|
Kocaman gidecek dertler bitecek!
''Benim bildiğim Aziz Yıldırım kuru gürültüye pabuç bırakmaz. Kocaman"ı, kurda, kuşa yem etmez. Etmemeli, olmamalı. 3-5 maç kötü gitti diye teknik direktör gönderilmemeli. Dünya nerede biz neredeyiz! Bu mantaliteyle bizden ne köy olur ne kasaba''

Sıra geldi kafa koparmaya... Kelle avcıları sıraya girdi. Kocaman bir kurban istiyorlar. Onları sadece bu teselli edecek. Evet bu sezon işler iyi gitmiyor. Sonuçlar da kötü, sergilenen futbol da. Şampiyonlar Ligi"nden elenmeleri, Marsilya karşısındaki büyük hayal kırıklığı ve ligdeki durum oldukça sevimsiz. Bütün bunları kabul ediyoruz. Ancak hemen ipi çekmek mi gerekir?

Şöyle bir geriye dönüp, son iki yıla bakmak neden akıllara gelmez? Hele hele 3 Temmuz sürecinin stresi, kaosu, koşulların inanılmaz zorluğu neden hiç değerlendirmeye alınmaz?

''Kocaman gidecek dertler bitecek" diyorlar. İnfaz memurları ağızlarını şapırdatarak idam sehpasının kurulmasını bekliyorlar. Onlar çoktan kararlarını vermişler. Benim bildiğim Aziz Yıldırım kuru gürültüye pabuç bırakmaz. Kocaman"ı, kurda, kuşa yem etmez. Etmemeli, olmamalı. Teknik direktörler takım 3-5 maç kötü gitti diye kovulmamalı.

EN ÖNEMLİ UNSUR BİRLİKTELİK

Trabzonspor gibi güçlü bir rakiple berabere kalındığı için koparılan şu gürültüye bakın siz. Her maçta rakibini ezip geçecek, her maçta 3 puanı heybeye atacak ve hep zirvede olacaksın! İşte bu kadar basit! Ne kolay değil mi? Yaparsan tamam, yapamazsan yallah kapı dışarı!

Dünya nerede biz neredeyiz! Bu mantaliteyle bizden ne köy olur, ne de kasaba. En ufak bir kötü gidişte hemen baştakileri atacaksın. Sadist bir ruh hali. Kellelerin koparılması çok hoşumuza gidiyor. Muazzam keyifleniyoruz. Peki, durmadan at değiştirerek istikrarı nasıl yakalayacağız?

Başarıda en önemli unsur, birlikteliktir. Bu bağı önce Alex gevşetti. Takımın dengesini bozdu. Teknik direktörünü kendi egosu uğruna tribünlerin önüne attı. Kocaman''ın otoritesini, güvenirliliğini sarstı. Hocasını tartışılır pozisyona soktu. Medya ve taraftar açılan bu yolda yürüdü.

Sonuç ortada. Kocaman, Alex, Fenerbahçe camiası ve medya birbirine girmiş durumda. Yoksa istenilen bu muydu? Konulan hedefe ulaşıldı mı?

Olmuyor Karaman

Hikmet Karaman bir bakıyoruz televizyonlarda derin futbol dersleri veriyor. Yorumlar yapıyor. Her şeyi herkesten iyi biliyor. Bir bakıyoruz sahanın içinde, teknik direktör elbisesi ile karşımızda. Hopluyor, zıplıyor, bağırıp çağırıyor. Maşallah(!) hep vitrinde. İyi güzel de, iki işi bir arada yapmak ne oluyor? Hocamız, Beşiktaş ile oynadıkları maçtan sonra kalktı Beşiktaş''ı da yorumladı. Neymiş, Beşiktaş''tan 3-4 oyuncuyu çıkardın mı Beşiktaş''ın, kendi takımı Gaziantep''ten hiçbir farkı kalmazmış. Vasat bir oyuncu olan Almeida''nın bir gol atıp, bir asist yapması şaşırtıcıymış. Allah razı olsun Hikmet Karamandan! Hocamız alimlerden daha alim! Kendi takımını çalıştırdığı gibi diğer takımlara da akıl dağıtıyor! Hayret gerçekten hayret. Bu ne cüret. Ayıp oluyor, yakışıksız kaçıyor. Herkes haddini bilecek, sınırlarını çizecek, ayakları yere basacak. Karaman, kanat takmış, uçmuş. Aman hocam dikkat et fazla havalanırsan, burnunun üzerine yere çakılırsın. Kendi işine bak, başkalarına maydanoz olma.

