Günlerdir hatta haftalardır sürüp giden bir macera…Birinci İtalya çıkarması, ikinci, üçüncü, dördüncü İtalya çıkarması… “Geldi geliyor, bitti bitiyor” çığlıkları…Quresma rüzgarı Beşiktaşlıyı kasıp kavuruyor. Sonuç şu anda sıfıra sıfır elde var sıfır.

Quaresma''nın yetenekli ayaklara sahip olduğunu biliyoruz. Artistik yönü de müthiş. Çabuk, kıvrak, beli 180 derece dönüyor. Peki acaba, Beşiktaşa''a da mı kıvırıyor? Seri dönüşlerle müşteri mi kızıştırıyor? Piyasa mı yükseltiyor?

Beşiktaş taraftarı tribünleri ateşleyecek bir şöhretin özlemi içinde.

Aç adam daima tercihimdir. Quaresma İtalya''da futbol açlığını yaşadı. Beşiktaş''a gelirse acaba bu açlığını gidermek, eski günlerine dönmek için performansını üst düzeye çıkarmak isteyecek ve Beşiktaş''ı sahiplenecek mi? Yoksa Kartal''ı, para bankası olarak görüp, “Futbola adam sen de” mi diyecek? Ve de acaba, İnter''deki 2 yıllık kulübe mahkumiyeti futbolunu ne kadar etkiledi?

Tüm bunların ötesinde yirmi milyon euro civarında bir maliyet. Hem de kulüp yüklü bir borç altındayken. Futbolcu paraları zorlanarak ödeniyor. Futbolculardan indirimler isteniyor. Diğer tarafta astronomik bir rakam tek bir oyuncunun ayaklarının altına seriliyor. “Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” sözü aman unutulmasın.

“Quaresma ne getirir ne götürür?” sorusu kafamı allak bullak ediyor. Artılara ve eksilere bakıyorum işin içinden çıkamıyorum. Quaresma gelir uyum sağlar, beklentilere karşılık verir, kısacası aşı tutarsa, Beşiktaş büyük güç kazanır. Kartal için hayat toz pembe devam eder. Tersi olursa, yönetim pek çok yönden büyük sıkıntı yaşar. Sezon zor biter.