamak gerekir.

Dört büyük kulüp yatırım yapamazsa gelir yaratma potansiyellerini de kaybederler. Ayrıca, bu kulüplerin gelirlerini bu şekilde ellerinden alırsanız UEFA liginde nasıl mücadele edecekler? Buralarda alınacak başarısızlık bir sonraki yıllarda gelirlerinin azalması, dolayısıyla süreç içerisinde kulüplerin batması anlamına gelecektir.

Finansal fair play yaptırımlarıyla Avrupa’nın önemli liglerinde de kulüplerin harcamalarını kısma yönünde çok ciddi adımlar atılmıştır. Ancak o ülkelerdeki adımlar incelendiğinde, kulüplerin hareket alanlarını kısma şeklinde değil daha yerinde ve limitli harcama yapmalarının kuralları koyulmuştur. Mesela futbolcu maaşları gibi.

Burada futbolcu gelirlerinin 2/3’sine el koyma yerine yeni Ozan Kabak’lar, Cengiz Ünder’ler, Yusuf Yazıcı’lar çıkartacak alt yapıya yatırımları artıracak kararları zorunlu hale getirmek daha doğru olacaktır. Böylece süreç içerisinde Türk futbolunun geleceği kurtarılacaktır.

Sonuç olarak, kulüplerin mevcut finansal borçlarının ödeme planlarını ve faiz yükümlülüklerini değiştirmek ve ödenebilir hale getirmek gerekir. Ayrıca, Türk futbolu ile ilgili günlük kararlar yerine daha uzun vadeli tartışılmış, kabul edilmiş çözümler getirilmeli. Yoksa yabancı sınırında yaşanan tartışma, Süper Lig’de takım sayısı konusundaki çıkmaz gibi bir de böyle anlaşılmaz bir harcama limiti uygulamasıyla Türk futboluna zarar vermeye devam edersiniz.

#TFF
#Futbol
#Spor
4 yıl önce
TFF ve spor kulüpleri arasındaki temel sorun
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’