|
Schuster işini bilir

Geçen sezon Galatasaray UEFA eleme maçları için sezonu erken açmış, erken form tutmuş ve daha sonra bir düşüş yaşamıştı. Pek çok kimse bu düşüşü sezonu erken açışa bağlamıştı. Şimdi yine aynı türkü söyleniyor ve bu kimseler Beşiktaş''ı da aynı tehlikenin beklediğini belirtiyorlar.

Bu değerlendirmeler nasıl yapılıyor, neye dayanarak yapılıyor aklım almıyor. Yok böyle şey, hiç yok. Beşiktaş''ı da böyle bir tehlikenin beklemesi söz konusu değil.

Sezon erken açıldığında her teknik direktör antrenman programını, yüklemelerini ona göre yapar ve her şey yine tıkır tıkır işler. Schuster bu işlerin kurdu, işini bilir. Kondisyonerleriyle birlikte en mükemmeli gerçekleştirir. Ve hiçbir problem yaşanmaz.

Schuster''in görev yaptığı takımlardaki uygulamalarını biliyoruz. Zaten kendisi de; topa daha çok sahip olan, oyunu daha çok rakip yarı alana yıkan taraftarın ve de futbolcuların keyif alacağı bir takım yaratmaya çalışacağını özellikle belirtti. En çok da "Büyük camialar her zaman kazanmak için oynarlar" sözü hoşuma gitti.

Kazanmak için oynayan takımın öncelikli hedefi elbette goldür. Hepimiz biliyoruz ki Beşiktaş geçtiğimiz sezon bu yönde büyük sıkıntılar yaşadı. Son derece kısır bir dönem geçirdi.

Geçen sezonki maç kasetlerini izleyen Schuster de bunu belirtti. Demek ki bu yönde önlemleri olacak. Her şeyden önce Schuster''in daha ofansif on birlerle takımını oynatacağını bu ilk demeçlerinden anlayabiliriz. Böyle de olması şart.

Mustafa Denizli nedense, defansif yönden fazla tutucuydu. Gol yememek ilk hedefiydi. Böyle de oldu. Beşiktaş ligin en az gol yiyen ekibi unvanını aldı. Fakat bu unvan attığı gol sayısının azlığı nedeniyle kendisini dördüncü sıradan yukarıya taşıyamadı. En önemlisi de Beşiktaş sergilediği futbolla taraftarına keyif veremedi.

Quaresma Beşiktaş''ın gol gücünü muhakkak ki artıracaktır. Ancak bir nokta santrforun daha alınması şart. Beşiktaş''ta şu anda Bobo ve Nobre dışında bu görevi üstlenecek biri yok. Kaliteli bir santrfor ve defansın sağına Gökhan Gönül tipinde bir oyuncu, Schuster''in işini çok kolaylaştırır.

Nouma at üstünde!

Kuşadası''nda Beşiktaş gecesi yapıldı. Yaz aylarını Kuşadası''nda geçiren biri olarak ben de oradaydım. "Şampiyonluk yok, kupa yok, bu ne balosu?" demeyin. Kuşadalı Beşiktaşlılar Derneği bunu geleneksel hale getirmiş. Her yıl birlikte oluyorlar ve bundan sonra da olacaklar. Çok da iyi yapmışlar. Gecenin renkli siması tartışmasız Nouma''ydı. Atın üstünde salına salına geldi. Evet evet, ne atı demeyin. Resmen atın üstünde yemeğe geldi. Sonra indi, herkesle kucaklaştı. Bol bol fotoğraf çektirdi, imza dağıttı. Yapmadığı şirinlik kalmadı. Beşiktaşlı taraftar Nouma''yı çok ama çok seviyor.

Şimdi Nouma''ya bir rakip çıktı. "Quaresma Quaresma" sloganları da o gece Kuşadası semalarını çınlattı. Quaresma yazan çakma formalar çoktan bulunmuş ve sırta geçirilmiş bile. Beşiktaşlı Quaresma''ya bir kurtarıcı olarak bakıyor. Kuşadalılar bu transferden inanılmaz mutlular. Quaresma için ödenen astronomik rakam umurlarında bile değil. Şimdi hedeflerinde Robinho var. Hatta bunu öyle iddialı biçimde söylüyorlar ki Başkan''dan bu konuda söz aldıklarını bile belirtiyorlar. Vay be kulakları amma da delik.

Taraftar elbette isteyecek de, bu işler öyle kolay mı? Gerçi Beşiktaş alışık para harcamaya. Bonkörlükte üstüne yok. İster misiniz Robinho da çatkapı gelsin. İşte o zaman seyreyleyin siz cümbüşü. Eh Beşiktaşlı haklı, uzun süredir hasret yıldız oyuncuya.

Green de sattı mı!

Dünya Kupası özetlerinde İngiltere kalecisi Green''in Amerika''dan yediği gol zaman zaman gösteriliyor. Düşünüyorum da bizim milli takımımızın kalecisi, örneğin Volkan, böyle bir gol yeseydi herhalde idam edilirdi. "Yaktı, yıktı, mahvetti, vatan haini!" çığlıkları ortalığı kaplardı. Çok merak ediyorum, dünyanın en iyi kalecilerinin de bu tür goller yiyebileceğini biz ne zaman öğreneceğiz?

Hey gidi hey. Geçen sezon şanssız goller yiyen ülkemizdeki kalecilerimize neler denmedi. En ağır suçlamalar yapıldı. Adeta hedef tahtası haline geldiler.

Leo Franco aforoz edildi. Forması elinden alındı. Murat Şahin''e, İvesa''ya, Serkan Kırıntılı''ya iğrenç bir biçimde acımasızca yüklenildi. Bu şekilde değerlendirmeler yapanları ben ikiye ayırıyorum:

1-) İçleri kötülüklerle dolu olanlar ve futbolun ruhunu bilmeyenler.

2-) Rakiplerinin başarısını bu tür suçlamalarla gölgelemek, kendi camialarına da "Ne yapalım onlar şikeyle şampiyon oldular veya üstümüzde yer aldılar" mesajını vermek.

İşin en acıklı yanı da buna inanan büyük bir kesimin olması. Ne çirkin, ne üzücü.

Çingene pazarlığı!

Fenerbahçe''yi hep beraber ibretle izliyoruz. İnanılmaz bir kaos, son derece çirkin tablolar. Daum ve Fenerbahçe yönetimi karşılıklı restleşiyor. Yönetim Daum''u yıldırmak için ağır şartlar ileri sürüyor. Rapor getir… Sabah 09.00-18.00 arası Samandıra''da tesiste ol… Yardımcılarını gönder… Tam bir soğuk savaş.

Daum hepsine ''eyvallah'' diyor. Komutan olarak geldiği Fenerbahçe''de şu anda çırak bile değil. Aykut Kocaman''ın altında çalışmaya da razı oluyor. Aslında bu, 8.4 milyon eurodan vazgeçmemek için yapılan çırpınışlar. Belli ki Daum avukatlarıyla görüşmüş, stratejisini belirlemiş öyle gelmiş. Adam aptal mı, "Verin önümüzdeki iki yılın parasını" diyor. En azından pazarlıkta elini kuvvetli tutmak istiyor. Geçtiğimiz günlerde de yazmıştım, be kardeşim neden 3 yıllık mukavele yaparsınız? Daum bulunmaz hint kumaşı mı? Böylesine bir hata gerçekten olacak iş değil. Bunun sorumlusu da tek başına Aziz Yıldırım. Ondan başka kim, "3 yıl" kararını verebilir.

Bu hata sadece Fenerbahçe''de değil, G.Saray''da, Beşiktaş''ta, pek çok kulübümüzde yapılıyor. Teknik direktörler, futbolcular, uzun süreli mukaveleler nedeniyle ceplerine paralar konularak gönderiliyor. Oh ne güzel! Gelirken para, giderken para! Nerede görülmüş böyle çiftlik. Başkanlar hata üstüne hata yapacak, faturayı kulüpler ödeyecek.

Bu arada Aykut Kocaman kenarda bekliyor. Kocaman''ın yardımcıları bile belli. Şu anda düştüğü durum içler acısı. Zaten geçen sezon ne olduğunu, ne iş yaptığını anlayamamıştı. Şimdi de iç karartan bir belirsizlik. Evet Fenerbahçe büyük kulüp, ancak büyük kulüp böyle yönetilmez. Başkanı böyle sorumsuzca davranmaz, kulübü boşlukta bırakmaz. Bir kesim diyor ki, "Daum-Kocaman birlikteliği şimdi ne şekilde yürüyecek?" Hiç kimse Daum''un kulüpte kalacağını düşünmesin. Bunlar iki tarafın pazarlık için yaptıkları hamleler. Sözüm ona satranç oynuyorlar. Ancak satrancın da bir adabı, bir kuralı var. Bu iş çingene pazarlığına döndü. Tüm bu gürültünün sonunda Daum gidecek, Fenerbahçe''de euroları ödeyecek. Elbette pazarlıkta nereye kadar inilirse. Neresinden bakarsanız bakın, skandal üstüne skandal. Çok üzücü, çok yakışıksız.

Servet ayağa düştü

Servet hep gündemde. Milli takımımızın olmazsa olmazı ne yazık ki ayağa düştü. "Satıldı, satılacak. Gitti, gidecek. Rijkaard istiyor, istemiyor" lafları bir türlü bitmek bilmiyor. Her gün yeni bir haber.

Servet, "Madem istenmiyorum yurt dışına giderim. Bursaspor''a veya Türkiye''deki herhangi bir kulübe beni kimse zorla gönderemez" diyor. Biz futbolcuyu satılık mal olarak değerlendirdiğimizden Servet''in bu tür bir çıkış yapması kuşkusuz pek çoğumuzun tuhafına gidiyordur. "Kulübü nereye isterse oraya verir. Futbolcu kabul etmek zorundadır" diyenlerin sayısının hiç de az olmadığını biliyoruz.

Doğru ya, futbolcu pazarı değil; esir pazarı! Buyurun beyler satılık köleler var! Seç seç al, beğen beğen al!

Servet için çok üzülüyorum. Çocuğu ne duruma düşürdüler. Ülkemizin fizik olarak en güçlü en dayanıklı defans oyuncusu boşlukta sallanıp duruyor. En çok acı veren de kulüp içinde herhangi birinin Servet''in elinden tutmaması. Futbolun başına getirilen Adnan Sezgin, hiç mi Servet''in koluna girip, "Gel konuşalım seninle biraz" demez. Servet özellikle ilgisizlikten şikayetçi. Haklı, yerden göğe kadar haklı. Ben Beşiktaş''ın futbol sorumlularından biri olsam Servet''i anında alırım. (Daha düşük bir bonservis ücretiyle)

Bu düşüncemi Servet, Sivas''ta oynarken de dile getirmiştim. Evet topu iyi kullanamıyor ancak diğer bütün yönleriyle ideal bir stoper. Bu ortam kuşkusuz Servet gibi, milli takımımızı da çok etkileyecektir.

il y a 14 ans
Schuster işini bilir
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’