|
Fetullah ne kadar Müslümansa sen de o kadar Atatürkçüsün
Sözcü gazetesi dün, “
Sözcü'yü susturmak istiyorlar
” şeklinde eşek kadar manşetle arz-ı endam etti.


Aslında bu manşetten çok “ciyaklamaya” benziyordu, ama, biz yine de öyle demeyelim.



Haydi soralım…



Neden susturmak istiyorlar gazetenizi?



FETÖ

'nün

15 Temmuz saldırısı

püskürtüldükten sonra yancılığın, yalakalığın, “

yandaşlığın

” dibini buldunuz, işe yaramadı mı?



Hatta…



Erdoğan
ve AK Parti nefretini

her gün köşesine taşıyan birkaç köşe yazarınızı eşzamanlı şekilde “

izninizle

” dedirterek (tatil ayağına) bizzat siz “susturdunuz.”



Sadra şifa olmadı mı?



Matine-suare manşetlerden hakaret ettiğiniz

Erdoğa

n'ı mezkur tarihten itibaren yere göğe sığdıramadınız, sorununuz çözülmedi mi?



Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “

Bayrağımızı indiremeyeceksiniz, vatanımızı parçalayamayacaksınız, devletimizi yıkamayacaksınız, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz, bu halka boyunduruk vuramayacaksınız”

sözlerini, “

Tarihi konuşma

” şeklinde öyle manşete çektiniz ki, “yandaş” diye çemkirdiğiniz medya bile elinize su dökemezdi.



N'oldu, bu da mı “

gol

” olmadı?



İyi de, bunca “

yandaşlığı

” boşuna mı yaptınız la siz? Bir çuval kömür, bir paket makarna da mı kapamadınız?



Herkesi kendiniz gibi bilip,

Erdoğan ve AK Parti

'yi destekleyen herkese yandaş, çıkarcı, yalaka diye yıllar yılı çemkirdiğinize göre bu sorulara ziyadesiyle müstahaksınız.



Haydi, söyleyin bakalım, beklentiniz neydi?



Öyle ya, 15 Temmuz'a kadar

FETÖ

yayın organı gibi (gibisi fazla, zira, FETÖ 17-25 Aralık 2013'ten beri neyi üretmişse afiyetle tüketmişlerdi) çalışıp da, 15 Temmuz sonrası hemen her manşetle FETÖ'ye küfretmenin karşılığında neyi umuyordunuz?



Kripto FETÖ

'cü olduğunuzun unutulmasını mı?



Onca yıl vatan hainlerine (FETÖ'ye) hizmet ettiğinizi haydi unuttuk diyelim; 15 Temmuz FETÖ kalkışmasının gerçekleştiği gün yaptığınızı kim nasıl unutacak?



Hani…



Sayın Erdoğan

'ın kaldığı oteli görüntüleyip, “

Sözcü Erdoğan'ı buldu

” şeklinde

FETÖ

'ye gammazlamıştınız.



Sahi bunu nasıl unutacağız?



Biz unutsak savcı nasıl unutacak? İşte

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı

'nın “radarına” yakalandınız; hukuktan kaçamazsınız.



Kurnazlığınız fayda etmedi.



O riyakar o mürai manşetleriniz ne kadar mahir kripto olduğunuzu tescilledi sadece.



Boşu boşuna kendi kendinizi rezil rüsva ettiniz.



Öyle ki, 15 Temmuz sonrası manşetlerinizden hareketle en küçük oğlum, baba, dedi,

Sözcü'ye kayyum mu atandı?


Bu “değişikliğinizin” nedeni kayyum değil kamuflajdı.



Neye koşulduğunuzu, nasıl kripto FETÖ gazetesi olduğunuzu bildiğiniz için eyyam marifetiyle kamuflaj yapmaya çalışıyordunuz.