Yorma bizi hocam

Şenol Güneş çok laf ediyor, ne dediği bir türlü tam olarak anlaşılamıyor. Fenerbahçe maçı sonrasında konuştu da konuştu. "Yönetenler adaletsiz olursa, yönetilenler birbirine girer" dedi. Devam etti, "Ölüyü gömer, katili cezalandırırsınız. Kupayı istemeyi doğru bulmuyorum. İstesek ne olacak, istemesek ne olacak." Son olarak da, " Fenerbahçe şampiyonsa niye şampiyonlar ligine gitmedi, biz şampiyon değilsek niye gittik?" değerlendirmesini yaptı Trabzon ayakta. Bordo mavililer ''Kupamızı verin'' diye bas bas bağırıyor. Kulübün internet sitesinden bu doğrultuda açıklamalar yapılıyor, Güneş kelimeleri ağzında yuvarlıyor. Sevgili hocam ne olur net konuş, bizi yorma.

Aysal''dan ciddi adımlar

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Kanal Türk''teki röportajında kulüp yönetimleri ile ilgili çok güzel mesajlar verdi.

İşte hoşuma giden sözleri:

"Konuşan, tartışan yöneticiler istiyorum. Ne yazık ki çoğu kulüpte durum böyle değil. Liderler seçtikleri yardımcıları ve yöneticileriyle büyürler. Seçim yaparken çok dikkatli olmak gerekir."

Başkanın, profesyonel ve uzman kişilerle kulübün, bir şirket gibi yönetilmesini istediğini de biliyoruz. Aysal dünya görüşü olan biri. Vizyonu çok geniş. Kulübünü çağdaş çizgiye taşımak istiyor. Futbolda ileri ülkelerin kulüplerine bakıyor, Galatasaray''ı o düzenin, o kuralların, o çerçevenin içersine doğru yönlendiriyor.

Başkanın, gülüşmelere, tepkilere neden olan sürçü lisanlarını biliyoruz. O ilk aylar, Başkanın acemilik dönemleriydi. Bazı gaflar yaptı. Olabilir. Başkan şimdi daha çok geri planda. Fazla gözükmek istemiyor. Ancak reform niteliğinde hamleler için her türlü girişimde bulunuyor.

KUKLA YÖNETİCİLER!

Aysal''ın, "Çoğu yönetimlerde tartışma, konuşma yok" laflarına itiraz edecek herhalde fazla kulüp yoktur. Bundan önceki dönemlerde Galatasaray''da da yöneticiler kuklaydı. Şu anda Fenerbahçe aynen böyle. Aziz Yıldırım tek tabanca. Beşiktaş''ta Orman, "Tartışan, paylaşan bir yönetim olacağız. Profesyonel kadrolar oluşturacağız" demişti. Daha çok yeniler. Bunu ne kadar gerçekleştirdiklerini tam olarak bilemiyorum. Ancak daha önceki dönemlerde hep Başkanlar tek söz sahibiydi.

Aysal, yönetim anlayışı ve kurumsallaşma yönünde son derece ciddi adımlar atıyor. Bu proje sonlandırıldığında Galatasaray artık kişilere bağımlılıktan tamamen kurtulmuş olacak. Diğer kulüplerdeki başkanlar yoksa tek adamlıkları bitmesin diye mi alaturkalığa devam ediyorlar.

12 yıl önce
Kocaman gidecek dertler bitecek!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’