Hayır,
'nin yaptığı, “
” değildi.
O yumruklarıyla adeta yeryüzünün egemenlerini, müstekbirlerini, “çok uluslu ebu Cehillerini” döver; ezilmişlerin, ötekileştirilenlerin, kimsesizlerin adeta sığındığı liman olurdu.
Haliyle o dövdükçe otlar bir başka büyür, kuşlar bir başka uçar, dalgalar kumları bir başka yalardı.
Hele ki bizim kuşak; bir başka sevinirdik.
Çocukluğumuzun 3 bayramı vardı: Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, bir de seher vakti başlayan ve hiç bitmeyen
.
O bizim zalimlere karşı başkaldırımız,
Nan kokusunu içine çektiğimiz fırınların duvarından berber aynalarına kadar her yerde onun posterleri vardı.
O bizim “
,” bayram içre bayramımızdı.
Devran döndü; çocukluğumuz
'nin ambarına gitti ve bayram bitti.
Şükür ki şükür, Muhammed Ali'nin unvanını aldığı o seher vakti maçlarının ardından yaşadığımız coşkuya benzer bir coşkuyu yıllar sonra yine yaşadık.
Ne zaman mı?
çetesinin 48 Nisan'ındaki
katliamına, aynı yılın Temmuz'daki
,
,
ve
katliamına, Ekim 48' deki
ve
katliamına, Ekim 53' de
öncülüğündeki
katliamına, Kasım 56' daki
katliamına, Şubat 70'deki
katliamına, Nisan 70'de (okul bombalamak suretiyle 46 çocuğu katlettikleri)
katliamına,
82'deki
katliamına, Ekim 90'daki
katliamına, 2002' deki
katliamına, ve en son olarak da
isyan edercesine
,
'ta, “
” çekildiği zaman.
Dönemin Başbakanı
,
'e, “
” demişti hani.
Yunan devlet televizyonu “
” o günlerde, “
” şeklinde yorum yapmıştı.
“
” hiç kolay değildi.
kararlarını bile iplemeyen, istediğinde istediği yeri bombalayan, mafyöz usullerle infazlar yapan, hiçbir hukuk tanımayan bir devletin yüzüne karşı “katil” demek yürek isterdi.
Siyonist networkun yıllar geçse de intikamını alacağını bilecek kadar “seviyeli” olanlar da, Erdoğan o sözleri söylediğinde, masaların altına gizlenmişlerdi.
Gerçekten de “
” diye haykırmak kolay değildi.
BBC, “
” yorumunu yapmıştı.
Sadece Türkiye'de değil, mustazafların yaşadığı “
” her yerde, “kahraman” olarak kabul görmüştü.
Hele Filistinlilerin gözünde, artık
mesabesindeydi. Bu da boşuna değildi.
gazetesi 7 Haziran seçimleri ardından, “
” dememiş miydi?
Gelgelelim…
Irkçı Siyonistlerin gözlerine bakan “
” dahil sömürge aydınlarının alayı, “
” çektiği gün Erdoğan'ı “diktatör” ilan etmek isterlerdi. (Daha evvel “Meczup Hasan” demiştim, meczuplukta sevimli bir hal var, düzeltiyorum: “Rahatsız Hasan.” )
Lakin henüz vakti gelmemiş, “
” çocukları henüz
girişmemişti.
Hülasa,
'dan “
” gibi lakırdılarla henüz icazet almamışlardı.
Kaç zamandır harici ve dahili çok yönlü saldırıya geçtiler. “
” ne ki, PKK'ya terör örgütü diyemeyen
'ın
kadar düştüler.
Ama her defasında sandıkta şamarı yiyorlar, taa 94'ten beri.
Erdoğan şöyle dese yeridir: “
”
Bu durumda yeni hedefiniz sandıktır sayın fırıldaklar.
Sevgili Etyen Mahçupyan'ımız, Erdoğan'ın sandık üzerinden Türkiye siyasetini kontrol etmeyi amaçladığını boşuna mı dile getiriyor?!
- NOT 1:Bu akşam (6 Haziran) teravih namazı sonrasıFatih Camii'ndeMuhammed Aliiçin gıyabi cenaze namazı kılınacak. “Şampiyonumuza” son görevimizi yerine getirelim.
- NOT 2:Yıllarını tiyatroya adayan değerli sanat adamımızİsmail Yeşilbağ'ın yönetmenliğini yaptığı “Alparslan” adlı tiyatro oyununu izleyelim, izletelim.
- NOT 3:Birkaç gün evvelYörük Türkmen Sivil Toplum KuruluşlarıileAnadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu'na bağlı dernekler “Milli Birlik ve Kardeşlik” gündemiyle Ankara'da bir araya geldi. Bu tarz etkinliklere ne çok ihtiyacımız var. Toplantıya ev sahipliğiyapan Alternatif Politikalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mahmut Koçak'a ne kadar teşekkür etsek azdır.