Halbuki, gazetenizi kendi yazarlarınızdan

Soner Yalçın

veya

Uğur Dündar

ve hatta,

Yılmaz Özdil

yapsaydı, bu hallere düşmezdiniz.



Tamam,

Erdoğan ve AK Parti nefretiyle malul müşteriye

yine sonuna kadar hitap ederlerdi, fakat en azından bu denli FETÖ muhibbi olmazlardı.



Neydi o halleriniz yahu?!



Fetullah, “

ihsan-ı ekmel, ihlas-ı ekmel..

” dedi, siz de anında “Ekmelettin” diye diye adeta kendinizi paraladınız.



FETÖ, 7 Haziran seçimlerinde “

HDP Melis'e girmeli

” dedi,

Emin Çölaşan

ve

Bekir Coşkun'unuz

başta olmak üzere, HDP'ye oy dilenmeye başladınız.



Şimdi kalkmış, “

Sözcü'yü susturmak istiyorlar

” diyorsunuz.



İyi de kim susturmak istiyor muhteremler?



15 Temmuz'dan beri Erdoğan'ı yere göğe sığdıramıyor, FETÖ'yü yerden yere vuruyor, “Yenikapı ruhu” deyip duruyordunuz.



Bunun için sizi kim neden sustursun?



İşin aslı şudur: “

Yenikapı ruhu

”nu, yani, topyekûn milletin topyekûn vatan savunmasını hedefe koyan “

üst aklın

” yeni “

alçak basınç havasına

” can simidi gibi sarıldınız.



Zaten

Kılıçdaroğlu

'nu da “bu havalar” çark ettirdi. Ve, bu havalar, malum avukatlar örgütünü de

Aydın Doğan

'ı da havaya soktu…



Siz de FETÖ'cülükten yargılanmaktan kurtulamayacağınızı anladınız mahut “havaya” girmeye çalışıyorsunuz.



Çok kurnazsınız lakin bu kadar kurnazlık da bünyeye zarar, haberiniz olsun.



Türkiye'de iki adet

FETÖ muhibbi

gazete var; biri

Sözcü

, diğeri

Cumhuriyet.

İkisi de maşallah birbirinden kurnaz.



Elbette aralarında fark var.



Sözcü

'nün hiç değilse bir

Soner Yalçın

'ı var.

Cumhuriyet'te ise o da yok; gırtlaklarına kadar Kadri Gürsel'lere batmışlar.


Türkiye'den emperyalizme karşı herhangi bir çıkış, herhangi bir söylem yükseldiğinde, müstevlilerden evvel, Cumhuriyet'in Kadri Gürsel'ine dokunuyor.



Müstevlilerden evvel

” dedim ama “

müstevlilerden çok

” desem daha doğru olacaktı.



Zira “

Suruç katliamı

” nedeniyle yabancı ülke liderlerinin Türkiye'ye başsağlığı dileğinde bulunmasından bile rahatsız olmuştu.



Dünkü yazısında da, “

yüzde 50'nin karşısında dünya var

” diyerek bu “sömürge aydını” özelliğine tavan yaptırdı. (“Dünya 5'ten büyüktür” sözü elemana nasıl batmışsa artık.)



Söz konusu yazısında, “

Yenikapı ruhu

”ndan nasıl rahatsız, anlatamam.



CHP

dâhil mezkur ruhun oluşmasına neden olanlar yüzünden

Biden

'ın

Beştepe

'yi ziyaret etmek zorunda kaldığını yazan bu adam kadar bu ülkenin barışından, özgürlüğünden, bağımsızlığından rahatsız olan yoktur.



Bir de “

Bağımsızlık benim karakterimdir

” diyen

Atatürk

'ü ağzına alıyor.



Sen kim Atatürk kim be!


#FETÖ
#Suruç katliamı
#Soner Yalçın
8 years ago
Fetullah ne kadar Müslümansa sen de o kadar Atatürkçüsün
Beş vaktin altıncısı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir