|
Bir ihtimal daha var!

İşine gelince bir kadeh rakıda fırtına koparan aslan muhalefetimiz ''tezkere''ye karşı oldukça kısık sesli bir itiraz yükseltti. Öyle bir ses ki, kısık olduğu kadar ezik, çekinik, hatta mahcup. Halbuki, bir cami inşaatından rejim bunalımı üretirken ne kadar hararetliydi. Hele, Şemdinli iddianamesine nasıl da gürlüyordu.

Hükümet Lübnan''a asker göndermeyecekti ki, muhalefetin kralını görecektiniz!

Çağdaş dünyadan kopmaktan tutun da, ''Milli Görüş'' gömleğini çıkarmamaya kadar neler söylerlerdi, neler! Ve en sonunda mevzuyu itinayla ''irticaya'' bağlarlardı.

Kemal Tahir, “Osmanlı İmparatorluğu''ndaki bütün boğuşmalar, bütün kötülemeler, kötülenenlerin yerine geçmek içindir.” demişti. Gitti Osmanlı, geldi Cumhuriyet; lakin ''huy'' değişmedi. Hal bu olunca da, yazılıp çizilenler ''iktidar mücadelesinin'' zeminine harç koymaktan veya iç politikaya ''meze'' olmaktan öteye geçmiyor ne yazık ki!

''Maçı kale arkasından seyretmek yerine maça dahil olmayı'' kafaya koymuşsanız, en azından Lübnan, Hizbullah, İsrail ve ABD''nin yeni Ortadoğu politikaları hakkında adamakıllı bilgiye ihtiyacınız var demektir. Bilginiz, stratejik hedefiniz var da bizim haberimiz yoksa, ne alâ. Değilse, belki baştan beri maçtasınız da sizin haberiniz yok, nerden biliyorsunuz?

Can pazarına gidiyorsanız, bilgi eksikliğinizin hiçbir mazereti olamaz. Çünkü sizin, 2.Cumhuriyetçilerin ve İslamcıların ''tillahını kesmek'' için yola koyulan sevimli bir aydınımız gibi tuhaf tespitler yapma lüksünüz yoktur. Nihayetinde o, “yanlış işlemekten başka hiçbir alanda bilgisiz olmayan” malumatfuruş bir köşe yazarıdır. Dolayısıyla, Hizbullah''ın, antiemperyalist olmadığını söylemesi mazur görülebilir. (Reha Muhtar''la mevzu değiştirseler; o aşkı, kadınları yazsa, Reha Ortadoğu''yu. Nasıl olur acaba?)

BM Güvenlik Konseyi''nin 1967''den beri İsrail''in çıkarına hizmet etmeyen hiçbir kararını onaylamayan ABD''nin, Ortadoğu''da sahneye koyduğu kaos politikası hakkında ne düşünüyorsunuz? (Kartlar karılmadan oyun masasında yer almayı istemeniz sadece bir hevesten ibaret değilse, mutlaka bunun analizini yapmışsınızdır.)

“İsrail''in gerçek amacı, Lübnan''da rejimi değiştirip bir kukla hükümet kurmaktır” diyen İsrail barış aktivisti Uri Avney , “yeniHarman” dergisinde yayımlanan yazısında, İsrail''in Lübnan saldırısının tıpkı 1982''de olduğu gibi ABD ile planladığını söylüyor.

Lübnan vahşetini, “medeniyetler çatışmasının bir parçası” olarak değerlendiren Olmert''in, (Kana''da mavi emzikli bebeğe karşı ''medeniyetin zaferini ilan eden'' bu kafa yapısının) BM barış antlaşmasını kabul etmekle neyi hedeflediği konusunda bir fikriniz var mı?

1948''de İsrail dinci terör rejimine en önemli desteğin Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa''daki uydularından geldiğini hatırlatan Immanuel Wallerstein, 1962''de Cezayir bağımsızlığını kazandığında Fransa, nasıl İsrail''i desteklemekten vazgeçtiyse, Irak sonrası süreçte ABD''nin de aynı şeyi yapmasının pek uzak ihtimal olmadığını ifade ediyor. Bu ihtimal gerçekleşirse, Konya''daki İsrail jetlerinin talimini komşularımıza nasıl anlatacağız?

Wallerstein saçmalıyor diyorsanız, “Açık Mektuplar”ın yazarı Ahmet Özcan''ın, “Yahudilik nedir?” (Haber10.com) makalelerini okumalısınız. Üstelik, “teolojinin jeopolitiği”nden hareketle Ortadoğu''da olan bitenin ''kaos''la ilintisinin tarihi köklerini de öğrenmiş olursunuz.

Konumuzla ilişkisi bakımından şu kadarını söyleyeyim ki, Ahmet Özcan da, Wallerstein''e benzer şekilde, İsrail''in “kullanım ve değişim değerini” müttefiklerinin güç ve pozisyonlarına dayandırıyor: “Ve olasıdır ki, bu güç inişe geçtiği zaman yani Anglo-Saksonlar yenilirken, onları yenen gücün ilk hedefi Yahudiler olacaktır. En azından tarih bunu böyle göstermektedir.”

Kimsecikler tellenmesin; Ahmet Özcan''ın, ''Yahudilik'' tanımı, Yahudi karşıtlarının da Siyonistlerin de oldukça uzağında bir tanım. Ne olduğunu merak ediyorsanız, olağanüstü özgünlükteki o makaleleri okuyacaksınız, başka çaresi yok!

18 yıl önce
Bir ihtimal daha var!
Sürpriz savaş: AB, ABD’yi kuşatabilir mi?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Deprem gerçeği ile yaşamak
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek