|
Biraz mahcup olamaz mısınız?

BDP Genel Başkanı Demirtaş "İmralı notları" veya "İmralı tutanakları"nın yayımlanması üzerine ilkin "Bizden sızmadı" dedi, sonra "bizden sızdı" falan dedi.

Bir öyle bir böyle demesi sorun değil.

Olabilir, insanlık hali.

Beğenmediği bir durumu partisine kondurmak istememesi gayet normaldir.

"Bizden sızdı" yahut "bizim üzerimizden sızdırılmış olabilir" şeklinde itiraf etmek de kim ne derse desin erdemdir.

Biz ne siyasi partiler, ne siyasi liderler gördük, gözüne belge soksan "gördüm" demezlerdi.

BDP"nin değerli genel başkanının sorunu şu: "Bizden sızmadı" ifadesini serdederken de "bizden sızdı" derken de havasında hiçbir değişiklik yok.

Tuhaf değil mi, birbirine taban tabana zıt iki açıklama var ama hal ve gidişat aynı.

Madem "Bizden sızmadı" derken göneniyor, "Bizden sızdı" derken biraz olsun mahcubiyet duyması gerekmez mi?

Hayır yani, "bizden sızsa da bir, sızmasa da, partimizin politikası bu.." dese anlarım.

Ama değil.

Örneğin, Ahmet Türk, "İmralı Tutanakları" veya "Görüşme Notları"nın basına sızdırılmasını ahlaksızlık olarak nitelendirdi.

Hatta Erbil"deki basın toplantısında "Sorumluluğumuz varsa özür dileriz" dedi.

Bu arada, medyaya ne sızdırıldığına tam olarak bir karar verilse de zırt pırt "veya" demekten kurtulsak. Sahi medyaya ne sızdı? "Tutanak" mı, "Görüşme notları" mı veya başka bir şey mi? "İçinden Can Dündar"ın adının çıkarıldığı tutanak" dense bile kabulümdür, yeter ki net bir adı olsun.

Ahmet Türk söz konusu açıklamasında en çok sorumluluğun kendilerine düştüğünü, çözüm için umutlu olduğunu, hükümetin oyalama niyetinde olmadığını düşündüğünü ifade etti.

Şu ifade de ona ait: "En büyük hassasiyet belki de bize düşüyor. Bu hassasiyeti göstereceğiz.."

Allah yardımcısı olsun, bu dönemde hassasiyet göstermek o kadar kolay değil.

Misal, Adapazarı"nda az sayıda da olsa BDP"lilerin "Öcalan"a özgürlük Kürtlere statü" sloganıyla nümayiş yapmalarının "çözüm sürecini" sabote etmekten öte anlamı olmadığını söylemek yetmez.

Beyaz Türklerin iğvasına da kapılmayacaksın.

Siz "çözüm süreci" konusunda hassasiyet gösterdikçe onlar, "Hani devlet istiyordunuz, Türkler sizi kandıracak aman kanmayın, özerklik iddialarınıza ne oldu, bir tek demokrasi için mi dağa çıkmıştınız.." diyeceklerdir.

Diyorlar da!

"Barışa demokrasi kurban gitmesin" diyenleri bile var.

Savaşa demokrasi kurban giderken ağızlarını bıçak açmıyordu. Ufukta barış görününce demokrat kesildiler.

Evet, ne diyorduk; gerektiğinde mahcup olabilmek de erdemdir.

"MHP ideolojisi iktidarda" veya "AKP duble yollar yapıyor Kürtleri katledecek" veya "Bu hükümet 20 milyon Kürt"ü hapishaneye dolduracak" veya "Erdoğan Kenan Evren gibi " demişseniz, "çözüm süreci"ni demokratik eleştiriye tabi tutmadan evvel bir parça mahcubiyet duymanız gerekir.

Tamam, özür dileyemezsiniz, biliyorum, burnunuz çok havalarda, ama biraz mahcubiyet duysanız hiç fena olmaz.

11 yıl önce
Biraz mahcup olamaz mısınız?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi