Aykut Kocaman''ı “vay neden Alex''i oyundan çıkarıyorsun?” diye suçlayanların sayısı oldukça fazla. Ve de bir ilginç eleştiri daha var, Alex oyundan çıktıktan sonra Fenerbahçe gol yiyormuş. Ne yani yenilen golün de nedeni Alex''in çıkması mı? Futbolda her zaman her şeyin olabileceğini neden görmezden geliriz?

Kocamanı pek çok yönüyle isteyen istediği gibi eleştirebilir. Ancak Alex konusundaki eleştirilere kusura bakmayın katılamayacağım. Alex benim de çok beğendiğim bir oyuncuydu, ancak şimdi duraklama döneminde. Donuk, yorgun bir adam.

Nasıl Nihat ile Beşiktaş 10 kişi oynuyorsa, Fenerbahçe de Alex ile 10 kişi oynuyor. Haydi soruyorum; Alex derbide ne yaptı? Eli takımına ne kadar değdi? İleriye dönük kaç depar, kaç pas attı? Yok yok yok…

Bir teknik direktör böyle bir oyuncuya ne kadar tahammül eder? Nihat ve Alex ucu belirsiz bir yolculuğa yelken açmış gidiyorlar. Sakatlık nedeni ile 2 oyuncusu oyundan çıkmasaydı Schuster de kesinlikle Nihat''ı kenara alırdı. Bobo''yu oyuna sokarken Aurelio''yu çıkarması, ne olursa olsun Nihat ile bir fazla forvet oynamak istemesinin sonucuydu. Schuster, hem Ekrem-Üzülmez hem de Bobo-Aurelio değişikliklerinde doğru hamlelerde bulundu.

Kocaman bir de takımını fizik olarak iyi hazırlamadığı iddiasıyla yargılanıyor. İkinci yarıda Fenerbahçe durmuş Beşiktaş koşmuş. Bunun fizik güç ile hiç ilgisi yok. Tamamen psikolojik bir durum. Beşiktaş yenilgiden kurtulmak için yüklendi, Fenerbahçe de golü koruyayım diye pasif direnişe geçti.

Peki pasif direnişe geçmek doğru muydu? İşte o yanlıştı. Strateji, ikinci golü atıp noktayı koymak olmalıydı. Gerçi Fenerbahçe bunu gerçekleştirecek pozisyonları da buldu ama bonkörce harcadı.

Ne yani Aykut hoca mı sahaya girip o son vuruşları yapacaktı?

Derbiden çıkan ilginç istatistikler var. Bir kaçını sıralayayım:

Topla buluşma:

Topa sahip olma süresi:

Etkili aksiyon:

Hücum pası:

Rakamlar Guti''nin liderliğini göstermeye sanırım fazlasıyla yetiyor. Beşiktaş bir ''maestro''nun yokluğunu yıllardır yaşıyordu. Bu problem artık ortadan kalktı.

Topla 91 kez buluşmak, Guti''nin maçın akışını değiştirmek için gösterdiği çabayı, ısrarla topu arayışını, takım arkadaşlarının da Guti''ye olan güvenini gösteriyor. Bu güven olmasa topu durmadan Guti''ye verirler mi?

Top Guti''nin ayağında nefesleniyor, rahatlıyor ve gideceği adresi çok az şaşırıyor. Buca ve Ankaragücü maçlarında Bobo''ya yaptığı 2 asist, Fenerbahçe maçında yine Bobo''ya verdiği penaltıya neden olan pas, üzerlerine kopya kağıdı konmuşcasına birebir benzer pozisyonlar.

Guti''nin ayrıca golle sonuçlanmayan daha nice böyle pası zihinlerimizde.

Adam ince işler uzmanı. Her tarafta gözü var. Takımının hücum aksiyonlarında orkestra şefi. Kafasını kaldırıyor, bakıyor ve arkadaşının ağzının içine topu atıyor. İşte o nedenle kendisine "profesör" diyorum. Gerçekten büyük üstad. Getirenlere bir kez daha teşekkürler.

Rijkaard, Galatasaray''ın Buca maçından önce Ayhan''a "45 dakikada bir tane de olsa şut at" demiş. Buca maçının tek golü o tek şutu atan Ayhan''dan. Saha içindeki Rijkaard-Ayhan kucaklaşması da o yüzden.

Demek ki Rijkaard bizim ön libero olarak diye değerlendirdiğimiz oyuncularından şut atmalarını, pozisyona girmelerini, gol atmalarını istiyor. Çağdaş futbol zaten bunu gerektiriyor. Rijkaard''ın değişik bir düşüncede olduğunu hangimiz söyleyebiliriz. Ancak teknik direktörün futbolcusuna "Git pozisyona gir. Şut at, gol at" demesiyle iş bitmiyor. Acaba oyuncu o yeteneğe sahip mi? Acaba Ayhan bundan sonraki maçlarda kaç şut, kaç gol atabilecek? Problem işte burada yatıyor.

Ayhan ve Mustafa Sarp son derece profesyonel futbolcular. Sahada tüm güçleri ile mücadele ediyor, boğuşuyorlar. Defansif görevlerinde inanılmaz öz verililer. Fakat bunlardan gol ile ilgili öyle muazzam katkılar bekleyemezsiniz. Yapamazlar, beceremezler. Araya bir gol sıkıştırsalar bile devamını getiremezler. O zaman yapılacak olan bu ikiliden birini kenarda oturtmak, yerine de gol işini daha iyi yapacak birini oynatmak olmalıdır. Elbette daha fazla pozisyon, daha fazla gol isteniyorsa.

Galatasaray''da ofansif etkinliği üst düzeyde olan Baros, Kewell, Arda, Elano, Misimoviç, Pino, Mehmet Batdal gibi oyuncular var. Bunları ilk 11''in içinde fazla sayıda kullanmak acaba daha akıllıca olmaz mı?