Ekran enerjisini, coşkusunu görür görmez, bu genç adam ilerde adından çok söz ettirecek, demiştim.
Galiba 2009'du; bu köşecikte de bunu yazmıştım.
“
” dediğim o dönemde “
”nin pek tanımadığı
'di. (Ülke TV'de program yapıyordu ve biz henüz tanışmış değildik.)
Şimdi ise herkesin tanıdığı bir televizyoncu ve aynı zamanda
de genel yayın yönetmeni.
Hepsinden önemlisi, tavizsiz ve kesintisiz mücadele eden “
” biri…
Hülasa,
Hani,
üstadımız, “Aman efendim, aman! / Galiba ahir zaman / Manzarası yurdumun tufan gününden yaman (…)
” demişti ya, ondan mülhem söylüyorum.
kardeşimiz, ülkemizin beka sorunuyla karşı karşıya kaldığı şu günlerde,
'ın şahsında ülkemize yapılan ihaneti elinden geldiğince deşifre etmeye çalışan, sinsiliklere, fırıldaklıklara, dissimülasyona karşı çıkan bir dava adamı.
ın da fasılasız gönüldaşı…
Bunu da sözde değil, her daim “ölümüne… ölümüne…” ortaya koyuyor.
'cüler
tanklarla köprüye çıkar çıkmaz, Ülke TV ekranlarından, insanları sokaklara direnişe,
da minarelerden
okutmaya çağırmıştı. (O gece sabahlara kadar süren o denli etkili bir program yapmıştı ki, benim de katıldığım o programın arasında alnından öpmüştüm.)
Bölücülüğe karşı da…
“
” şiarının adamakıllı künhüne varan bir gazeteci
.
Geçen hafta
ve
'ün de yer aldığı Ülke TV'deki “
” programında, “
” diyen
eleştirdi.
Yemediği hakaret kalmadı.
Söz konusu değerli milletvekilimiz, hem “
” dedi Turgay Güler'e, hem de “
” diye sordu?
Bu güzide milletvekilimiz, “
” derken bakınız
aynı
hakkında ne diyordu: “
eski milletvekili genç bir danışman (Mustafa Akış) kardeşimiz de mevzua adeta destursuz girdi.
Destursuz, dememin nedeni…
Söz konusu vekilimize, “
” diyeceğine, “
” şeklinde bir tweet marifetiyle
'e “
” vermeye kalkıştı.
Mezkur televizyon programında Turgay Güler, “
” diyen muhterem milletvekiline hakaret etmedi. “
İşte bu beyefendi…” diyerek söz konusu tweetini ekrana yansıtmaktan öteye geçmedi.
Buna rağmen fakir araya girerek, “
” dedim. Hemen ardından da, “Almanya'da yıllar yılı Türkiye için lobi faaliyeti yürüten bu değerli milletvekilimizin, Türkiye'nin menfaatlerini Almanlara karşı savunduğunu biliyoruz” ifadesiyle sözümü tamamladım.
de, “
” dedi.
Mevzu (bizim için) bitmişti.
Zira,
, değerli milletvekilimizin mahut tweetine haklı olarak tepki göstermiş, ben de o tweeti çok yanlış bulmakla birlikte, muhterem milletvekilimizin hukukunu savunmuştum. (Kaldı ki Turgay Güler de muhteremin hukukuyla tweetini birbirine karıştırarak “Ad hominem” saçmalığına düşmüş değildi.)
Meğer bitmemiş.
O kadar ki, muhterem milletvekilimizin tepkisinden ben de nasibimi aldım.
Yine de, vatanı ve milleti için Almanya'da nasıl mücadele verdiğini bildiğim için, maksadını aşan bir sözcükten dolayı üzüntülerimi bildirdim. O da teşekkür etti.
Muhterem milletvekilimize son olarak şunları söyledim: “Şu hassas dönemde Türkiye düşmanı ajan gazeteciler yerine, Turgay Güler gibi namuslu ve erdemli gazetecileri eleştirmeniz gerçekten talihsizlik… Bir yanlış anlaşılma varsa, bunu size yakışır şekilde dile getirirdiniz, Turgay Bey de aynı programda gereğini yapardı. Şayet takdir buyurursanız cevap hakkınızı da kullanırdınız… Bizim birbirimizi yıpratmaya değil birbirimize daha çok sarılmaya ihtiyacımız var…”
Gerçekten yeter artık…
Bu muhterem milletvekilimizi ve o genç danışman kardeşimizi tenzih ederek söylüyorum;
Erdoğan'ın yanında dimdik duran
gibi gazetecileri itibarsızlaştırmaya çalışmaktan vazgeçin.
Hayatını, gençliklerini mukaddes davamıza adayan gazeteci kardeşlerimize, abilerimize, üstatlarımıza ancak pespaye troll sürüsüne yakışacak denli müstekreh ifadelerle saldırmak kimseye bir şey kazandırmaz.
O değil de, bu “
” denen “
” nedir Allah aşkına?
Hadi ne
anlıyorum, ya “
” ne oluyor?
Bu mecraya girince deliriyorlar mı?
olsa, “
” derdi.
Biz ne desek bilmem ki?!
