|
Bu lafları it yese kudururdu ama o ıslık çalıyor
Dönemin Başbakanı,
İsrail
bombalarıyla göğüsleri parçalanan
Filistinli
çocuklar adına,
Irkçı Siyonist şeflerden
birinin yüzüne karşı, “
siz öldürmeyi iyi bilirsiniz
” deyince, 3 parçaya ayrıldılar.

Birinci parça, “
Hah şimdi Erdoğan bitti, Yahudiler ona dünyayı dar edecek!..”
yollu lakırdılar eşliğinde ellerini ovuşturdular.

Bunların içlerinde mebzul miktar ulusalcı ve “antisemitik” tipler de vardı.

İkinci parça, erketeye geçti. Siyonist şefin yüzüne karşı söylenen mezkur söz sanki bunların içlerine yara olmuştu. “
Ey Erdoğan, sen de öldürmeyi iyi bilirsin
” demek için fırsat kolluyorlardı.

Üçüncü parça, hayli enteresandı.

One minute
” siparişi veriyorlardı. Amerika'yla bir anlaşmazlık mı çıktı, “
Hadi Amerika'ya da one minute çeksene
” diyorlardı.

Aynı şeyi,
Rusya, Çin
,
İngiltere, İran
ve hatta
Suudi Arabistan
için de söylüyorlardı.

İşin tuhaf yanı, “
Erdoğan ve AK Parti bizi yalnızlaştırdı, herkese düşman yaptı
” şeklinde mızıldanıp duran da aynı tiplerdi.

Rus uçağı vurulunca yine 3 parçaya bölündüler.

Birinci parça, paralelcilerin ele geçirdiği
Cumhuriyet gazetesi
gibi
Putin
'in yalanlarının pazarlamacısı oluverdi.

İkinci parça, Türkiye'nin kulağına kar suyu kaçırma görevini üstlendi.

Üçüncü parça, “
Rusya'nın uçağını düşürüyorsun, hadi ABD'nin uçağını düşür de görelim
” demeye getirdi.

Mesela,
Aydın Doğan
'ın amiral gemisinde köşe tutan
Ahmet Hakan
bu tavrı gayet kurnazca sergiledi.

Rus tezlerine karşı ABD'ye ihtiyacınız var, sakın “
üst akıl
” demeyin, sakın şu sıralar ey Amerika demeyin, sakın şu sıralar paralelin arkasında Amerika var demeyin, şeklinde aklı sıra dalgasını geçti.

Biraz daha az kurnaz olsaydı, tıpkı o muhterem gibi, “
hadi bir Amerika uçağı vur da görelim, hadi vur, vursana, vur hadi…”
diyecekti. Sonra da “
Uçak uçağı vurur
” der miydi, orasını bilemem.

Demokratikleşme veya çözüm süreci veya barış süreci gündemdeyken de 3 parçaya ayrılmışlardı.

Birinci parça,
çözüm süreci vatana ihanettir, hepiniz yargılanacaksınız
, dedi. İkinci parça, malum çevrelere,
Erdoğan ve Ak Parti'yle sakın barış yapmayın
, dedi. Üçüncü parça, erketede, kaosu bekledi.

Mahut parçaların alayını bünyesinde barındıran bir adam var.

Öyle ki, barış olunca savaş, savaş çıkınca da barış isteyebiliyor.

Vefası, izanı, insafı, hayası yok…

Normalde insan içine çıkmaması, dahası, bir klinikte tedavi edilmesi gereken bu adam, son günlerde “iç savaş” çıksın diye hendeklerde dolaşıyor.

Geçen gün sevgili
Orhan Miroğlu
, Star gazetesinde bu adama öyle laflar çaktı ki, hani derler ya, it yese kudurur, o derece.

Mezkur yazıdan şu satırlarla bugünkü yazı yolculuğumuzu nihayete erdirelim: “
Silahlı gruplar, Öcalan'ın emriyle ve iki yıl önce dağlardan çekilmeye başladığında dağa çıkan bir adam, şimdi de 'barikatlardan ve hendeklerden bildiren' yazılar yazıyor! (…) Hendeklere ve barikatlara dolmasını istediği o gençlerin babaları, amcaları, Diyarbakır cezaevinde, bir köpeğe tekmil verip, işkencelerde can verirken, bu adam Kenan Evren'le beraber Endonezya adalarına seyahate çıkıyordu! / Kuzey Irak'ta Kürt federasyonu kurulduğunda, Ertuğrul Özkök'le beraber, Erbil'in bombalanmasını, ordunun Erbil'e girmesini isteyen bu adamdı!/ İki yıl önce, Öcalan, o gençlerden Türkiye'yi terk etmelerini istediğinde, bu adam dağlara çıkmış ve nereye gidiyorsunuz, Erdoğan'a neden güveniyorsunuz, yeni anayasa yapılmadan Türkiye'yi nasıl terk edersiniz diye sormuştu ...”
#üst akıl
#İsrail
#Orhan Miroğlu
#rusya türkiye
#Öcalan
8 yıl önce
Bu lafları it yese kudururdu ama o ıslık çalıyor
Gurup kimliği, aidiyet bilinci, idrakin önünde kocaman bir engel!
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…