|
Tayyip Bey"in 5"inci günü bu hiç şansınız yok

Sayın Başbakan''ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Zülfü Livaneli''yle yarıştığı seçim dönemini hatırlar mısınız?

Hani, medyanın Livaneli''ye çıktığı destek işe yaramamış, başkanlığa yürümüştü.

Müthiş bir telaş içindeydiler. Ne yapıp edip engel olmak istiyorlardı.

Lakin irtica başta olmak üzere enva-i çeşit tezvirat çare olmuyor; Tayyip Bey''e destek her geçen gün artıyordu.

Türk medyasının başrolündeki Hürriyet, dönemin Sabah''ı ile omuz omuza vermiş çözüm arıyordu.

Ve sonunda acayip bir şey bulmuşlardı.

Oturduğu evin mi, bitişiğindeki apartmanın mı yoksa evinin balkonundan gördüğü karşı binanın mı tam olarak hatırlamıyorum ama, vaktiyle kaçak inşa edilen bir evle Tayyip Bey''i bir şekilde ilişkilendirmeye çalışmışlar; “Vay Tayyip Vay!..” manşetleri kotarmışlardı.

Birçok semtin bile mevzuat gereği “kaçak” tabir edildiği İstanbul''da buldukları müthiş yolsuzluk buydu işte.

“Tayyip''i bitirmenin yolunu bulduk…” diye sevindirik olmuş, ağızları kulaklarına varmıştı.

Hatta Doğru Necati marifeti “Tayyibleme” gibi olağanüstü zeka ürünü ''ironilerle'' dört koldan saldırıya geçmişlerdi.

Gelgelelim “Nedir bu kaçak bina?..” sorusuyla etrafını sardıklarında Tayyip Bey hiç takmadı.

Sadece…

“Hesaplar Allah''a…” dedi.

Bu sözle başlar Tayyip Bey''in 5 günü…

Birinci gün işte böyle “Hesaplar Allah''a” sözüyle start alır ve Belediye Başkanı olmasıyla nihayete erer.

Okuduğu bir şiir nedeniyle cezaevi yolunun görüldüğü, medyanın “Muhtar bile olamaz” şeklinde sevinç çığlıkları attığı gün ise ikinci günüdür.

İkinci günün sonunda da zaten Başbakan olmuştur.

Büyük bir provokasyonun başlangıcı mesabesindeki Danıştay saldırısı, Tayyip Bey''in üçüncü günüdür bence.

Ankara''da durmanın zor olduğu o puslu gün, Ergenekon tesmiye edilen soruşturmanın da başlangıcı olmuştur.

Üçüncü gün süresince malum medyanın karartma uyguladığı Ergenekon soruşturmasının arkasında durmuş, demokratik ortamı torpilleyen karanlık odaların perdelerini indirmiştir.

Tayyip Bey''in dördüncü günü ise en uzun günlerinden biridir.

Malum medyanın eteklerinin zil çaldığı “27 Mayıs e-muhtıra” gününden, muhtıraya dik durarak boyun eğmediği güne; Abdurrahman Başsavcım''ın malum medyadan devşirdiği malzemelerle hazırladığı iddianame gününden, Anayasa Mahkemesi''nin Ak Parti''ye dava açtığı güne kadar sürer.

Tayyip Bey bu uzun günü “Gölgelerin üzerimize geldiği en zor zamanlarda güneşin doğuşuna binlerce kez şahit olduk.” diyerek atlatacağını ima etmiş, ima ettiği gibi de olmuştur.

Tayyip Bey''in beşinci günü Aydın Doğan''a rest çektiği gündür.

“Zor duruma düşünce meydanlara çıkıp bizlere sallayan ilk Başbakan da Recep Tayip Erdoğan değil. Göreceksiniz, sonuncusu da olmayacak.” diye efelenen Mehmet Y. Yılmaz…

“40 yıldır gazetecilik yapıyorum. Bugüne kadar, basın ile kavga eden nice iktidar gördüm. Emin olun bu tip kavgalardan kurtulan bir tek iktidar görmedim…” şeklinde aba altından sopa gösteren Mehmet Ali Birand…

“Kendisinin Kasımpaşa sokaklarında çember çevirdiği tarihlerde biz bu kavgaların içindeydik…” diyerek eski kulağı kesik kaşarlardan olduğunu ilan eden Hürriyet''in başyazarı Oktay Ekşi…

Çiller''i bitirdiğimiz gibi seni de bitiririz demeye getiren Vatan yazarı Okay Gönensin…

Haliniz Cem Uzan medyasının son günlerini andırıyor, haberiniz olsun.

İktidara taşıdığınız Tansu Çiller veya patronunuz tarafından pijamayla karşılanan Mesut Yılmaz''la Tayyip Bey''i karıştıracak kadar muvazenenizi yitirmişsiniz.

Aklınızdan şuncağızı çıkarmayın: Onları iktidara siz getirmiştiniz; Tayyip Bey size rağmen iktidar.

Boşuna afra tafra yapıp da hepten rezil olmayın bari. Tayyip Bey''in 5''inci günü başlamıştır hiç şansınız yok.

16 yıl önce
default-profile-img
Tayyip Bey"in 5"inci günü bu hiç şansınız yok
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti