|
154 gün süren çile

Tam 20 yıl hiç ara vermeden Beşiktaş''ta futbolcu, teknik adam ve idari menajerlik görevlerini yapmış biri olarak kendimi, Tayfur Havutçu, Serdal Adalı ve Ahmet Ateş''in yerine koyarak düşünüyorum. 5 ay içeride kalmak! Dile kolay tam 154 gün süren çile. O içerisi dediğimiz nasıl bir yer acaba? Görmedim, ziyaret için bile gitmedim, gidemedim.

Özgürlüklerin elinden alınıyor. Artık sen o içerinin(!) kurallarına uymak zorundasın. Metrekareler sınırlı, adımların hesaplı... Ve hep “Ne yaptım da buradayım?” sorusu. En acı en yıpratıcı olanı da bu herhalde.

Zor çok zor, facia bir durum.

Sezon başı hazırlığı için, takım ile beraber yurt dışında iken birden bire taş duvarların arasına sıkışıp kalmak. Görmediğin, bilmediğin bir yerde kapkaranlık günler geçirmek. Üstelik masum olduğuna yüzde yüz inanarak. İçinizde kopan fırtınaları düşünebiliyor musunuz? “Ne işim var burada!” isyanı. Haksızlığa öfke.

Ailenden, sevdiklerinden uzak kalmanın ızdırabı, özlemi. Görevinin elinden alınmasının üzüntüsü. Tüm bunlar işkence değildir de nedir?

Şimdi bu üçlü dışarıda... Çok merak ediyorum, acaba nasıl bir duygu yoğunluğu içerisindedirler? Sevinç elbette vardır. Ancak hayatlarından kopup giden o koskocaman 5 ay muhakkak ki hepsini çıldırtıyordur. Kahırla geçen o upuzun geceleri, gündüzleri unutmak mümkün mü? Allah kimseye yaşatmasın, kimseye göstermesin, kimseyi düşürmesin.

Genç Türkler

Fatih Terim, Trabzonspor maçından sonra “Sezon başında Reyes transferi gerçekleşseydi doğruydu. Reyes ve Forlan gelmedikleri için başka oyuncuları aldık. Şimdi başarıya aç, genç Türk arkadaşlarımızı tercih ediyoruz.” dedi.

Terim doğru düşünüyor. 6 ay önce Galatasaray''a burun kıvıranın şimdi gelirse takımını tam anlamıyla benimsemeyeceği kuşkusunu taşıyor. Ayrıca “Reyes''in yeri doldu” diyerek noktayı koyuyor.

“Başarıya aç, genç Türkler” sözünü çok tuttum. Ancak bu cümledeki “Genç Türk” ayrımına takıldım. Ne yani başarıya aç, tam profesyonel olgun yaştaki Türkler ve yabancılar olmaz mı? Yaşı ilerlemiş, problemli, kaprisli, ünlü yabancılara ben de karşıyım. Ancak miadı henüz dolmamış, tam profesyonel ünlülere “hayır” diyebilir miyiz? Elbette böylelerini bulmak hiç kolay değil. Her şeye karşın bulan da buluyor.

İşte Galatasaray''ın Melo''su, Eboue''si ve Elmander''i Üçü de yürekten oynuyor, kaçak güreşmiyor, formalarına dört elle sarılıyor ve sorumluluk alıyorlar. Terim kendi yapısındaki oyuncuları transfer etmiş. Zaten O''nun defterinde başka tipleme yoktur. Gamsızları, vurdumduymazları, sorumsuzları, risk almayanları hiç sevmez. Terim futbolcusunda coşku ister, yürek ister.

Arda''nın son andaki transferi ile zorluk yaşayan ve Riera''ya sarılan Terim, şu anda bu oyuncudan beklediği verimi alamıyor. Ancak inanıyorum ki, Terim ve Riera çok yakında ortak bir noktada buluşacaktır.

Semih ve Emre Çolak... İşte size başarıya aç ve genç 2 delikanlı. Terim sözlerinin arkasında durur. Başarıya aç gençlerin kazanılması hepimizi çok mutlu ediyor. Hele hele bunlara miadını doldurmamış, heyecanını yitirmemiş, tam profesyonel yabancı veya Türk ünlüler de eklenince keyfimiz dört dörtlük oluyor.

Gidene değil gelene bak

Trabzonspor- Beşiktaş maçında Egemen durmadan ıslıklandı, protesto edildi. Galatasaray maçında da Selçuk bu ıslıklardan ve protestodan nasibini aldı. Ne oluyor, ne yapılmak isteniyor? Futbolcu köle mi, pranga mahkumu mu? Sürekli aynı takımda oynamak zorunda mı? Başka bir takıma gittiğinde “vatan haini” damgası mı yiyecek?

Yakışıyor mu Trabzonlulara? Yönetim tutamamış bunları. Ya parada anlaşamadılar ya da oyuncular gitmek istediler. Bundan doğal ne olabilir? Trabzonspor''dan bu güne kadar pek çok futbolcu Beşiktaş''a, Galatasaray''a, Fenerbahçe''ye gitti. Hadi o zaman hepsini aforoz edin.

Vay nasıl giderlermiş... Giderler arkadaş giderler. Oyuncular sizin ömür boyu tapulu malınız mı? “Ayıp ettiler! İhanet ettiler!” gibi laflar palavradan öte değer taşımaz. Profesyonellik var beyler profesyonellik.

Trabzonspor''umuzun bu sezon ligimizde beklenen başarıyı gösterememesinin nedeni, gidenler değil gelenler. Gidenler her zaman elbette olacak. Ancak gelenler gidenleri aratmayacak. Sıkıntı işte bu. Gidenlerin yeri doldurulamadı. Egemen''in yerine kimse alınmadı. Savunmanın göbeği güven vermiyor. Adrian, Henrigue ve Halil''in performansları çok düşük. Zokora bu işi iyi biliyor. Fakat oyun içinde devamlılığı yok. Marek Cech idare ediyor.

Tüm bunların ötesinde de Şenol Güneş sadece Burak ile gol peşinde. Artık her takım Burak''ı durdurmayı öğrendi. Halil sol çizgide inanılmaz etkisiz. Peki Şenol hoca, Galatasaray''daki Baroş- Elmander ikilisi gibi Burak-Halil ikilisini çift santrfor olarak kullanmayı neden düşünmez?

Trabzonspor''da işler iyi gitmiyor. Gidenleri ıslıklayarak hiçbir şey düzelmez. Devre arası transferinde özellikle bir santrfor, bir stoper ve bir kanat hücumcu şart. Yoksa zor hemşerim zor.

Herkese var da Bobo''ya yok mu?

Bobo dolaşıp duruyor İstanbul sokaklarında. Beşiktaş''ın, BŞB maçında da tribündeki yerini aldı. Boy gösterdi, öpücükler gönderdi, demeçler verdi, herkese göz kırptı. “ Ben buradayım. Yok mu beni isteyen?” diye bas bas bağırmadı ama herkes Bobo''nun niyetini anladı. Bayram değil seyran değil Bobo neden Istanbul''a geldi?

Dünya böyle işte, yediğin ekmeğin kıymetini bilecek, bulutların üstünde dolaşmayacaksın. Bobo Beşiktaş''a hava attı, name yaptı, Beşiktaş yemedi işi bitirdi.

Ülkemizdeki 6-7 oyuncuyu kenara alırsak, diğerlerinin yıllık ücreti, 1milyon euroyu geçmemeli. Kulüplerimiz bol kepçe dağıtıyorlar. Beşiktaş''ın da eli maşallah öylesine açık ki! Querasma''nın, Almeida''nın, Simao''nun piyasaları var. Onlara yüksek ücret ödemek zorundasın. Ancak bu, 3-3.5 milyon euro sınırına gelmemeli. Diğer oyunculara da kesinlikle ve kesinlikle yıllık 1milyon euronun üstünde ödeme yapılmamalı. Bunun dışında verilen her kuruş büyük çok büyük iş bilmezlik olur.

Bobo havada uçuşan paraları görünce, “ herkese var da bana yok mu?” dedi. Paraya, Bobo''nun sakatlıkları, memleketinden geç dönmeleri ve eski performansından uzaklaşması da eklenince kapılar yüzüne kapandı.

Beşiktaş''ta borç gittikçe büyüyor. Artık ciddi çok ciddi düşünmek gerekiyor. Bu kervan bu şekilde yürümez. Bazı futbolculara ödenen ücretler korkunç. Gereken önlemler en kısa zamanda alınmazsa sonuç hüsran olur.

il y a 12 ans
154 gün süren çile
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’