|
Erdoğan’ın karşısına son çare olarak bunu koyacaklar
Terazinin bir kefesinde
Erdoğan
vardı, diğer kefesinde İstanbul sermayesi,
Aydın Doğan
'ın adamları,
CHP, MHP, HDP, PKK
,
DAİŞ, DHKP-C
, ila ahir.

Erdoğan'ın yanında 2002'de yaptığı devrim vardı; ondan önce de 1994'te, İstanbul'un sokaklarını çöp dağlarından temizlemesi, akmayan çeşmeleri akıtması, hava kirliliğine son vermesi vardı.

Hülasa, dünü vardı, yani, yapıp ettikleri.

Mesela, “
IMF'ye borçlarımızı ödemek için Güneydoğu'dan toprak satalım
” denilen Türkiye'yi, IMF'ye borç verecek düzeye ulaştırmıştı.

Erdoğan'ın karşısında kumpaslar, muhtıralar,
Gezi
kalkışması,
17 Aralık darbe teşebbüsü
, Türkiye'yi Batı'ya şikayet eden ve NATO'nun ve BM'nin müdahalesini isteyen mandacı akademisyenler, eski rejimin tosuncukları vardı.

Erdoğan'ın karşısında
The Economist
'ten
The Cemaat
'e kadar “
Irkçı Siyonist network
” vardı.

Kürt - Türk ırkçıları vardı Erdoğan'ın karşısında.

Habire tehdit ediyorlardı.

İçlerinden biri, 7 Haziran sonrası kendisini cilalayan parlatan egemenlerin diliyle kolpa atıyor, “
Korkmayın asmayacağız, adil şekilde yargılayacağız
” diyordu.

Hülasa…

Onlar Erdoğan'ın karşısına “
iç savaş
” dahil olanca tehditlerini, iftiralarını, tezviratlarını, algı yönetimlerini, “
AKP'nin tek başına iktidar olma şansı yok
” diyen anketçilerini, “
Türkiye erken seçimi kaldırmaz
” diyen
Koç'larını
, bizden devşirdikleri eziklerini ve
Pensilvanya'nın bedduasını
koydular.

Biz de dualarımızı koyduk Erdoğan'ın yanına.

Babam 78 yaşında, son 2 aydır çok ağır hasta. “
Beni götürmezseniz sandığa, hakkımı helal etmem, ölsem de Erdoğan'a oy vereceğim
” dedi. İki koluna girdik, zorlukla yürüdü sandığa, kabul olmuş bir dua gibi kulandı oyunu.

Bizim böyle dünyalıklarınıza zerre miskali tenezzül etmeyen kahramanlarımız var, siz bunu bilmiyorsunuz.

Babamın dilinden
Niyâzî-i Mısrî
'nin şu mısraı hiç düşmez: “
Dünya vü ukbâyı ta'mir eylemekten geçmişiz / Her taraftan yıkılıp virân olan anlar bizi.”

Ve adını hiç duymadığınız, dahası, adının anılmasından haya eden, bir kelimeyi künhüne varıncaya kadar öğrenmek için kütüphanelerden çıkmayan, sizin şebelek entelektüellerinizin talebe olamayacağı ariflerimiz var.

Uzun lafın kısası, Erdoğan ariflerimizin, zahitlerimizin ve mustazafların dualarıyla 1 Kasım'da büyük bir zafer kazandı.

Bir başka ifadeyle, Erdoğan'ın şahsında, “
Türkiye Türkiye'den
yönetilsin” diyen yurtseverler, bu toprağın çocukları kazandı.

Lakin müstekbirlerin işbirlikçileri Erdoğan'a karşı hayasız akınlarına son vermeyecekler.

Tamam, kuvvetle muhtemel
Aydın Doğan
mektup yazmaya ara verecek, “
elektrikler kesildi onun için AKP'nin oyları patladı
” şeklinde komiklikler de yapmayacaklar.

Fakat…

The Cemaat'in “
NOKTA
”sı gibi seçmenin iradesini “iç savaş” tesmiye edecek kadar alçaklaşacaklar.

Elbette bununla da yetinmeyecekler.

Son çare olarak “ihaneti” koyacaklar Erdoğan'ın karşısına.

Şayet AK Parti 7 Haziran seçimlerinde aldığı oydan bir oy az alsaydı, “
Erdoğan başımıza erken seçim belasını sardı, CHP'yle ne güzel koalisyon kuracaktık
” diyeceklerdi.

Bir şeyi unutuyorlar.

Oturduğu yerden, erketeye yatarak, fırsat kollayarak, “hasma” kuyruk sallayarak lider olunmaz.

Lider dediğin, “Çok Uluslu Ebu Cehillerin” matine-suare Erdoğan'a attığı oklardan hiç değilse bir tanesine göğsünü siper etmeyi bilecek.

Parlatıcılar marifetiyle de lider olunmaz. Öyle olsaydı,
Sayın Bağlamacı
yerle yeksan olmazdı.
Aydın Doğan
medyasının pazarladığı
Mehmet Ali Bayar
adını bileniniz var mı?

Evet, bir şeyi unutuyorlar.

Savaşlar tankla tüfekle kazanılır, gönüller vicdanla...
#seçim sonuçları
#ak parti
#aydın doğan
8 years ago
Erdoğan’ın karşısına son çare olarak bunu koyacaklar
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?