|
Deniz Baykal"ı sevmemin altıncı nedeni

Bir zamanlar ''çıplak uyarıcı''ydı bangır bangır bağırırdı. Konuşunca akan sular durur, lafını da kimseden esirgemezdi. Celallendi mi viyadük, viraj tanımaz tam gaz giderdi. Hey gidi günler hey!..

Nerdeyse ''ekran koruyucusu'' sıklığında televizyonlarda arz-ı endam ettiği yıllarda, tuhaf sorular yönelten eblehleri, "Bunlarla gelmeyin bana" diyerek azarlardı.

Gelgelelim daha sonra (yanlış hatırlamıyorsam saç ektirdikten sonraki döneminde) kendisi de tuhaflığın zirvesinde bağdaş kurdu. Tuttu, Stephen Hawking''i "dabbedül arz" ilan etti. Ortalıktan kaybolmadan önce dini kişilik hüviyetindeyken, getirdiği en son ''yenilik'' (benim bildiğim) budur.

CHP''den ayrılıp halkın birşeyi (yürüyüşü mü, yükselişi mi tam aklımda değil, yalan olmasın) partisini kurar kurmaz etkili bir çıkış yapmıştı: Başörtüsü meselesini ancak kendisinin çözebileceğini söylemişti. Lakin bütün ısrarlara rağmen projesini (siyasi rakiplerine kaptırmamak için) açıklamayacaktı. Bu hali, dini kişilikten siyasi kişiliğe inkılâp ettiğinin resmiydi.

Daha sonraları öyle bir ''tenhalığa gömüldü'' ki; ara, bulasın. Gözden ırak durmasını, ''başörtüsü çözüm projesini'' ağzından çalabilecek cambazlara karşı, seçim zamanına kadar ihtiyaten saklanmayı tercih etmesine bağlamıştım. Her neyse, sonuçta yoktu; kayıplara karışmıştı!

Şükür ki şükür, bir rastlantı eseri (geçenlerde bir televizyon kanalında) buldum onu. Ve onu bulunca da, Deniz Baykal''ı sevmemin altıncı nedeni hasıl oldu. (Daha önce yazacaktım ki; Ecevit, ''vefat etmek suretiyle ölünce'' ertelemek zorunda kaldım. Hayır, sitem ediyor değilim; merhumun canı sağ olsun.)

Sevindim, hiç değişmemiş. Bıraktığımız gibi duruyordu. Baykal''dan dert yanıyor; ilmimden faydalanmayacaktınız ne diye partiye aldınız beni demeye getiriyordu. Öfkeliydi: "Bana memleket meselelerini değil, hep laz fıkrası anlattırdılar, kahkahkah kihkihkih güldüler…" Mealen aktardığım bu ifadeden de anlaşılacağı üzre Baykal, hocaya resmen fıkra anlattırmış.

Hocanın demesine bakarsak, fırsat verilseydi Kuran üzerinden muhalefet yürütecek, Rahşan hanımın deyimiyle, "Bunların" aklını alacaktı. (Bu enteresan muhalefet tarzını, "Zehrin panzehiri aynı kaynaktan üretilir" diyerek daha da enteresan bir şekilde açıkladı.) Ne ki, Baykal fırsat vermemiş: "Hocam, sen iyisi mi bize bir fıkra anlat…"

Bu arada aynı programda dayanamayıp ''başörtüsü çözüm projesini'' de faş etti. Tesettürün St.Paul marifeti olduğunu, Kuran''da yeri olmadığını falan söyledi. Demek, hocanın çalmasınlar diye köşe bucak sakladığı çözümü buymuş!

Mümkün olan en doğru yöntemi Sayın Baykal bulmuştur. "Hocam bırak bunları, sen laz fıkrası anlat…"

İşte benim Baykal''ı sevmemin altıncı nedeni bu fıkra anlattırma özelliğidir. İlk beş nedenini, "
" (7 Aralık, 2005) başlıklı yazıda anlatmıştım.

Görüyorsunuz, tek bir nedeni (altıncı neden) anlatmak için o kadar kelime yaktım; (yerimiz dar) şimdi ben beş nedeni birden nasıl özetleyeyim ki! Gel de hocaya hak verme: "Bunları yazıyoruz, okumuyorsunuz kardeşim…"

Şaşacaksınız ama söyleyeyim: Seçime kadar yedinci nedeni bulabilirsem oyumu Baykal''a vereceğim. İnanmayanlar için, gizli oy açık tasnif dahil her yola varım.

Baykal''ın fıkra anlattırma özelliğini sakın azımsamayın. Sorarım size; şimdiye değin bir alim, bir sivil toplum kuruluşu, bir ''İslamcı yazar İsmail Nacar'' çıkıp da hocaya fıkra anlattırmayı becerebilmiş midir?

Yıllardır dinin her alanında cedelleşip durdunuz da ne oldu? Sonunda ''meseleyi'' Zekeriya Beyaz hocamın kucağına kadar düşürdünüz. O da işi (mesela, kurban mevzusunda) "horozdan kurban olur"a bağladı. Dünyalar tatlısı Beyaz hocama karşı da bin lafın belini büktünüz ama hocamı siz değil, şantöz Lerzan Mutlu bitirmiştir. Gitmiş, Beyaz hocamın yanağını sevgiyle ısırmıştır. Hadi siz yanak alamazsınız, fıkra da mı anlattıramazdınız?

Şimdi kime, hangi köşe yazarına kafayı taksam aklıma şu geliyor: Vereceksin bunu Deniz Baykal''ın eline hem milletvekili yapsın, hem fıkra anlattırsın.

17 yıl önce
Deniz Baykal"ı sevmemin altıncı nedeni
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti