|
AKP’li fırıldakların aklı ve kafayı yakan adama not
Bir televizyon programında, “
Biliyor musunuz ki şu sıralar ABD bölge için
yeni bir terör örgütü kurguluyor, yetiştiriyor
”demişti.


Kim mi?



Merhum

Aytunç Altındal

.



Ne zaman mı?



Bundan 7 yıl mukaddem, yani,

DEAŞ

veya

IŞİD

henüz

ABD'nin rahminde

doğum sancıları çekerken.



Ne kadar manidar değil mi?


İsterseniz,

Aytunç Altındal'ın

2009'daki mezkur sözlerini bağlamıyla birlikte şuracığa iktibas edelim: “

Ortadoğu istikrarlı bırakılmaz. İsrail'in güvenliği için bırakmazlar. PKK biter 'mekaka' çıkartırlar. Bitmez, bitirmezler.
Biliyor musunuz ki şu sıralar ABD bölge için
yeni bir terör örgütü kurguluyor, yetiştiriyor. Önümüzdeki dönemde bölgeyi ateşe verecek ama bundan kimsenin haberi yok

…”



Şayet…



Aytunç Altındal

merhumu, AKP'li fırıldaklardan “

üst akıl

” diye bir şeyin olmadığını öğrenmiş olsaydı, hiç kuşkusuz bunları söyleyemezdi. Dahası, dünyayı yöneten “üst akıl” çalışmalarını da iptal ederdi.



Ne ki merhum hayattayken,

AKP'li fırıldaklar

henüz piyasaya çıkmamışlardı.



Biz “

gönüldaşların

” aksine, işleri tıkırında elemanlar olarak “

yandaşlığın

” sefasını sürüyorlardı. Bahs-i diğer, geçelim.



Aslında sadece Aytunç Altındal değil…



AKP'li fırıldaklardan “üst aklın” olmadığını öğrenmiş olsaydı merhum

Erbakan

da dış güçlerden, karanlık odalardan, “

Irkçı Siyonizm

”den, ABD'nin yeni bölge haritalarından bahsetmezdi.



Yazık ki, ömrü vefa etmedi de ömrünü “

çok uluslu Ebu Cehiller

”in emellerine karşı durmakla tüketti.



Necip Fazıl üstadımız

da “üst aklın” yokluğundan habersiz

Büyük Doğu

külliyatına ömrünü verdi.



Oktay Sinanoğlu

merhum da “üst akıl” mesabesinde gördüğü

Rothschild

ve

Rockefeller

gibi aileleri anlatıp durdu.



Şayet “üst akıl” diye bir şeyin olmadığından haberdar olsaydı

Roger Garaudy

, kitaplarının çoğunu yazmaz, hele hele “

Siyonizm Dosyası

”nı gömerdi.



Merhum

Cemil Meriç

de “

Bütün Kur'an'ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalı'nın gözünde Osmanlı'yız. Osmanlı, yani İslâm. Karanlık, tehlikeli bir düşman…

” demezdi.



Bunların ve daha nicesinin ömrü, AKP'li fırıldaklardan “üst akılın” olmadığını öğrenmeye yetmedi.



Boşu boşuna “üst akıl” veya “dış güçler” veya “Batı” gibi hayali düşmanlarla boğuşup durdular.



Gelgelelim, ömür vefa edenlerden

Sezai Karakoç

( Allah ömrüne bereket versin) hiçbir fırıldağı iplemeden

Batı

'nın emellerine dikkat çekmeye devam etti.



Mesela, 2011'deki bir konuşmasında “Diriliş Muştucusu” şöyle demişti: “

Batı nihai işgali, son işgali yapmak peşindedir. Öyle bir işgal ki, bir daha İslam'ın dirilişi vaki olmasın, İslam haritadan silinsin. Hadise budur. Tehdit hatta tehditten de öte içinde yaşadığımız gerçek budur…



İsmet Özel

derseniz; birkaç yıl önceki bir konferansında,

Endülüs

'ün akıbetini hatırlatacak kadar durumun vahim olduğunu dile getirdi.



Nasıl mı?



Şöyle: “

İstiklal Harbi ile bu toprakları kafirlerin gözünden kaçırarak Türk vatanı haline getirdik. Bu günlerde ise bu topraklardan İslam toprakları olmaktan çıkarılma planları yapılmakta… Tam da İspanya'dan Müslümanların ve Yahudilerin çıkarılmalarına denk gelen bir dönemde… Yani 800 yıl sonra…



AKP'li fırıldaklara bakacak olursak “

müstevlilerin

” veya “

üst aklın

” bu topraklar üzerinde ne bir planı ne de emeli var. Zaten olmayan bir şeyin (üst akıl) haliyle planı da olamaz.



Peki var olan ne?



Şu:


AKP'li fırıldakların karın guruldaması.



Bozgunculara çıkartma kağıdı mesabesinde şerh düşmekle karın guruldaması birleşince haliyle garabet kaçınılmaz oluyor.



Dış politikamızdaki düşman azaltma “restorasyonunu” olumlarken “üst akıl” kavramlaştırmasına saldıracağınıza, hangi “

stratejik derinliklerden

” kurtulduğumuzu yazsanıza.



Yanı başınızdaki “

Neo-İttihatçıları

” ve “

Suriye tuzaktır

” dediğimizde bizi hedef gösterenleri yazsanıza.



Üst akıl

” kavramlaştırmasıyla kimin adına hesaplaşıyorsunuz?


Dış güçler yerine nokta atış mesabesindeki mezkur kavramlaştırmayı seçmekle, ABD'den izinsiz maklube bile yiyemeyecek olanları himaye eden ve harekete geçirenler kastediliyordu.



Bundan neden rahatsız oldunuz?


Konuşmayı beceremediniz, bari susmayı becerin. Kendinizi daha fazla iptizale uğratmayın.



Ayıptır ayıp.


  1. NOT 1:
    Ertuğrul Beyciğim,
    Ahmet Hakan
    veya
    Akif Beki
    veya
    Selv
    i'ye sorsa kafayı bu kadar yakmaz, “
    Game Of Thrones
    ” anıştırması saçmalığına düşmezdi.
  2. Demek ki başka irtibatta olduğu
    Ahmet Hakan'lar
    var.
  3. Bu mahallede de bu seriden çok var, acaba hangisi?
  4. Ben de bunu merak ettim işte.
  1. NOT 2:
    Necip Fazıl adına ödül veren bir gazetenin saygıdeğer bir köşe yazarı her şeyden evvel,
    Necip Fazıl
    vurgusu yaparken daha özenli olmalı değil mi?
  2. Necip Fazıl'ın, “
    Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın; / Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!..
    ” dizesiyle onca yıl aradan sonra hesaplaşmak isteniyorsa, o başka tabii.
  3. O vakit de daha açık sözlü olmak icap eder.
  4. Niyet buysa ve konu da,
    Aydın Doğan'lı, Ertuğrul Özkök'lü
    eğitim seferberliğiyse, Necip Fazıl'ın “
    Gençliğe Hitabe
    ”sindeki, “
    dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik
    ” ifadesi daha efektif olabilir.
  5. Hem ibişlerin çok daha fazla dikkatini çeker, hem de “
    The Cemaat
    ”in ipliğini pazara çıkartan
    Hüseyin Gülerce
    'ye saldıranlardan alınan iltifatlar artarak devam eder.


#Aytunç Altındal
#AKP
8 yıl önce
AKP’li fırıldakların aklı ve kafayı yakan adama not
Seçim sürecine girerken AK Parti oylarını artırmaya başladı
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü