|
Çok çentik attım kalemime sıranı bekle şampiyon

Çoğuna göre değişim, dünyalar güzeli bir kelimedir; benim gözümde, fingirdek, iblisin metresi bir heyulâ.



Parmenides

de değişimi reddeder.



Çünkü değişim, “

şimdi

”nin elveda demesi, olmayanın şappadak sahne almasıdır.



Böyle demiştim yıllar önce bu köşecikte.



Fakat…



“Değişim” bu, önüne kimi katsa ağzının suyu akar; karşısında kim durursa mahveder, biliyorum…



Ne ki, bizim derdimiz, olmayan değil, olması gerekendir.



Bir başka ifadeyle, “

yaşanmaya değer hayat

” için ayaklarımızın üzerinde sabit durmaktır.



Bu yolda “mahvolsak” da ne gam!



Bir arkadaş, “

sen de hiç değişmemişsin

” demişti de, “

ne kadar değiştiğinizi anlayabilmeniz için bizim gibi değişmezlere de ihtiyaç var

” karşılığını vermiştim.



Muhteremler o kadar hızlı değişiyorlar ki, “başkalaştıklarının” farkında bile değiller.



Yoksa…



Hem

FETÖ

'ye karşı mücadele verdiğini iddia edip, hem de “

ahlaken FETÖ'cü

” hale gelmezlerdi.



Yani, kendilerine alan açmak veya yerlerini sağlamlaştırmak uğruna yalan söylemeyi, iftira atmayı metot haline getirmezlerdi.



Bakınız…



Benim eşim hiç kimsenim yerini sağlamlaştırmak için canını vermedi

” dedi 3 yetim annesi,

şehid Halil Kantarcı

'nın çilekeş eşi.



Ve, şöyle feryat etti: “

28 Şubat mağdurları hâlâ içerde ama 28 Şubat zalimleri nerede, bilmiyoruz. Bir 20 yıl sonra da 15 Temmuz mağdurlarını konuşacağız ama 15 Temmuz zalimlerinin yerini bilmeyeceğiz…



28 Şubat zalimlerinden biri…



Şu “

411 el kaosa kalktı

” manşetinin mimarı geçenlerde “

ahlaken FETÖ'cülerin

” yalan ve iftiraları üzerinden ironi denemesine kalkışacak kadar küstahlaştı.



Bakalım,

15 Temmuz

zalimleri nerde ne zaman alenen küstahlaşıp, 15 Temmuz mağdurlarına karşı “

ironi

” denemelerine kalkışacaklar?



Gerçi o fecaat tahliye yeterince aleni ve yeterince “

ironik.



Hiç yüz yüze görüşmediğim dostum, kardeşim, değerli akademisyen ve sanatçı

Berat Demirci,

yalnızız

” demişti.



Ben ne desem bilmem ki.



Neyse ki kelimelerimiz, sözlerimiz, şiirlerimiz var.



Berat Demirci

'nin birkaç gün evvel birkaç dizesini paylaştığım “

15 Temmuz Koçaklaması

” adlı şiirinin tamamını, “

ayaklarımızı sabit tutmanın manifestosu

” niyetine şuracığa alıyorum.



Kıvırcık kuzucuklar gibiydiler aramızda,



Süt dişlerinin altında keskin vampirler…



Meleşmeleri kolonlanmış, aynı ton aynı tını;



Tebessümleri kâğıttan biçilmiş, aynı ayar…



Bense kusurluyum evet, kusursuzluk



riyadır;



Şöyle dedim: bunlarla yolum kökten ayrı.



Çok çentik attım kalemime bila-tedbir;



Döne döne dövüşürüm saymam düşmanı…



Kuzu hangisi bilmem, hangisi kurttan azma;



Söz ise “Belâ!” dedim ezel, kargıysa kargı…



Gülmez yüzüm asla mecliste dudak büzene,



Adam demem arkadan kaş göz oynatana…





Kuzular kurda dönüştü ansızın kudurdu;



Dolunayda azarlarmış Holivud efsanesidir…



Senesi şöyle kalsın, aylardan Temmuz'du.



Daldılar protez dişlerle halkın gırtlağına;



Halksa bildiğiniz millet… Dimdik durdu…



Ne güneşler battı yine bir hilâl uğruna;



Analar aynı gece ne yiğitler doğurdu.





Sabahtı tükendi umutları işbirlikçilerin;



Vatansever pozunda döküldüler sokağa…



Hainlere yataklık ederken derin derin;



Sap oldu dikildiler utanmadan bayrağa…



Bu hesap içli dışlı unutmayın bunları;



Yazın siz de isim isim not düşün bir kenara.





Yeşilçam deyip geçmeyin, yendi Holivud'u;



Esasoğlanlar bir yandaydı, kalleşler bir



yanda…



Mahallenin kabadayısı basınca narayı;



Fatihin Fedaisi kesildi ardından tıfıllar da…



Kale gibiydi babalar, çocuklar omuzlarda



burç;



Bacıyan-ı Rum ruhu sardı bütün kadınları.





Meydan olsun yeter ki, yer yarılır er çıkar.



Vur toprağa dizini göresin neler çıkar.



Üzengide tut ayağı ola ki sefer çıkar.



Ölümüne savlet eder, gaziler çıkar.



Gün, esen rüzgârdan hile sezme günüdür;



Taşlar altından daha nice hainler çıkar.





Hân'ım hey! Daha çok söyleriz destandır bu;



Hû diyelim yiğitler aşkına, demine



devranına Hû…




#Berat Demirci
#15 Temmuz
#FETÖ
7 yıl önce
Çok çentik attım kalemime sıranı bekle şampiyon
Pazar günü kime oy vereceğim?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir