TGRT"nin "İsrail terör devleti"nin azgın bir destekçisine satılmasını hiçbir zaman içime sindiremedim.
Rahmetli Enver Ören"i ekonomik sıkıntıların buna icbar ettiğinden emin olsam da isyan ettim.
Unutulacak bir satış değildi bu!
Dualarla, infaklarla, gelinlik genç kızların bilezik paralarıyla kurulan ve birçok dizi filmiyle binlerce kişinin hidayetine vesile olan televizyon kanalı Murdoch"a satılmıştı.
O Murdoch ki, Sabra-Şatilla kasabı Ariel Şaron"la işbirliği içinde İsrail"de yeni Yahudi yerleşim merkezlerinin kurulması için emek veren, yardım eden ırkçının önde gideniydi.
Yani...
Uyguladığı korkunç ambargoyla Gazze"yi adeta toplama kampına dönüştüren, Filistinlileri bebeklerine varıncaya kadar acımasızca katleden "İsrail terör devletinin" azgın ve aşırı destekçisiydi.
Anadolu"da açık ara en çok izlenen TGRT"nin işte bu kafaya satılmasına kahrolmuş, üzüntüden günlerce uyuyamamıştım.
Umutlarımız satılmıştı sanki.
Her daim hayırla, rahmetle, minnetle andığım Enver abi de muhakkak benden bin kat daha fazla üzülmüştü.
Dedim ya, korkunç bir ekonomik kıstırılmışlık içinde naçar kalmıştı.
Çok şükür şu sıralar bir umudum var:
Mücahit Ören ufku, vizyonu ve özellikle de rahmetli babasından, dedesinden devraldığı beşeri sermayeyle nasıl ki Türkiye gazetesinin küllerinden doğmasını sağladı, dönemin TGRT"sinden bile çok daha etkin bir televizyon kanalı kurmayı neden başarmasın!
Manevi iklimin alabildiğine yansıtıldığı dizilerin yer aldığı bir kanal, kim ne derse desin hâlâ ihtiyaç.
TGRT"nin bıraktığı boşluğu kimse dolduramadı çünkü.
Yanılıyor muyum sevgili dostlarım İsmail Güneş, Nazif Tunç, Cem Akyoldaş, Metin Çamurcu, Mehmet Uyar, siz söyleyin?!
Ayrıca, TGRT yetenekli gençlere imkan sunan bir mektep mesabesindeydi. "Kuzey Güney"in yönetmeni Hilal Saral dahil birçok yönetmen ve senarist arkadaşımızın yetişmesine vesile olmuştu.
Ne ki, mahut satışa isyan etmemin temel nedeni, Murdoch"un mensubu olduğu malum networktu.
O vakitler ülkeye yabancı sermaye girsin de ne olursa olun düşüncesiyle "ne var yani bir kanal satılmışsa" diyen "muhafazakarlar" az değildi.
Bunlara laf anlatamayınca, "kritik zamanlarda görürsünüz" diyerek kestirip atardım.
Dediğim gibi de oldu.
Satın aldığı TGRT"nin lisansıyla yayın yapan Murdoch"un FOX"u ilk kritik eşikte gerçek çehresini gösterdi.
Gezi olaylarında ve sonrasında ODA TV veya Halk TV veya Sözcü gibi bam güm değil, "tuğyanı" son derece ustalıkla ve sinsice zerk etti.
Sayın Başbakan"ın demokratikleşme paketi dengelerini bozmuş olacak ki, dünkü haberlerinde o ustalıktan eser yoktu.
Alevileri (yayımladıkları VTR marifetiyle de) açık seçik bir şekilde gayrimüslim statüsünde gösterdiler.
Bunu da sureti haktan görünme gayreti içinde, "demokratikleşme paketinde cemevlerine neden statü verilmedi" diyerek dile getirdiler.
Siz kimsiniz, hangi dini statü hesabına Alevileri gayrimüslim göstermeye çalışıyorsunuz?
Hayır, FOX TV"nin yaptığı asla gaf falan değildir. Gaf olan, vaktiyle Güner Ümit"in yaptığı gibi münasebetsizliklerdir.
Bu olsa olsa korkunç bir planın sehven deşifresinden ibarettir.
Evet, plan...
Mesela, Arnavutluk"ta ne yapıldı sanıyorsunuz?
Yüzde 70"i Müslüman olan Arnavutların kimlik hanelerine İslam yahut Müslüman yerine "Sünni" veya "Bektaşi" yazıldı.
Üstelik...
Bektaşi Lideri Baba Mondi, "Bektaşiliğin İslam"ın dışında olduğu ithamı çok yanlıştır. Biz İslam dininin bir parçasıyız. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim ve Hazreti Peygamber bizleri birleştiren en önemli unsurlardır. Bizim dergâhımızda sürekli hatim indirilmektedir..." dediği halde.
Niye peki?
Çünkü yüzde 25 civarındaki Bektaşileri Müslümanlığın dışında gösterebildikleri takdirde, Müslümanlar azınlığa düşecekti.
Hesap buydu!
Zaten Avrupa Birliği de kiliselerin baskısıyla Bektaşilerin ayrı bir dinin mensubu olduğunu tescil ettirmeye çalışıyor!
Öte yandan matine-suare, "Osmanlı sizi zorla Müslüman yaptı, eski dininize, Hristiyanlığa dönün..." propagandası yapılıyor.
ABD, Kanada, İtalya ve kimi Avrupa devletlerinin yanı sıra Vatikan"ın da desteğiyle yürütülen sistemli misyonerlik faaliyetleri kapsamında açılan özel okullar, üniversiteler, yurtdışında eğitim, iş ve vatandaşlık vaatleri Arnavutluk"ta Hristiyan olmayı ayrıcalıklı hale getirmiş durumda.
Uzun lafın kısası:
Bektaşi liderlerine rağmen Bektaşiliği tanımlama hakkını kendinde gören Hristiyanlar ne yapmaya çalışıyorsa, Alevileri gayrimüslim statüsünde göstermeye çalışanlar da aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar.
İmdi, Kenya"nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyatta"nın o meşhur çığlığını hatırlamanın tam vaktidir: "Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim elimizdeydi. Topraklarımız ise beyazların olmuştu..."
Alevileri Müslümanlığın dışında gösterme gayreti içinde olanlar nihayetinde bizden neyimizi istiyorlar hiç düşündünüz mü?
