|
Başbakan bu işi onlara bırakamaz mı?

Türkiye"yi "mahkûm" edecek her uluslararası karara aşeren siz değil miydiniz, neden AHİM"in Kıbrıs kararı karşısında suspus oldunuz?

Hadi yeri göğü inletin, ne duruyorsunuz!

Siz değil misiniz Türkiye aleyhine kıytırık bir demeç almak için bile kırk takla atan?

Siz değil misiniz Avrupa Parlamentosu dahil uluslararası kuruluşlardan Türkiye"yi kınayan herhangi bir karar çıksın diye lobi faaliyeti yürüten malum çevrelerle omuz omuza veren?

Siz değil misiniz ecnebi dergi ve gazetelerde Türkiye"yi yerden yere vuran yazılar çıkınca dört köşe olan?

Siz değil misiniz Standart & Poor"s gibi kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye"ye kırık not verince havalara uçan?

Siz değil misiniz Türkiye"yi teröre destek veren ülkeymiş gibi göstermek için Adana"da MİT tırlarına yapılan ihanet operasyonunu hararetle alkışlayan?

Ey cehepeliler, ey paralelciler, ey ulusolcular!

AHİM "Kıbrıs Barış Harekâtı" nedeniyle Türkiye"yi 90 milyon Euro tazminat cezasına çarptırdı, gün sizin, haydi sevinin.

Yapacağınız şu: Mezkur tazminatın faturasını AK Parti hükümetine, özellikle de Erdoğan"a yüklemek.

Zorlanacağınızı sanmıyorum, sizde bu muhalefet tarzı olduktan sonra bunu da kolaylıkla başarırsınız.

Biliyorum, 40 yıl öncesinden, 1974"deki hareketten dolayı Erdoğan"ı sorumlu tutmayı hiçbir mantık almaz.

Ona bakarsanız tarih de sosyoloji de izin vermez buna.

Tam teşekküllü bir devlet hastanesine bakacaksınız artık. Maksat muhalefet değil mi, neden olmasın.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu"nun, falan karar bizi bağlamaz, demesine bakmayın sakın.

AHİM kararları bal gibi de bağlayıcıdır, hiç kuşkunuz olmasın.

Kaldı ki, sizin böyle "bağlayıcılık" gibi bir derdiniz da olmamalı değil mi?

Öyle olsaydı Freedom House"un o "tırışka" raporu üzerinden günlerce şamata yapar mıydınız hiç?

Evet, "tırışka" diyorum, çünkü bir ülkede basın özgürlüğü her şeyden evvel o ülkedeki yasal düzenlemeler üzerinden ölçülür.

Söz gelimi, dünün Türkiye"sinde merhum Şerafettin Elçi sadece Kürdüm dediği için yargılanmıştı; bugünün Türkiye"sinde adı havaalanına verildi.

Sayın Başbakan partisinin grup toplantısında dün yaptığı konuşmada, Freedom House"un iz"an, insaf ve hatta mantık dışı raporunu yerden yere vururken haklı, ama, bir yerde bence yanılıyor.

Tamam, mahut raporda maddi yanlışlar var; 44 gazeteciden 19"u tahliye oldu, 6 kişinin yargılanması devam ediyor.

Tamam, tutuklu 18 kişi de tehlikeli madde bulundurmak, silahla kasten yaralamak, terör örgütüne eleman kazandırmak, polis memuru öldürmek, helikoptere bombalı saldırıda bulunmak, resmi evrakta sahtecilik, banka soymak gibi suçlardan hüküm aldı.

İyi de hükmü veren kim?

Hangi yargı?

Hrant Dink davasındaki yalanları ortaya koyduğu için Nedim Şener"i içeri tıkan yargı mı?

Sağ görüşlü olduğu herkesçe bilinen Hanefi Avcı"yı komünist örgüte üye olmaktan hala mahpus damında çürüten yargı mı?

Selahattin Eş Çakırgil"i 34 yıldır vatanına sokmayan, Salih Mirzabeyoğlu"nu 15 yıldır esir alan, Mehmet Ali Tekin ve Hasan Kılıç"ı tekrar haksız yere mahkum eden, 14 yaşında idamla yargıladığı Yakup Köse"yi yıllarca içerde yatırdığı yetmezmiş gibi yeniden infaz eden yargı mı?

Başbakanı başta olmak üzere bu ülkenin ekseriyeti, "17 Aralık, yargı darbe girişimidir" dediğinde, bu iddiayı araştırmak yerine, bildiri yayınlayan HSYK"nın yargısı mı?

Ben bu yargıya hiç mi hiç güvenmiyorum.

Hele hele "terör örgütüne eleman kazandırmak" gibi "suçlardan" kestiği cezalara inanmam mümkün değil.

"Selam" diye uyduruk bir örgüt üzerinden neyin yapılmak istendiğini de "dönemin başbakanı" ifadelerinin geçtiği darbe iddianamelerini de görmedik mi?

Demem o ki, Sayın Başbakan özgürlükler konusunda reformlar yaptı, yapmaya da devem etmeli; lakin malum yargının kararlarını savunmayı başkalarına bırakmalı.

Söz konusu yargı kararları yüzünden Türkiye"de basın özgürlüğü yok mu deniliyor; o halde buyursun savunsun, "yargının keskin kılıcı inecek bazı kelleler düşecek" diyenler...

Mesela, Aydın Doğan"ın iş takipçisi olduğu iddia edilen köşe yazarı savunsun.

Henüz piyasaya çıkmayan kitabından dolayı Ahmet Şık"ın tutuklanmasını savunan Dumanlılar savunsun.

"Yargı darbe teşebbüsüne" karşı yapılan her düzenlemeyi, "yargıya müdahale ediliyor" diye Batı"ya jurnal edenler savunsun.

10 yıl önce
Başbakan bu işi onlara bırakamaz mı?
Güle dair
Düşüşten önce kibir gelir..
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar