|
Ey Türk istikbalinin evladı, ayıp oluyor ama!

Geçenlerde Bahadır Boysal'ın Leman'daki sayfasında inanmakta zorluk çektiğim bir haber okudum. O kadar ki, "Bu nasıl mizah anlayışı ya!.." gibilerinden söylenip çocuğun günahını alacaktım nerdeyse.

Halbuki, meselenin mizahla uzaktan yakından ilgisi yoktu; trajedi denilebilir belki. Gerçi mizahla trajedi birbirleriyle irtibatsız da değildir. Hermann Hesse'e göre, "Bunların karşıtlıkları, birinin ötekini amansız davetinden kaynaklanır."

Benim gibi inanmakta zorluk çekenlere yardımcı olsun diye, ilgili web sayfasının fotoğrafıyla belgelenen söz konusu haberde, Google'de, "child porn" taramasının dünyada en çok yapıldığı şehirlerden İzmir birinci, İstanbul ikinci, Ankara ise üçüncü sırada yer alıyordu. Dördüncü olarak Avustralya'dan Melbourne araya girmemiş olsaydı maazallah, yurdumun şehirleri 'çocuk pornosu' sitelerini 'tıklamak' rezilliğinde kimseye sırayı vermeyecekmiş.

Bu haberi nasıl anlayacağız şimdi? İstatistiki tecessüsü galeyana gelmiş üç büyük kentimiz, dünyadaki sapıklığın ulaştığı seviyeyi araştırmaya mı koyulmuş yoksa? Apartman yönetimi konusunda bile karar almakta zorlanan yurdum insanı birdenbire, "Dünyanın rezillikte hangi noktaya ulaştığına bir bakalım" diye karar mı almış? Değilse, nedir yani? Memleketi pedofiller işgal etmiş de haberimiz mi yok?

Sağa açılmak isteyen Deniz Baykal'dan, Deniz Baykal'a açılan Demirel'den, Hülya Avşar'la tenis oynayan Mehmet Ali Şahin'den, 'Latif abi'nin gizli Ankara toplantısından, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden, tespit ettiği 1380 hurafeye savaş açan Diyanet'ten ("Çıplak Uyarıcı"lığa soyunmayın; halkın 'hurafelere' sizden çok ihtiyacı var.), borsadan, dövizden, çetelerden başımızı kaldırıp bu haber üzerinde düşünmek zorundayız.

Akif Emre'nin her satırını çizerek okuduğum "Seküler ahlak mümkün mü?" (1 Haziran 2006, Yeni Şafak) başlıklı nefis yazısını bu vesileyle tekrar okumanın tam vaktidir.

Şiddet bağlamında seküler ahlakı sorguladığı analizinde Akif Emre, sorumluluk ve vicdan sahibi herkesi düşünmeye davet ediyor: "Her toplumda görülen suç türünden farklı olarak, kültürümüzde, toplumsal yapımızda karşılığı olmayan yeni bir durumun habercisi aslında olup bitenler."

"Olup bitenlerin" vahametini göstermek açısından Akif ağabey, geçen hafta medyaya yansıyan 16 yaşındaki bir kızın sevgilisiyle birlikte ailesini hunharca katletmesini örnek vermiş. Ben buna, yukarıda aktarmaya çalıştığım müstekreh çocuk pornosu 'merakını' eklemek istiyorum. 'Münferit' deyip geçilmesin diye de, 18 yaşın altındaki kürtaj vakalarındaki korkunç artışı hatırlatalım.

Canımın içi toplum mühendislerimiz, buyurun işte size 'halimiz'! Toplumu kafanıza göre dizayn etmeye ayarlı pergel ve cetveliniz Akif ağabeyin, "Türkiye'nin yaşadığı modernlik tecrübesi geleneği inkar/imha eden/etmeye çalışan ama hiçbir gelenek üretemeyen, tüm aidiyetleri yıkan ucube bir model olarak..." çerçevelediği manzarayı anlamanıza yarayacak mı acaba?

Necip Fazıl, "Ah cemiyet, cemiyet/yok edilen ruhuyla" demişti yıllar önce. Öyle bir zamana çattık ki, üstadın tarumar edildiğini belirttiği cemiyeti bile mumla arar olduk. Cemiyetin bünyesi paramparça; bir parçası sapıklıkta intihar boyutuna ulaşmış, diğer parçanın ruhu duymuyor.

Hollanda'da pedofillerin, çocuk pornosunun yasal olması için parti kurmaya kalkışacak kadar azıttıklarını biliyoruz. Hadi onlar, "tek dişi kalmış canavar" bir medeniyetin çocukları. Buna rağmen, Batı'da bu sapıklığa karşı oldukça sert önlemler alınmış. Akif Emre'nin demesine bakarsak dinle, modernliğin 'farklı bir formatta' da olsa 'montajını' kurmuşlar.

Peki, ey Türk istikbalinin evladı, sana ne oluyor?! Onlar hiç değilse,'aspirini' icat etmiş. Senin "ruh kökünden" başka neyin var?

18 yıl önce
Ey Türk istikbalinin evladı, ayıp oluyor ama!
Müptezel…
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak