|
Sevgili öğretmenim, lütfen gerçekleri de anlatın çocuklara!

Sevgili öğretmenim, size emanet ettiğimiz çocuklarımıza gerçekleri de anlatın ara sıra. Günü geldiğinde, ''şaşkın karayolu balinası'' gibi toslamasınlar hayata.

Okullar açıldığı günden itibaren başlıyor ''sayıklama''. Açılış merasimlerindeki konserve coşku ve mutat nutuklara bakarsanız sanki açılan okul değil, bir hayal perdesi, bir Karagöz oyunu.

Manzaranın umumi tasvirinin yapıldığı lakırdılara bakın hele: “Çocuklarda o görülmeye değer sevinç, eğitim camiasında heyecan…”

Sevgili öğretmenim siz de biliyorsunuz ki, bütün bunlar külliyen yalan!

Okulların açılışı bir ay ertelense veya eğitim yılı biraz kısaltılsa kim sevinmez? Haşarı çocuklarından bıkıp usanan, ''şu okullar açılsa da biraz kafamızı dinlesek'', diyen kimi velilerin dışında sahiden kim sevinmez buna?

John Boorman''ın “Umut ve Zafer” adlı filminin bir sahnesinde, Alman uçaklarının bombardımanıyla yıkılan bir ilkokulda okuyan Bill, sevinç içinde gökyüzüne bakıp haykırmıştı: “Teşekkürler Adolf”.

Böylesi zorunlu bir nedenle okullarının tatil olmasına bizim çocuklarımız sevinmez elbette. Nihayetinde birer ''Çılgın Türk'' yavrusudur onlar. Ama şöyle zuladan bir güzellik yapılsa, ekstradan tatil verilse havalara uçmazlar mı yani? Ya siz sevgili öğretmenim?

Demem o ki, hayatta hiç işlerine yaramayacak yalanlar öğretmeyin çocuklarımıza. Araziye uyum katsayılarının yükselmesine yarayan yalanları öğretin. Daha kullanışlı, esaslı, ''efektif'' yalanlar.

Sadece havuz problemlerini değil, havuzlu lüks bir villa sahibi olmanın yöntemlerini de öğretin çocuklara.

Diyeceksiniz ki, üç kuruş maaşla ev kirasını nasıl ödeyeceğimizi, ay sonunu nasıl çıkaracağımızı kara kara düşünüyoruz; villa sahibi olmanın yöntemini biz nerden bilelim?

Bizim Aydın öğretmen ise, havuz problemlerine hiç kafası basmayan bir sınıf arkadaşımızın, “Hayatta ne işimize yarayacak ki bunlar öğretmenim?” sorusuna, “Havuz problemi çözersen, ileride havuzlu villa sahibi de olursun” cevabını vermişti.

Gelgelelim, havuz problemlerinde hep çuvallayan o arkadaş, birkaç havuzlu bol yıldızlı bir otelin sahibi şimdi.

Bir sırası eksik olan sınıfta herkes oturmuşken, yer bulamadığı için sıraların arasında ayakta kalan öğrenciye bir tokat aş-keden öğretmenden sitayişle söz eder Kalle: “Bu, talihsizliğe uğramamak gerektiğini gösteren çok iyi bir dersti hepimiz için.” (Bertolt Brecht, Flüchtlingsgesprache)

Sevgili öğretmenim, çocuklarımızı, işte buna benzer okkalı derslerle hayata hazırlayın. Öyle ki; Süleyman Nazif''in, “Ey ehli vatan dediler, ayağa kalkın, kalktık / Onlar oturdu, biz ayakta kaldık.” halini hiçbir zaman yaşamasınlar. (Bu fakir gibi hayata tutunamayan bir ''hergele'' olmasınlar.)

Zengin çocuklarıyla, yoksul ailelerin çocukları arasında ayırım yapın ki, şimdiden hayatın kıyıcı ayırımcılığına bağışıklık kazansınlar. Biliyorum, özel kolejlerin açılması bu ayırımı yapmanızı oldukça zorlaştırdı. Yine de elinizden geleni yapmaya çalışın sevgili öğretmenim.

Kanatlarını şimdiden kırın yavrucukların ki, hayata atıldıklarında ham hayal peşinde koşup havalara uçmasınlar. Ne pahasına olursa olsun ayakta kalmayı, bilgiye sahip olmak yerine bilgiyi ve bilgiliyi satın alabilecek kadar güçlü olmayı, sorgulamak yerine yalakalığı, riyayı, hileyi, ''denizden babam bile çıksa yerim'' iştahını hayatın her alanına uygulamayı, başarılı olmak için yeri geldiğinde en yakın arkadaşını gammazlamayı öğretin onlara. Öğrensinler ki, feleğin çemberinde fırıldak çeviren yavşaklarla mücadeleye hazırlıklı olsunlar.

Bir de sevgili öğretmenim, ne olursunuz müfredat dışı da olsa aşktan bahsedin çocuklara. Ama eski zaman aşklarını; Romeo ve Juliet, “Leyla ile Mecnun”, “Kerem ile Aslı”yı anlatmayın sakın. Çaylak ördek gibi dalmasınlar göllere.

(Zaten bizi o aşklar, o filmler mahvetti öğretmenim. Ne camdan bir Filiz Akın baktı, ne yoldan bir Hülya Koçyiğit geçti.)

Can Dündar arkadaşımızın geçen gün öğretmenlere yazdıklarının tam aksini öğretin çocuklara. Güçlü olmayanın bu dünyada her daim ezileceğini bilsinler mesela.

Yeryüzünde iyilerin galip geleceğine inandırıldıkları için, kötüleri iyi gösterenlerin iğvasına kanmasınlar.

18 yıl önce
Sevgili öğretmenim, lütfen gerçekleri de anlatın çocuklara!
Modernitenin sıvı akışkan döneminde dostluklar neden bitiyor?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir