|
Tip ve karakter, Cengiz Çandar, Özdemir İnce

Konu biraz netameli.Hava boşlukları olabilir.Emniyet kemerlerinizi bağlamakta sonsuz fayda var.Söylemedi demeyin.Çünkü edebiyat ve sinema eleştirilerinde karşımıza çıkan ‘tip’ ve ‘karakter’ kavramları çerçevesinde iki güzide aydınımızı,Özdemir İnce ve Cengiz Çandar’ı konuşacağız.

Mevzuya cumburlop dalmadan önce ‘tip ve karakter’ üzerine birkaç laf edelim.

İç ve dış çatışmaların etkileşimini savsaklamayan yani adamakıllı bir iç çatışma yaşayan ‘karakter’ ile toplumsal bir temsil ‘figürü’ olarak karşımıza çıkan ‘tip’ arasındaki karşıtlık,bilhassa Türk sinemasının kadim sorunu olarak epey kafa ütülemiştir.

Bir film için,’karakterler çok zayıf, tip boyutunu aşamamış’ denildiği an,o filmin ‘sanat bağlamında’ dibine kibrit suyu dökülmüş demektir.

Bu durum elbette roman için de geçerlidir.Mesela,Halit Ziya Uşaklıgil’in “Aşk-ı Memnu”sunu Tanzimat romanından ayıran en belirgin özellik,karakter oluşturmaktaki başarısıdır.

Kestirmeden söyleyelim: ’Tip’,’karakterin’ aksine ya hep iyi,ya da hep kötüdür;hiç tereddüt yaşamaz.Sinemamızda merhum Erol Taş’ın canlandırdığı ‘tipler’ gelsin aklınıza.Sanki yeryüzüne kötülük yapmak için gelmiş gibidirler.

“2.Cumhuriyet takımının,İslamcı cemaatinin imzaladığı hiçbir bildiriyi imzalamam.Bildirinin konusu ‘Su sıfır santigrat derecede donar,yüz derecede kaynar’ olsa bile imzalamam…” Değerli aydınımız Özdemir İnce’ye ait bu satırlar neyi işaret eder?Söz konusu ettiği kesimlere ‘uyuz’ olmuş,celadetli,mutaassıp ve aşırı septik bir yazarı mı?Evet ama mevzu o değil.

Sayın aydınımız,2.Cumhuriyetçilerin korkulu rüyası olarak takdim edildiği günden itibaren muarızlarını tespit etmiş ve kılıç sallamaya başlamıştır.Bu konuda çelişki,çatışma,tereddüt yaşamayacak kadar ‘inanlıdır’.Önüne ne çıkarsa kesip biçmektedir.Karşı çıktıklarına aman vermemeyi kafaya takmıştır bir kere.Suyun kaynama derecesi,yerçekimi ivmesi,türban,demokrasi fark etmez.

Önyargılı,peşin hükümlü vs tanımları kifayet etmez;karşımızda,bir ‘tip’ tebarüz etmektedir.

Sakın yanlış anlaşılmasın;Özdemir İnce şiirlerini,çevirilerini okuduğum yaşı da epey ilerlemiş bir insan evladı. “Ben ayrıkotuyum” diyebilecek kadar da sevimli bir şey,bir aydın.Asla saygısızlık yapmayı düşünmem.Kaldı ki,’kötü bir tip’ de demiyorum.’Kötülük-iyilik’ biraz da nerden baktığınıza bağlıdır.(Özkök’e göre mutlaka iyi tiptir.)

Özdemir İnce Lübnan direnişini, “İsrail’i yeryüzünden kazımak için yapılan ırkçı ve dinci savaş” olarak değerlendiren ilginç bir ‘tip’.İnancı dolayısıyla kalemine doladığı Hakan Şükür’ü “kamusal kişilik” ilan edip,Anayasa’nın 24.maddesinin son paragrafına vurgu yaparak takımdan atılmasını talep eden değişik bir ‘tip’ yani.

Denilebilir ki,bir yazar ‘acabalarını’, ‘çelişkisini,’çatışmasını’ makalelerinde yansıtmak zorunda değildir.Zaten bu başka bir yazın ‘türünün’ konusudur.Ancak yüzlerce yazısını okuduğumuz bir yazar da ‘karakterden’ çok bir ‘tipi’ çağrıştırıyorsa bizim suçumuz ne?

“Türkiye’nin aydınları İslam dünyasına ve İslam dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Anadolu’ya yönelik Batı’nın büyük Haçlı-Siyonist komplosuna karşı hasmın yapısını,düşüncesini,yöntemlerini ve en önemlisi tarih tezini bilmek zorundadır.”

Cengiz Çandar,1983’te,Roger Garaudy’nin “Siyonizm Dosyası” adlı kitabının önsözünde bunları yazmış!

Bakalım şimdi ne diyor Çandar: “Amerika ve yandaşlarının kaybetmesi halinde Ortadoğu’da İslamcı otokratik rejimlerin kurulabileceği,Taliban türevlerinin Ortadoğu’ya intikal edeceği bir manzara doğabilir(…)Ortadoğu’da İran,Suriye nüfuzu arttığı ölçüde Türkiye’nin durumu zayıflar.”

Çandar’ı kesinlikle incitmek istemem.Zaten Özdemir İnce ile aynı yazıda ‘değerlendirilmesi’ sanırım yeterince incitici olmuştur.

Bir kere şunu hemen belirtelim.İran ve Suriye nüfuzu kaybolursa o zaman da Türkiye’ye ihtiyaç kalmaz.Soğuk savaş biter bitmez aynı ‘tip’ aydınlar,”eyvah bize ihtiyaç kalmadı,işsiz kaldık” diye ağlaşmıyorlar mıydı?

Çandar’ın değişimini ‘tahlil’ etmeye hiç kimsenin güçü yetmez.Dostoyevski gelse aklı durur.Resnais,Kubrick olsa kafayı yer.

Keskin kopuşların adamı Çengiz Çandar.Ama hiçbir kopuşu ‘trajik’ değil.’Epik’ bir serüven sadece.Çünkü ‘hikayesi’ yok!

Nasıl ‘durak’ değiştirdiği konusunda malumat sahibi değiliz.Bütün bildiklerimiz,kendi söyledikleri.O da,’siz bilmezsiniz,ben bilirimden’ ibaret şeyler.Dolayısıyla (bize yansıyan yanıyla) bir karakterden çok güçlü bir ‘tip’ten söz edebiliriz ancak.

18 yıl önce
Tip ve karakter, Cengiz Çandar, Özdemir İnce
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset