|
Aydın Doğan’ın altına yattı deseler ne diyecektin?

Algı yönetiminde müptezelliğin kitabını yeniden yazacak kadar maharetli olduklarını kabul etmek zorundayız.



Zaten onlar da bu yeteneklerine güveniyorlar.



Hiç öyle olmasaydı,

Rupert Murdoch

'un kanalında (Fox TV) haberleri sunan o eleman (F. P) Türk halkının gözünün içine baka baka, “

PKK'ya teşekkür etmeliyiz

” demeye cesaret edebilir miydi?



Üstelik…



Canlı yayında bu zırvayı terennüm ederken asker ve polisimizin kanının hesabını soracağız dercesine özgüvenli, parmağını sallayacak kadar da cerbezeliydi.



Ne oldu?



Hiçbir şey…



Halbuki, yarışma programlarının rating şampiyonu sunucusu

Güner Ümit

vaktiyle bir yarışmacıya münasebetsizlik yapıp, “

Yoksa siz Kızılbaş mısınız

” dediği için bütün televizyonlardan sürgün edilmişti. Hem de

Alevilerden

defalarca özür dilediği halde…



Nasılsa algı yönetimi de bizde gündem oluşturmak da düşüncesiyle, kaptırıp gidiyorlar.



***


Malumunuz, düğmelerine basılmış gibi hepsi birden 2011'den itibaren

Erdoğan

“otoriterleşti” demeye başladılar.



Cengiz Çandar

geçen gün bir internet sitesindeki söyleşisinde utanmadan aynı mavalı okudu yine.



Bu masalı hâlâ yutturacaklarını sanıyorlar.



Oysa, (“The Cemaat”in kripto gazetesi haline getirilen)

Cumhuriyet

gazetesinin yazarlarından

Orhan Bursalı

'nın bile “

Bugün ABD, RTE'nin arkasında eskisi gibi dursaydı, sanır mısınız ki bu adamlar RTE aleyhine döneceklerdi. Eğer sanırsanız, aklınıza şaşarım…

” diyeceği kadar fotoğraf ortada.



The Cemaat

”in de

ABD

'ye rağmen 17- 25 Aralık darbe teşebbüsüne kalkışacağını söyleyenin de elbette aklına şaşmak gerek. Değil darbe teşebbüsü ABD izin vermese maklube bile yiyemezler.



Lakin milleti avanak yerine koymaktan da hiç bıkmadı, usanmadılar.



Bir de yavuz hırsız misali üste çıkmaları yok mu?



Mesela,

Ahmet Altan

, “

iktidar medyası, AKP seçmeninin aptal olduğuna inanıyor

” diyebildi.



Taraf

'la ne yaptığı, nasıl bir projeyi hayata geçirdiği artık herkes tarafından bilinen bu adam hâlâ konuşabiliyorsa, nasıl bir aptallığa güvendiğini sorgulamak lazım.



Kardeşlerim, bunların güvendikleri aptallık, algı yönetimindeki maharetlerinden ibarettir.



Algı oluşturma mekanizmalarına o denli güveniyorlar ki, hem darbe istediklerini gizlemiyorlar, hem de Türkiye'nin demokrasiden uzaklaştığından şekvacı olabiliyorlar.



Ertuğrul Ö.

adlı elemanın “

demokrasi darbeyle de gelir

” ifadesi, hepsinin ortak duygusunun hülasasıdır.



Can Dündar

'ın İngiltere başkonsolosuyla çektirdiği o

selfie

de alayının fotoğrafı mesabesindedir.



Bu ihanet fotoğrafları görülmesin diye “

Erdoğan ve AK Parti nefretiyle

” kitleleri narkozlamaya çalışıyorlar.



Narkoz etkisini yitirdiğinde nasıl bir ahlakla malul olduklarını herkes görecek.



***


“Ahlak” dedim de aklıma geldi. Hürriyet gazetesinin köşe yazarlarından biri, dün “

Yatık Kemal

” hakkında, “

Mülayim Kemal Bey'den, aşırı sert Kemal Bey'e

” başlıklı bir yazı dercetmiş.



Muhterem; bunun sertlikle, mülayimlikle ne alakası var?



Biri de kalkıp sana, “Aydın Doğan'ın altına yattı” demiş olsa, sert çakmış mı olur, yoksa cibilliyetsizlik veya ahlaksızlık veya terbiyesizlik mi yapmış olur?


#Aydın Doğan
#Ahmet Altan
#The Cemaat
#Güner Ümit
#Rupert Murdoch
8 yıl önce
Aydın Doğan’ın altına yattı deseler ne diyecektin?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi