|
Alçak kurgunun yavşak amigoları
Dünyayı saran savaşların artık tarih kitaplarının sayfaları arasında kaldığına inanıyordum.

Orda burda dillendirilen, “3.
Dünya Savaşı
” gibi lakırdılar da kolpadan ibarettir diyordum.

Modern zamanlarda artık savaşlara, katliamlara, işgallere yer yok sanıyordum.

Gerçi, silah fabrikalarının matine – suare çalıştığını, eskisinden çok daha korkunç silahlar üretildiğini biliyordum.

Ne ki, öldürme “yeteneği” yüksek silahlar, “korkuyla” malul bir medeniyetin “soğuk savaş” enstrümanlarıydı. Kendileri için tehdit teşkil etmeyen silahları da “gelişmemiş” veya “az gelişmiş” ülkelere, birbirlerini dengeleyecek şekilde satıyorlardı.

Uzun lafın kısası, uygar olmakla övünen insanların hükümferma olduğu dünyada savaşlara, işgallere ve katliamlara artık yer yok, diyordum.

Savaşların ne büyük bir felaket, katliamların ne kadar kötü olduğuna dair onca film, onca tiyatro, onca roman, onca şiir, onca resim, onca söylev boşu boşuna arzı endam etmemişti ya!

İnsanlar bilinçlenmiş, çağdaş uygarlık düzeyine ermişti.

Böylesi bir uluslararası toplumu gündüz gözüyle bir ülkenin kentlerine ölümcül bombalar yağdırmaya, topraklarını işgal etmeye, o ülkenin ilaç bulamayan çocuklarını ölümlere terk etmeye, kültürel varlıklarına kadar talan etmeye nasıl ikna edeceklerdi?

Yazık ki yazık, ikna ettiler…

Hem de petrole bulanan bir
karabatak kuşuyla
.

İlk hayal kırklığım, adına, “
Körfez Savaşı
” dedikleri, ABD'nin bütün dünyayı peşine takarak (daha doğrusu, önüne katarak) 1991'te
Irak
'ı işgal etmesiydi.

Sırf devrim yaptı diye bütün mal varlığını gasp ettikleri İran İslam Cumhuriyeti'ne
Saddam
'ın başında olduğu Irak'ı saldırtmışlardı.

Tam 8 yıl sürmüştü bu vekalet savaşı.

İran da Irak da tarumar olmuştu. Saddam'a savaş sonucunda, rüşvet babından,
Kuveyt
'i sunmuşlardı.

Saddam, Kuveyt'i işgal edince de, “
küçücük bir ülke olan Kuveyt'i işgal eden bir canavar
” yollu propaganda etmişlerdi.

Bir de, “
kıyamet topu
” heyulası oluşturmuşlardı.

Oysa, aynı Saddam,
Halepçe
'de, 5 bin Kürt kardeşimizi kimyasal silahla, çoluk çocuk kadın ihtiyar demeden, katlettiğinde gıkı çıkmayan yine onlardı.

Sonrasını biliyorsunuz;
11 Eylül 2001
saldırılarının hemen ardından Kissinger'ın, “
Bundan sonra çatışma Müslümanların arasında olmalıdır
” şeklinde belirlediği hedefin merkez üssü mesabesindeki Irak'ı, 2003'te işgal ederek paramparça ettiler.

Her parça istikrarsızlığın, çatışmanın, bitmek tükenmek bilmeyecek olan mezhep savaşlarının nüvesiydi adeta.

DAEŞ
işte bu alçak kurgunun ürünüydü.

İşgale, gündüz gözüyle Müslümanların ötekileştirilmesine, Avrupa'nın göbeğinde Müslümanlara ait yerlere çarpı işareti koyulmasına uluslararası toplumun sessiz kalmasına yarayan bir üründür bu!

Karaya vuran çocuk cesetlerine bigane kalmaya, mültecilere kapı kapamaya, Suriye'de ve Irak'ta sivil yerleşim bölgelerini bombalamaya elverişli bir ürün…


Atasoy Müftüoğlu
üstadımız bir konuşmasında, “
Oryantalist proje, oryantalist kurgu, oryantalist program dünya Müslümanlığını ebedi öteki ilan etmiştir”
demişti
, “Ebedi öteki olarak ilan edilmek demek ebediyen kendisiyle savaşılacak bir kültür, bir topluluk, bir siyaset, bir model, demek (…) bu ebedi ötekinin hiçbir insan hakkına sahip olmadığını vurgulamak demektir…”

Müslümanların ebedi ötekileştirilmesi için her şeyden evvel Batı kamuoyunun adamakıllı ikna edilmesi gerekti.

DAEŞ
işte buna hizmet ediyor, müthiş bir ikna vazifesi icra ediyor.

Yoksa bu çağda, bütün dünyanın gözünün içine baka baka, Müslümanları takip altında tutuyoruz ve bazı camileri kapatabiliriz açıklaması yapılabilir miydi?

Bu alçak kurgunun amigoluğuna soyunan bizdeki müstağrip yavşaklar da muazzez ve mukaddes İslam'a çemkirmeyi marifet sanıyor.

DAEŞ'in müstekreh katliamlarını İslam'a mal eden alçak kurgunun yavşak amigolarına soralım:

Cihan harplerini ve Nazi soykırımını da Hristiyanlığa mal ediyor musunuz?
#ortadoğu
#11 Eylül 2001
#saddam
#kuveyt
#daeş
8 yıl önce
Alçak kurgunun yavşak amigoları
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset