|
Türkiye’nin marka değerlerinin sayısını nasıl artırabiliriz?

Türkiye gibi sanayisi geç gelişmiş, dışa açılımını ancak 80’li yılların ortalarında başlatmış, en eski markası 50 yılın biraz üzerinde olan, yıllarca kapalı bir ekonomi ile yönetilen bir ülkede uluslararası bilinirliği olan bir markaya sahip olmak kolay değil. Ancak Türkiye, pazar ve tüketim ekonomisine geçişle birlikte 90’lı yılların başından itibaren bu coğrafyada bulunan çoğu ülkeden daha fazla uluslararası bilinirliği olan markalar çıkarmayı başarmıştır.

Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, 2020 yılında dünyanın ve Türkiye’nin en değerli marka araştırmasının sonuçlarını yayınladı.

Bu araştırmaya göre, dünyanın en değerli markası yine Amazon oldu. Amazon, geçtiğimiz yıl 188 milyar dolar olarak belirlenen marka değerini %17,5 artırarak 220,8 milyar dolara taşıdı. Dünyanın en değerli markaları listesinde Amazon’u 160 milyar dolar marka değeriyle Google, 141 milyar dolar marka değeriyle Apple takip etti.

Araştırma sonuçlarına göre, en değerli 500 markanın içinde toplam marka değerinin %45,4’ü ile ABD, ülkeler arasında açık ara önde yer alıyor. Listenin 205’ini ABD’li firmalar, 70’ini Çin, 36’sını Japon, 32’sini Fransız, 21’ini Alman, 20’sini de İngiliz firmalar oluşturuyor. Söz konusu dünyanın en değerli 500 markası listesine ise hiçbir Türk markası giremedi.

Brand Finance’ın bu yıl 13.’sünü hazırladığı Türkiye’nin En Değerli 100 Markası raporunda ise, ilk sırayı Türk Hava Yolları aldı. Türkiye’de ilk 100’e giren markaların toplam değeri, on yılda %24 artış ile 24,6 milyar dolara yükseldi. İlk on markayı incelediğimizde son on yılda ilk ona giren markaların sekizi yerini korumuş, diğer ikisinin yerine de bir banka ve bir otomotiv firması girmiş.

Türkiye’de ilk üç firma THY ile iki banka şirketinden oluşuyorken, dünyada ilk üçü teknoloji şirketleri paylaşıyor. Hatta ilk onda yedi teknoloji şirketi varken, Türkiye’nin ilk 10’unda bir tane bile teknoloji şirketi bulunmuyor. Zaten toplam değere baktığımızda da ilk 100 firmanın toplam değeri sadece Amazon’un 1/10’u kadar ediyor. Bu gelişim bile bize dünyayla eş değer bir değişim yaşanmadığını gösteriyor.

Diğer taraftan piyasa değeri açısından dünyanın en değerli 10 şirketi listesini 2000 yılıyla kıyaslarsak, enerji şirketlerinin yerini teknoloji şirketlerinin aldığını görürüz. 2020’de dünyanın en değerli 10 şirketi listesinde hiçbir enerji şirketi bulunmuyor.

2020 yılında sektör bazında bakıldığında ise, toplam 986,5 milyar dolar marka değeriyle teknoloji, listedeki 500 markanın toplam marka değerinin %14’ünü oluşturuyor. Teknolojiyi %13 ile bankacılık, %11,3 ile perakende, %7,9 ile telekom ve %7 ile otomobil izledi. Türkiye’de ise toplam marka değeri içinde sanayi sektörü markalarının payı %30, hizmet sektörü markalarının payı ise %70 oldu.

Yine dünyada, 2000 yılında listede yer alan Nokia, General Electric, Ford, AT&T, Marlboro ve HP 2020 yılında listeye giremediler. Bu firmaların yerine Apple, Google, Amazon, Samsung ve Facebook yer aldı.

Türkiye’nin 2000 yılındaki ilk on şirketini 2020 yılıyla kıyasladığımızda, sadece sanayi firmaları ile hizmet firmaları arasında geçiş olduğunu görüyoruz. Henüz ilk yüze girecek bir teknoloji firması bulunmuyor.

Türk markaları gittikçe gelişiyor ve hatta bazıları oldukça düşük pazarlama bütçelerine rağmen ulusal pazarlara da yayılma gösteriyor. Hatta şimdiden çoğu Türk markası, Ortadoğu, diğer İslam dünyası ve AB ülkelerinde kendisini kabul ettirmiş durumda. Ancak yine de Türk markalarının, bu yarışta kalabilmek için küresel rekabette daha fazla başarı elde etmesi gerekecek.

Geçen haftaki yazımızda Peak Games’in satışını anlatırken de ifade ettik. Türkiye teknoloji ve yazılım alanlarına daha fazla yatırım yapmak zorundadır. Teknolojik ürün ve marka yarışında yapılmışların benzerini yapmaktan ziyade yeni, yaratıcı ve yenilikçi hamlelere ihtiyacı vardır. Çünkü, değerli markalar üretmeden ekonomi liginde daha üst sıralara çıkmak zorlaşacaktır.

#Türkiye
#Pazar
#Marka
#Değer
4 yıl önce
Türkiye’nin marka değerlerinin sayısını nasıl artırabiliriz?
Islak zemin
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir