|
Kritik soru şu

Ali Bulaç son günlerde "verimli" tartışmalara kapı aralamaya başladı. Araladığı kapıdan girenler de var, "bir arkadaşa bakıp çıkacağım" dercesine kafa uzatanlar da.

"İslamcılık" muhabbetinin ardından şimdi de, "İslam terakkiye mani midir?" tartışmasını gündeme taşıyacak iki yazı dercetti.

İyi de etti.

Biliyorum, "Bu asırlık konular çoktan tartışılıp tüketildi" diyerek burun kıvıranlar olacaktır.

Varsın olsun.

Şu çorak entelektüel ortam için bu tartışmalar iyidir. (Sabah akşam "Kürt sorunu" konuşuyoruz da ne oluyor. Sorunun derinleşmesinden gayri neye derman oluyoruz ki. Hiç değilse fikir dünyamız şenlenir Şinasi.)

Ali Bulaç dünkü yazısında, Batıcılar ile İslamcıların üzerinde ittifak ettiği noktanın Batı karşısında "geri kalmak" olduğunu belirtiyor.

Batılcılardan neyi murat ettiği belli; en şeditlerinden Abdullah Cevdet''in adını da zikrediyor zaten.

Sonuç itibariyle "İslam terakkiye engeldir" diyenler işte.

Renan 1883''de İslam''ın doğası gereği terakkiye engel olduğunu söylemişti.

Renan''ın ağzının payını Namık Kemal de Filibeli Ahmet Hilmi Efendi de "vakti zamanında" bi güzel vermişti.

Tekrardan bahsetmemin nedeni, bizdeki "pozitivist batıcıların" Renan veya Dozy veya Draper gibi oryantalistlerin perakendeciliğini yapmaktan öte geçemediklerini hatırlatmak içindi.

Ali Bulaç''ın "İslamcılar" dediği de "ilk iki nesil İslamcılar"; burası önemli. Zira bunun bir de (kendisinin de içinde yer aldığı) "üçüncü" nesli var.

Üçüncü nesle gelmeden evvel, mezkur sorun etrafında "ilk iki nesi İslamcılar"ı da (1850 - 2000 zaman aralığında) kendi aralarında iki gruba ayırdığını söylemeliyiz.

Birinci grupta, "Geri kalışımızın sebebi dinimiz değil, onu tarihte yanlış anlamamızdır" diyenler var.

Kim mi bunlar?

Ali Bulaç üstadımıza göre, "Cemaleddin Efgani''den Abduh''a, Mehmet Akif''ten Muhammed İkbal''e, S. Ahmet Han''dan Said Nursi''ye kadar neredeyse herkes böyle düşünür.."

En tipik temsilcisi olarak Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi''nin adını verdiği

ikinci grupta ise, "Geri kalışımızın sebebi İslamiyet''in ''yanlış veya eksik anlaşılması'' değil, İslamî hükümlerin gereklerini yerine getirmeyişimiz, İslamiyet''i bir hayat nizamı olarak yaşamayı terk etmemizdir.." diyenler yer alıyor.

Üçüncü nesil İslamcıların mevzua yaklaşımını da şöyle özetliyor: "İslamcıların "mağlupların galipleri taklid etmesi" kuralını aşıp "Hayır biz Batı karşısında geri kalmadık, askerî ve ekonomik olarak yenildik" deyip ilk iki neslin yanlış sorusunu gündemlerine almaları 1990''lara rastlar.."

Konuyu dağıtmaktan korkuyorum ama İbn Haldun''un "mağluplar galibi taklid eder" sözünden hareketle şuncağızı sormadan geçemeyeceğim:

Doğulunun Batılı karşındaki müstağrip psikolojisi tamam da, şu Türkiye''deki "dindar", "muhafazakar", "mütedeyyin" denilen kesimin hali nedir?

Bunlar mı bin yıl süreceği söylenen 28 Şubat''ı yendi, 28 Şubat mı bunları?

"Siyaseten" yenmek için "yaşam tarzı" bağlamında yenilmeyi kabullendiler mi yoksa?

Değilse, bu hal de neyin nesi?

Hiç insan karşı çıktığına bu kadar benzemeye çalışır mı?

Bu işte bir iş var!

Ya "galiptir aslında bu yolda mağlup" durumu söz konusu ya da "mağluplar galibi taklid eder" sözünde bir yanlışlık var.

Neyse, biz dönelim yine Ali Bulaç''ın dünkü makalesinde ilk iki nesil İslamcıları eleştirdiği satırlara: "Her iki kanadın hareket noktası iki açıdan yanlıştır: a) İlk düğmeyi yanlış iliklemeniz gibi, bir kere soruyu yanlış sormuşsanız ilanihaye yanlış cevaplar bulmaya çalışırsınız. b) Sizin kendinize özgü bilgi / ilim, medeniyet, akıl, teknik ve tarih görüşünüz yoksa, sonuna kadar Batı''yı geriden takip edeceksiniz; bu sizin Avrupalılaşma demek olan asrileşmeden bugünkü küreselleşmeye kadar modernliğin her aşamasında dünyanın hegemonik güçlerine bağımlılığınızın sebebi olacaktır. Çünkü siz bunları üretmiyorsunuz, üretildikleri merkezlerden iktibas edip tüketiyorsunuz." (10 Eylül 2012, Zaman)

Burada kritik soru şudur:

Neyi "üretmeniz" gerektiğini veya neye "ihtiyaç" duyduğunuzu nasıl veya neye nispet ederek saptayacaksınız?

12 yıl önce
Kritik soru şu
Alevi meselesi
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...