|
Kupa yanıltmasın...

Maçtan önce şehirde ve stada giden tüm yollarda renk cümbüşü vardı. Cim bom ve Kartal el ele mükemmel görüntüler veriyorlardı. Stat bir şölen yeriydi. G.Saray ve Beşiktaş taraftarları arasında ne bir mania ne de tek bir polis vardı. Pek çok yerde Beşiktaşlı ve G:saraylı iç içeydi. Bayraklar birbirine karışıyordu. Frankfurt'ta Türk bayramı vardı. Tablo muhteşemdi. Neden Türkiyemiz'de bunu gerçekleştiremiyoruz.

Neyse maça dönelim. Sahanın içindekiler tribündekileri mutlu etmek için kaliteyi fazla yükseltmemelerine karşın son derece iyi niyetliydiler. İki takımın da golü düşünmesi en azından tempoyu yükseltti. Beşiktaş'ta bana göre başrol oyuncusu Fahri'ydi. Nobre'nin golünde en büyük pay onundu. Hiç yoktan pozisyon yarattı. Ayrıca her topu olumlu kullandı. Tigana 72'de neden Fahri'yi kenara aldı anlayamadım. Runje'yi bu kez farklı gördüm. Özellikle 28. dakikada İliç ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda kalesini çok iyi kapattı. Maçı sıfır hatayla tamamladı.

Delgado kendine gelmeye başladı. Zaman zaman nefis hareketler yaptı. 6. ve 16. dakikalarda dikine çalımlarla G.Saray defansını salladı ama yıkamadı. İkinci yarıda da ince işlere imza attı. Bizim Delgado'dan beklentimiz bu girişimlerinin sayısını artırması ve de sonunu getirmesi. Yani gol pası veya şut ile tamamlaması. Baştan beri söylüyorum Nobre doğru transfer. O ne boğuşma öyle rakip defansı yoruyor, yıpratıyor, hava toplarında da çok başarılı. Song'a hayat hakkı tanımadı.

G.Saray bekleneni veremedi. Ancak bu tür maçlar hiçbir zaman kesin ölçü değildir. Ne G.Saray fazla üzülmeli, ne de Beşiktaş havalara girmeli. İki takımın da artıları, eksileri var. Süper Kupa'yı kazanan Beşiktaş'ı elbette gönülden alkışlıyoruz. Ancak her şeyin güllük gülistanlık olmadığını bilmeleri şart. Kısacası Ze Roberto bir an önce alınmalı, sol kanat onarılmalı.
18 yıl önce
Kupa yanıltmasın...
Ölümün dört rengi (I)
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…