|
Senin sorununu da çözeceğim kaçma!
'Kürt sorununu' çözmek için yola çıktılar, en azından çözüme katkı sunmak için, lakin
Ertuğrul Özkök
adlı “elemanın” sorununu çözdüler.

Sayın Gül
'ün ifade buyurdukları gibi insan gerçekten hayret ediyor.

“Kürt sorununun” çözümüne öylesine adanmış gibiydiler ki, “
Kürt sorunu yoktur, Kürdün sorunu vardır
” söylemine bile tahammülleri yoktu.

Ne yaptılar peki?

Ne yapacaklar, “
Kürt sorunu
” diye diye, “
milli çözüm sürecini
” ihanet tesmiye eden ve kendilerini yok hükmünde gören
Sayın Bahçeli
'ye,
Sayın Kılıçdaroğlu
vekaletiyle başbakanlık teklif ettiler.

Bu garabeti ne kadar hatırlatsak azdır. Ve bu garabeti hakkıyla fehmetmeden de olan biteni anlamak mümkün değildir.

Bahçeli'ye başbakanlık teklif edenler, “
Kürdün sorununu
” çözmek için siyasi hayatını riske atan, sırf bu nedenle kimi MHP'liler ve
ulusolcular
tarafından ihanetle suçlanan
Sayın Cumhurbaşkanımıza
adeta savaş açtılar.

Şuracığa minik bir parantez açalım:
MHP
ve ulusolcuların “ihanet” muhabbeti bugünkü yazı yolculuğumuzun konusu değil. Fakat yine de şu kadarını söylemeden geçmeyelim: PKK bugün “
devrimci halk savaşında
” Kürt halkını yanında bulamıyorsa, MHP ve ulusolcuların ihanet tesmiye ettikleri “milli çözüm süreci” sayesindedir. Nokta. Parantezi kapattık.

Devam ediyoruz:

Sayın Cumhurbaşkanımıza açtıkları savaşın işaret fişeği, “
Seni başkan yaptırmayacağız
…” çıkışıydı.

Siyasetçi Kürt aydını
Kemal Burkay
geçenlerde, “
PKK'nın neden savaştığını biz Kürtler anlayamadık, Türkler nasıl anlasın
” demişti.

PKK'nın “
askeri baraj
” gibi sudan nedenlerle neden savaş başlattığından evvel, HDP Eşbaşkanının mahut işaret fişeğine de anlam veremedik.

Galiba en çok da Kürtler anlam veremedi.

Bu hakikati
HDP
üyeliğinden istifa eden avukat
Mir Sedrettin Karahan çok güzel dile getirdi: “Sayın Erdoğan'ın başkanlık talebini meşru görmeyebilirsiniz, olumlu görmeyebilirsiniz, doğru görmeyebilirsiniz, bu farklı bir şeydir ama bu ülkede kanayan bir yara var. Bu yara 150 yıldır kanamaya devam ediyor. Siz bunun için ne üretiyorsunuz? Siz yola Sayın Erdoğan'ı başkan yaptırmamak üzere mi çıktınız? Siz neyin mücadelesini veriyorsunuz? Kürt siyasetiyse, Kürt siyasetinin temel meşru amacı Erdoğan'ı başkan yaptırmamak mıdır? Bu ülkede temel hak ve hürriyetler noktasında her şeyimiz çok olağandı da Sayın Cumhurbaşkanı'nın başkan olması mı, ona muhalif olmak mı kaldı?..”

Var mı makul bir cevabınız bu soruya?

Efendim?

Yok, değil mi?

Yanlış anlaşılmasın, dert başkanlık maşkanlık değildir. “
Seni başkan yaptırmayacağız
” heyulası, Sayın Cumhurbaşkanımızı ötekileştirmenin veya nefret objesi haline getirmenin lansman faaliyetinden ibarettir.

Lafın düzünü etmenin tam sırasıdır: “
Kürt sorunu
” diye diye yola çıkanlar Erdoğan nefretiyle malul hale gelen çevrelerin sorununu çözdü. (Üstelik Kürt ve Türk anaların gözyaşları pahasına!)

Yani…

Bilumum paralelcilerin, kumpasçıların, Dumanlı Ekremlerin,
Can Dündarların
, çözüm sürecine “ihanet” diyen
Sözcü
gazetesinin,
Emin Çölaşan
'ın,
Bekir Coşkun
'un,
Cihangir
'in,
Cemal Hasan
'ın,
Aydın Doğan
'ın bütün adamlarının, “
Kürtlerden alışveriş yapmayın
” diyen kripto mülâanecinin, 7 Haziran seçimlerinden sonra “
Yeni bin yılın Selahaddin Eyyübi'si son metroda durduruldu
” şeklinde sevinç naraları atan dış medyanın, ila ahir, sorunu çözülmüş oldu.

Başta da belirttiğim üzre
Ertuğrul Özkök
adlı elemanın da sorununu çözmüş oldular.

En son bıraktığımda “
spermin tadından anlarım
” şeklinde yazılar yazıyordu. HDP sayesinde ayranı kabardı, “İslamcı” tehdit etmeye başladı.

Şu hale bakın: Müslüman Kürtlerin verdiği oyla HDP barajı aşıyor, eleman da “İslamcılar ne güzel dayak yiyor” diye coşuyor.

Velhasıl-ı kelam, Özkökgillerin sorununu çözdüler.

Sırada ne var? Darbecilerin sorunu mu?

Darbecinin teki darbe yapmaktan kaçsa, “
senin sorununu da çözeceğim kaçma
” diyerek peşine düşecek gibi halleri var.

Yoksa ne diye gündüz gözüyle “
iç savaşı tartışabiliriz
” desinler.
#çözüm süreci
#pkk
#hdp
#kürt sorunu
9 yıl önce
Senin sorununu da çözeceğim kaçma!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’